Halaf medeniyeti dönemine ait olduğu sanılan çukurlarda, hayvan kemikleri ve seramikler, yaşanılan çevreye karşı nasıl bir duyarlılık içerisinde bulunulduğunu gözler önüne serdi. Yaptıkları çalışmalar sonucu dönemin insanlarının ihtiyaçlarından fazlasını tüketmediklerini gördüklerini söyleyen İngiliz Arkeolog Dr. Stuart Campbell, "Burada yaşayan insanlar çevre konusunda bizden daha hassaslardı diyebilirim." dedi. California ve Manchester Üniversitesi işbirliğinde 14 yıl önce başlatılan Domuztepe kazısı ile 8 bin 500 yıl önceki medeniyetin izleri araştırılmaya devam ediliyor. Kazı, 2008 yılından itibaren de Manchester Üniversitesi ile British Museum tarafından gerçekleştiriliyor. Bölgede, Manchester Üniversitesi'nden Arkeolog Dr. Stuart Campbell idaresinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yetkilisi Tolga Çelik, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden (ODTÜ) araştırma görevlileri Deniz Erdem ve Mina Şentek'in de aralarında bulunduğu 20 yerli ve yabancı arkeolog ile 10 işçi çalışıyor. Höyüğün nasıl bir işlevi olduğuna yönelik araştırmalar yapan kazı ekibi, dönemin insan ilişkilerine dair de birçok ipucunu yakalıyor. 20 hektarlık bir alanda kurulu ve döneminin en büyük höyüğü olduğu söylenen Domuztepe'nin, şehirleşmeye geçmeden önce iskan edildiği, üretim metotlarının da bunu gösterdiği belirtiliyor. Yapılan kazılarda ele geçen en önemli bulgulardan biri döneme ait çöp çukurları oldu. Şehirleşme öncesi bir medeniyetin izlerini araştırmanın heyecanını yaşayan kazı ekibi, bulunan bu çöp çukurlarının işlevi ile ilgili de birçok ipucu yakalama şansı buldu. Kazı heyetinin başında bulunan İngiliz Arkeolog Dr. Stuart Campbell, bu çukurlarda hayvan kemiği ve seramiklerin ele geçirildiği ifade ederek, yeme içme alışkanlıkları ve diğer aktivitelere yönelik bilgi edindiklerini vurguladı. Çukurlar aracılığıyla su konusunda da bilgi sahibi olduklarını kaydeden Campbell, hem bazı parçaların yıkanması için, hem de kille karıştırılıp seramik yapılması için sudan faydalanıldığını dile getirdi. 8 bin 500 yıl önce yaşayan medeniyetin çevreye karşı ne derece duyarlı olduğunu bu çukurlar sayesinde görme imkanı bulduklarını kaydeden Campbell, "Bu medeniyet çevreyi biliyordu. Neyi nereden alacaklarını hangi kaynaktan alacaklarını biliyorlardı. Çevreye karşı oldukça duyarlılardı. Hiçbir zaman ihtiyaçlarından fazlasını tüketmediler. Çevre konusunda bizden daha hassaslardı diyebilirim." diye konuştu. Yapılan kazıların 10 yıl daha sürmesini planladıklarını anlatan Campbell, bu sürenin de 20 hektarlık alandaki bu büyük höyük için yeterli olamayabileceğine dikkat çekti. Kahramanmaraş Kültür Turizm Müdürü Seydi Küçükdağlı da Domuztepe kazılarının önemine değinerek, müzede bu kazının temsili canlandırılmasının yapılacağı bilgisini verdi. Kahramanmaraş'ın arkeolojik bir kent olduğuna ve birçok değeri bünyesinde barındırdığının altını çizen Küçükdağlı, kazının turizm açısından da bir önem arz ettiğine vurgu yaptı.