Uluslar ve Kültürelarası Diyalog ve Enstitüsü (IDI), Çanakkale Savaşları'nın 100. yıldönünü dolayısıyla Çanakkale'de 3. Dünya Barış ve Turizm Konferansı düzenledi. Konferansa Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski Federal Almanya eski Cumhurbaşkanı ve Avrupa-Akdeniz-Arap Birliği Derneği Başkanı Christian Wulff, Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, IDI ve Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özaltın, Yönetim Kurulu Üyesi Elif Özdemir, IDI Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, QTA Başkanı Thomas Bösl, New York Hükümet İlişkileri Başkanı ve Yahudi Meclisi Topluluğu İlişkileri (JCRC) İbra Kurulu Başkan Yardımcısı David M.Pollock, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED)’ndan Mehmet İşler, UNWTO (Madrid)’dan Amr Abdel Ghaffar, King’s College London, IDI Başkanı Yardımcısı Prof. Dr. Friedbert Pflüger, FVW Genel yayın Yönetmeni Klaus Hildebrandt ve teolog Prof. Dr. Peter Antes katıldı.

"Kültürlerarası Diyolog, Barış ve Turizmin Rolü" başlıklı oturumun açılış konuşmasını, eski Cumhurbaşkanı Wulff yaptı. Çanakkale’de bulunmaktan mutluluk duyduğunu, burasının bir barış şehri olduğunu belirterek, “Truva Savaşı ve Çanakkale Savaşları’ndan sonra bugün Çanakkale, barış için mücadele eden bir şehir. Halklar ve insanlar arasında barışı tesis edecek olan şehir. Bizim dünyamızda birçok azınlık grupları için gittikçe artan sorunlar var. Irkçılık var, antisemitizm var, İslam’a karşı nefret var, Hristiyanlara karşı olaylar var. Bizim çok daha fazla insani düzeyde toplantılara ihtiyacımız var. Karşılıklı saygı da gerekiyor. Bütün bunları yaparken de insanların kendi kimliğini koruması, kendi kimliğini başkasına dayatması herhalde halen sorun yaratan bir konudur. Köprü inşaatı yapanlar ise biliyor ki köprülerin sağlam olması için temellerin sağlam olması gerekir. Bilinçli bir Türkiye ve Almanya, bilinçli bir Avrupa tabiî ki köprüleri ve taşıyan köprüleri inşa edebilir. Batı ile doğu arasında, yani Avrupa ile Asya arasında ve farklı kökenli insanlar arasında eğer gelecek için hedefleri aynıysa bütün bunların olması için gerçekten diğer kültürlere ilgi göstermemiz gerekir. Bunu yapabilmek için diğerini anlamamız ve dünyayı onun perspektifinden görmemiz gerekir. Senede birkaç kez Türkiye’ye geliyorum. Her defasında Türkiye’nin ne kadar hızlı geliştiğine tanık oluyorum. Her iki ülkenin ortak olarak barışa doğru gitmesi için çalışmamız gerekir.” dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç ise özellikle yakın coğrafyada yaşanan gelişmelerin pek de olumlu olmadığını belirterek, bu tür konferansların önemine değindi: "Açıkçası söz konusu konferans, daha huzurlu ve güzel bir gelecek adına ümitlerimi arttırmıştır. Aradan geçen iki yıla baktığımda dünyamızda, özellikle yakın coğrafyamızda yaşanan gelişmeler maalesef pek de olumlu değil. Irak'ta, Suriye'de, Myanmar'da, Filistin'de, Fransa'da, Afganistan'da ve daha birçok yerde farklı inanç grupları tarafından bir diğeri aleyhine yakın zamanda birçok baskı, saldırı ve olumsuzluklar yaşandı. Bu yaşananlar, bizleri umutsuzluğa sevk etmiş olabilir. Aslında bunlar yeni olaylar da değil. İnsanlık ve dinler tarihine baktığımızda benzer birçok olayı hatırlayabiliriz ama bize düşen, olumsuz örneklere takılarak ümitsizliğe kapılmak değil, karşılıklı saygı ve hoşgörüyü esas alarak, birlikte daha yaşanabilir bir gelecek tasarlamak olmalıdır. İşte bu noktada, bu kadar olumsuz örnekler hemen yanıbaşımızda yaşanırken düzenlenen bu konferansı çok önemsiyorum. Bu tür etkinlikler sağduyu sahibi insanların da mevcut olduğunu, aslında bunların dünya genelinde çoğunluğu oluşturduğunu, insanların savaş ve çatışma değil, barış ve uzlaşı istediği göstermesi açısından değerlidir. Böylece bu güzellik ve iyi niyet çabasında bizlerin de bir katkısı olsun istiyoruz."

Genel seçime çok az kaldığını da hatırlatan Bülent Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Uluslararası diyalog ve kültürlerarası bu enstitünün yaptığı çalışmaları takip ediyorum. Biliyorsunuz ki neredeyse 15 gün sonra ülke seçime gidiyor. Bu seçim için de hepimiz büyük bir gayretle çalışıyoruz. Sadece Adalet ve Kalkınma Partisi değil, tüm siyasi partiler, milletvekilleri yoğun bir kampanyanın içerisindeler. Ben de birkaç gün önce Van'daydım, dün Ankara'daydım, bugün Çanakkale'ye geldim. Seçim gününe kadar bu çalışmalarımız devam edecek ama bizim için seçim ne kadar önemliyse, yeni bir iktidar umudu ne kadar önemliyse başta Christian Wulff'un davetli olarak katıldığı bu toplantı da o kadar önemli. Kitabınız çok önemli. Türkçe baskısını bana hediye ettiniz, çok teşekkür ediyorum ama siz yine zirvedesiniz, zirveden düşmediniz. Siz şu anda Almanya'da çok deneyimli, çok başarılı bir siyasetçisiniz. Başınıza gelen veya getirilen iş Türkiye'de, pek çok ülkede siyasetçilerin kaderidir ama beraat ederek, aklanarak ve tekrar eski gücünüzün daha fazlasıyla hem Alman siyasetinde hem de Türkiye ile ilişkilerinizin daha da güçlendirilmesinde çok önemli bir rol oynuyorsunuz. Sizin Türkiye'ye gelmeniz, Çanakkale'yi ziyaret etmeniz ve bu toplantıda bir dost olarak konuşma yapmanız bizlere çok büyük bir onur verdi, size çok teşekkür ederim."

Konuşmaların ardından katılımcılar, beraber hatıra fotoğrafı çektirdi.