Diyarbakır'da bir araya gelen Doğu ve Güneydoğu'dan 640 sivil toplum kuruluşunun temsilcisi ortak açıklama yaptı. Açıklamada, "Hükümetin ve devletin politikalarının hala yanlışta ısrar etmek olduğu gerçeğinden, halklarımızı 90’lı yılların o ürperten sürecine geri götürmek olduğundan derin endişe duymaktayız." denildi.

Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesindeki Sümerpark'ta basın açımlama yapan sivil toplum temsilcileri, yeniden başlayan çatışma süreciyle ilgili endişelerini dile getirdi. Ortak açıklamada, yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında demokratik çözüm sürecinin büyük bir toplumsal destek gördüğü anımsatılarak, "Yine bu süreçte, ekonomiden, sosyal ve siyasal hayata kadar toplumsal yaşamın tüm alanlarında büyük bir rahatlama yaşanmaya başladı. En başta da insan ölümleri son buldu. Bu süreç Türkiye toplumlarının yaşadığı, Kürt sorunu başta olmak üzere bütün demokratikleşme sorunlarının çözümü için büyük bir fırsat yarattı. Çözüm sürecinin yarattığı çatışmasızlık ortamının devamı için bütün toplumsal kesimlerin verdiği destek şüphesiz ki en güçlü zemindi. Ancak, sorunun gerçek anlamda çözümü için gerekli olan yasal ve anayasal değişikliklerin yapılmaması ve zamana yayan politikalar, taraflar arasında güvene dayalı ilişkileri ve süreci zora sokmuş, ardından da halklarımızı yüksek gerilimli bir süreçle karşı karşıya bırakmıştır." ifadeleri kullanıldı.

Dolmabahçe'de İmralı heyeti ile hükümetin kamuoyuna açıkladığı mutabakat metninin, müzakere sürecine geçiş ve demokratik çözümün nihai sonuca ulaşması için tarihi bir adım olduğu anımsatılan açıklamada şöyle denildi: "Ancak Sayın Cumhurbaşkanı'nın Dolmabahçe mutabakatını tanımadığını belirten açıklaması ve Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit, çözüm sürecini resmen ve fiilen bitirme noktasına getirmiştir. Bu gergin atmosfer içerisinde yapılan 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını herkesin iyi okuması ve değerlendirmesi kanısındayız. 7 Haziran seçimlerinde halklarımızın sandıkta ortaya çıkardığı iradeye herkesin, özellikle de 13 yıl boyunca tüm demokratik tepki ve muhalefeti sandıkları adres göstererek bastıran Cumhurbaşkanı ve AKP'nin saygı göstermesini beklemek hakkımızdır. Yeni bir seçimden henüz yeni çıkmışken yapılan erken seçim tartışmalarının ve oluşturulan gündemin geleceğimiz ve ülkemizin istikrarı açısından yeni sıkıntılar doğuracağına inanmaktayız. Yapılan askeri ve siyasi operasyonların erken seçimin zeminini oluşturma amaçlı olduğu kaygı ve endişelerimizi de buradan açıklamak istiyoruz. Artık en başından beri dile getirdiğimiz kaygılarımız bir gerçek olarak karşımıza dikilmiştir. Tüm Ortadoğu’nun ve insanlığın başına musallat olan barbar, tecavüzcü IŞİD çetesi, Türkiye ve Kürdistan için açık bir tehdit halini almıştır. Bütün bu gerçekliklere rağmen, hükümetin ve devletin politikalarının hala yanlışta ısrar etmek olduğu gerçeği halklarımızı 90’lı yılların o ürperten sürecine geri götürmek olduğundan derin endişe duymaktayız. Üstelik bütün bunlar, henüz yeni bir seçimden çıkmışken ve yeni bir hükümet kurma çalışmaları sürüyorken, halklarımızın kaderini belirleyecek kararlardan, özellikle de savaş kararlarından kaçınması gereken geçici bir hükümet tarafından yönetiliyorken yeni bir savaş ortamına sürüklenmemiz kabul edilemezdir. Savaşın hiç kimseye kazandırmayacağı, yaşanacak büyük acı ve bedellerden sonra tekrar bitirdiğimiz noktaya geri döneceğimiz geçmiş deneyimlerden de anlaşılmaktadır. Bu nedenle bütün sorunlarımızı müzakere ederek çözmek dışında bir şansımızın olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Barışçıl çözüm yolunun açılması için Türk devleti ve PKK’yi derhal çatışmalara son vermeye ve tahkim edilmiş bir ateşkes ilan etmeye çağırıyoruz. Bu nedenle Dolmabahçe sürecine yeniden dönmek, Sayın Öcalan’la kesilen diyalog sürecini müzakereye evirterek yeniden başlatmak ve ülkemizi kan gölüne ve her açıdan büyük belirsizliklere ve uçurumlara sürükleyecek yeni bir kaos ortamından kurtarmak için bütün tarafları, sağduyuya davet ediyoruz. Hiçbir gerekçe yapılan saldırıları ve savaşa desteği haklı gösteremez. Birlikte ve eşitlik temelinde kardeşçe bir yaşamın kurulması için, Türkiye halkının barış tarafında inisiyatif geliştirmesi her zamankinden daha önemli bir tutum olacaktır. IŞİD barbarlarının katliamlarında da gördük ki Kürt sorunu artık sadece bir halkın sorunu olmaktan çıkmış, demokrasi, vicdan, ahlak ve insanlık sorunu olmuştur. Bunun için bütün insanlığı Kürt halkına karşı başlatılan, sonu büyük yıkımlar olacak yeni bir savaşa karşı durmaya, halkımızla dayanışmaya çağırıyoruz."