Geçirdiği sarılık zamanla siroza dönüşen 21 yaşındaki İbrahim Kara, kadavradan nakledilen karaciğer ile yeniden hayata tutundu. 56 yaşında beyin ölümü gerçekleşen hastanın karaciğeriyle hayata tutunan İbrahim Kara, “Resmini telefonuma kapak fotoğrafı yaptım, kendisine her gün dua ediyorum. Hayatımın sonuna kadar ne yapsam 56 yaşındaki birinin bendeki hakkını, ailesinin yaptığı büyük fedakarlığı, iyiliği ödeyemem. Onlara da hayatım boyunca dua edeceğim.” diyor.

İstanbul'da yaşayan İbrahim Kara'nın, bebekliğinde geçirdiği sarılık zamanla siroza dönüşmüş. 4 kardeşin en küçüğü olan Kara'nın karnında şişme ile başlayan rahatsızlığı yoğun halsizlik, iştahsızlık ve yorgunlukla devam etmiş. Son 1,5 aydır ise kolunu kıpırdatacak hali kalmayan Kara'ya, canlı verici için yapılan araştırmalarda kimsenin karaciğeri uymadı. Organ nakli için Acıbadem Bursa Hastanesi’ne başvuran aile, bir hafta sonra gelen telefonla büyük sevinç yaşadı.

İbrahim Kara için karaciğer nakli, Acıbadem Bursa Hastanesi Genel Cerrahi ve Organ Nakli Uzmanı Prof. Dr. Remzi Emiroğlu ve ekibi tarafından yapıldı. 56 yaşında beyin ölümü gerçekleşen hastanın karaciğeriyle hayata tutunan İbrahim Kara, 2015 yılında Bursa'da ilk karaciğer naklini olduğunu ifade etti. 12 saat süren ameliyatın başarıyla gerçekleştirildiğini belirten Kara, "Yeni bir ciğerle nefes almak çok güzel. Bütün hekimler bana destek oldu, güç verdi, yaşam verdi. Beni hayata bağlayacak ameliyatın Bursa’da yapılacağını birkaç gün önce rüyamda görmüş ve aileme söylemiştim. 224 kodlu bir numaradan aranıyorduk.” dedi.

Acıbadem Bursa Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Salih Gülten de bugüne dek çok sayıda karaciğer nakli yaptıklarını ve bunun mutluluğunu ekip olarak yaşadıklarını belirtti. Dr. Salih Gülten, şöyle konuştu: “Keşke daha çok insanımızın yüzünü güldürebilsek. Hastalarımızın ve yakınlarının yaşadığı heyecanın aynısını biz de yaşıyoruz. Onların kaderinin bir nakille nasıl değiştiğine tanık oluyoruz. Ailelerin yaptıkları büyük bir fedakârlık ancak kadavradan bağış oranını yükseltip Avrupa seviyelerine çıkarmamız gerekiyor. Karaciğer hastaları için böbrek gibi diyaliz imkanı bulunmadığından, bekleme listelerindeki hastalarımızın çoğunu organ sağlanamadığından, 1 yıl içinde kaybediyoruz. Oysaki organ bağışı ile onları yeniden hayata döndürmek mümkün.” diye konuştu.

Prof. Dr. Emiroğlu da şu görüşleri dile getirdi: “Bu konuda biz hekimlere düşen, iyi bir bilgilendirme yapmaktır. Biz organ bağışı konusunda zorlayıcı olamayız. Toplumumuzda aile bağları çok güçlü, bu da hastalarımız için bir şans. Kadavra bağışı yetersiz olduğundan, aileler bağışçı oluyor.”

Organ naklinin önemini vurgulamaya yönelik çalışmalar son yıllarda çok büyük artış gösterse de kadavradan organ naklinin son derece yetersiz olduğunu, milyonlarca hastanın birçoğunun listeye bile giremeden hayatlarını kaybettiklerini belirten Prof. Emiroğlu, “Bir insanın öldükten sonra yapabileceği en büyük hediye organ bağışıdır.” ifadelerini kullandı.