Alınan bilgiye göre, 2 Haziranda Huzurevler Mahallesi 142 Sokak'taki bir apartmanın 11'nci katındaki dairede, ebe hemşire Nalan Yüksel, baba İbrahim Yüksel (64), anne Günay Yüksel (62), 6 yaşındaki Vedat Yüksel, lise öğrencisi Halil İbrahim Kopar (17), ÖSS'ye hazırlanan Arif Kopar (19), kardeşinin eşi Ela Gül Yüksel ve kardeşi Ali Yüksel'i öldürdüğü iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konulan Murat Yüksel hakkındaki iddianame tamamlandı. Mahkemece kabul edilen iddianamede Yüksel'in, “beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi öldürmek, tasarlayarak cinayet” suçundan 8 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanması istendi. Gözaltında, nöbetçi cumhuriyet savcılığı ve nöbetçi mahkemede susma hakkını kullanması nedeniyle Yüksel'in ifadesinin alınamadığı belirtilen iddianamede, zanlının maktullerle aralarında edinilmiş mallar yüzünden anlaşmazlık bulunduğu kaydedildi. İddianamede, şu ifadelere yer verildi: “Toplanan deliller, şüphelinin, ölen Nalan Yüksel adına kayıtlı, olayın meydana geldiği evin, kendisinin kazandığı minibüs gelirlerinden babası İbrahim Yüksel'in katkılarıyla alınıp Nalan Yüksel adına tescil ettirildiğini, bu durumun kendisine yapılmış haksızlık olduğunu düşünerek aile içinde huzursuzluk yarattığını göstermektedir. Olay tarihinde şüpheli öğleden sonraki bir saatte gelip evde bulunanları öldürmeye başladı, eve daha sonra gelen kişileri de öldürmeye devam etti. Annesi Günay Yüksel ve yeğeni Vedat Yüksel'i boğarak, diğerlerini de tabancayla vurarak öldürdüğü anlaşıldı. Olaydan sonra gittiği Toros Mahallesi'ndeki evinde karısına olayları anlatan mektup yazan ve gelecekte nasıl davranması gerektiği konusunda yönlendirmeye çalışan şüpheli, suç aleti tabancayla ele geçirildi. Tasarlayarak suç işleyen şüphelinin cezasından indirim gerektirir delil de elde edilemediği anlaşıldı.” Murat Yüksel'in yargılanmasına önümüzdeki günlerde 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacağı bildirildi. TEK KİŞİLİK ODA Bu arada, şüpheli Murat Yüksel'in, tutuklu bulunduğu Adana'daki cezaevinde tek başına odada tutulduğu, eşine yazdığı mektupta ve yakalanma sırasında polislere intihar edeceğine yönelik ifadeler kullanması üzerine de sürekli gözetim altında bulundurulduğu öğrenildi. MURAT YÜKSEL'İN MEKTUBU Murat Yüksel'in, susma hakkını kullanarak ifade vermemesine karşın, yakalanmadan önce yazdığı ve iddianamede de yer alan mektup olayla ilgili geniş ip uçları verdi. Murat Yüksel'in olayın nedeninin, maddi sorunlardan kaynaklandığına ilişkin ifadelerin yer aldığı eşi Nesrin Yüksel'e hitaben yazdığı mektubun bazı satırlarında, kardeşi Ali Yüksel'i de suçladığı görüldü. Sanığın eşi Nesrin Yüksel'e hitaben yazdığı mektuptaki bazı satırlarda, kardeşi Ali'nin ailenin 7 ferdini öldürdüğünü, onu da kendisinin kazayla öldürdüğünü ileri sürdü. Olayın sonucuyla ilgili olarak “aile faciası” benzetmesi yapan Murat Yüksel, 9 sayfadan oluşan mektubun bir bölümünde kendisini anlattı. Sanık Murat Yüksel, ailesiyle arasında yaşanan sorunları da anlattığı mektubunda, şu ifadeleri kullanıyor: “Bildiklerin ve bilmediklerinin hepsinin cezasını vereceğim. Ben nasıl çocuğuma bir çikolata alamıyorsam, çocuğumu bundan sonra babasız bırakacaksam, onlar da benimle birlikte çocuklarını bir daha sevemeyecekler. Beni nasıl malım için arkamdan vurdularsa, mallarını yiyemeden bedelini ödeyecekler. Yaptıklarını hiçbirisinin yanına kar bırakmayacağım. Canlarını alacağım. Onları cezalandırırken, gerekçem beni elimdeki üç kuruşluk mal ve egoları için arkamdan vurmaları. Benim olanlar benim canlarımın olacak yine.” Oğlunu çok sevdiğini anlatan sanık, bu konuyla ilgili de şu ifadeleri kullanıyor: “Yüksel'im müthiş akıllı ve zeki bir çocuk. Artık, Yükselimin evde her şeyi yapabileceği en iyi arkadaşı olmayacak. Mutfağa, tuvalete, banyoya bensiz gidecek. Okuldan akşam, büyük bir adam edasıyla döndüğünde kapıda onu babası karşılamayacak, akşamları yatmadan önce sırtını sabırla babası kaşımayacak, onu sevgiyle öpen babası olmayacak. Hiç kimse bir evladı babasının sevdiği, öptüğü, koruduğu gibi öpüp koklayamaz. Yalvarırım Yüksel'i babalık eline bırakma.” Öldüğünde organlarının bağışlanmasını da isteyen Murat Yüksel'in mektubu şöyle tamamlanıyor: “Öldüğümde organlarımı bağışla. Cenazemi, ninemin yanına defnedin, oğlumun ve 2 yeğeninim fotoğrafının da kefene koyun. Bu mektubu birkaç kez okuduktan sonra kimseye söz etme. Sen bu mektubu okuduğunda ben işlerimi halletmiş, yani her şey bitmiş olacak. Kıyafetlerimden takım elbisem ile gözlüğümü sakla, büyüdüğünde bir kez de olsa oğluma giydir. O kalıba gelince oğlumun bir kere de olsa takımımı giyip, gözlüğümü takmasını istiyorum.”