Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'na (TÜBİTAK) yönelik kriptolu telefonların dinlenmesi ile ilgili olarak 12’sı tutuklu 8 kişi hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu TİB eski başkanvekili Osman Nihat Şen, TİB eski Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu, Ferhat Saraç, Bülent Kocagürbüz, İsmail Bakar, Halil Çiçek, Hamza Demirezen, İmran Ergüler, Özgür Ören, Ayhan Yeni, Ali Osman Tekin, Yunus Şahin ile tutuksuz sanıklar TÜBİTAK eski başkan yardımcısı Hasan Palaz, Gökhan Vıcıl, Ahmet Boyalı, Hidayet Gencer, İbrahim Kılıç, Barış Yaslan, Seyit Ahmet Öztaban, Erkay Uzun, Adil Biçer, Nur Muhammet Arınç, Cüneyt Koç, Harun Dinç, Ahmet Asım Yağız, Mehmet Akgedik ve taraf avukatları katılıyor. Sanıklar İbrahim Barbaros Özcan ve Orhan Üçtepe ise duruşmaya katılmadı.

Mahkeme başkanı Musa Yeşil duruşma başlangıcında “Bugün yetiştirebildiğimiz kadar savunma alacağız. Öncelikle tutuklu sanıkların savunmalarını alacağız.” dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TÜBİTAK ve TİB’de görevli 28 kişi hakkında kriptolu ve normal telefonların dinlenmesi ile ilgili olarak iddianame hazırlamıştı. İddianamede Recep Tayyip Erdoğan, Sadullah Ergin, Fatma Şahin ve Cevdet Yılmaz şikayetçi olarak gösterildi. İddianamede ayrıca Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bazı bakanlar olmak üzere 29 kişi mağdur olarak gösterildi. İddianamede Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü de mağdur olarak gösterildi.

Şüphelilere ise silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme ve erişilmez kılmak suçları yöneltildi.

Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianame Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.