Eskişehir Özel Samanyolu Eğitim Kurumları ve FEM’e bağlı dershanelerin avukatı Selamet Şen, bir kaç gün önce 8 ayrı devlet kurumu tarafından yapılan baskın ve denetimlerin tek bir kurumun okul ve dershanelerine yapıldığını, bunun da nefret ve ayrımcılık suçunu oluşturduğunu söyledi. Av. Şen, “Sistematik olarak denetime tabi tutulan kurumların ticari faaliyetleri, kuranlar ve destekleyenler, siyasi düşünce ve felsefi inançlarından dolayı engellenmektedir. Kamu görevlilerin bu eylemleri görevi kötüye kullanma suçu oluşturmaktadır. İlgililer hakkında suç duyurusunda bulunduk.” dedi.

'BU BİR DENETİMSE NİÇİN BAŞKA ÖZEL OKUL VE DERSHANE DENETLENMİYOR'

Av. Şen, 30 ve 31 Temmuz 2015 günü Eskişehir’de 30 yıldan bu yana faaliyet gösteren ve başarılarıyla adından söz ettiren Samanyolu okulları ve FEM dershanelerine devletin tüm imkanları kullanılarak denetim adı altında baskın düzenlendiğini kaydetti. Söz konusu kurumların her ay, dershanelerin de son aylarda sürekli denetlendiğini belirten Av. Şen, “Buna rağmen üç ayrı otobüsle, 3 okul, 4 dershane bir yurt olmak üzere 8 eğitim kurumunun 8 ayrı devlet kurumlarıyla denetlenmesi neyin telaşıdır? Bu bir denetimse niçin hiç başka özel okul ve dershane denetlenmemekte?” diye sordu.

Okul ve dershanelerine yönelik denetim gibi baskını Eskişehir Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü'nün organize ettiğini öğrendiklerini vurgulayan Av. Şen, gelen görevlilerin kendilerine hiçbir resmi evrak ibraz edemediğini aktardı.

'DENETİME GELEN GÖREVLİLER KENDİ KURUMLARINA GİTMEK YERİNE KARAKOLA GÖTÜRÜLDÜLER'

“Gelen memurlar elindeki evrakları okumamızdan dahi korkmuşlardır.” diyen Av. Şen, emniyet görevlilerinin ise önceden hazırlanan soruları denetime gelen memurların eline tutuşturduğunu anlattı. Bu sorularda, Milli Eğitim'e 300 soru, İtfaiye ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne ise 900 ve üzeri soru verildiğini, bunun da dikkat çekici olduğunu anlatan Av. Şen, şöyle dedi: “Gelen kurumlardaki memurlar işleri bitince kurumlarına gitmek yerine polisler tarafından bekletilerek karakolda toplanmıştır. Denetime gelen polisler güvenlik için geldiklerini söylemelerine rağmen, niçin organize şubeden geldiklerini açıklayamamışlardır. Hatta müdürleri bile adını ve çalıştığı yeri vermekten imtina etmiştir.”

'YAPILAN BASKINLAR AYRIMCILIK VE NEFRET SUÇU İŞLİYOR'

Denetim sırasında avukatlar olarak tuttukları tutanakları gelen görevlilerin imzalamaktan kaçındığını ifade eden Şen, bu yapılanların nefret ve ayrımcılık suçu oluşturduğunu söyledi. Av. Şen, şöyle konuştu: “Eskişehir’deki eğitim kurumlarına karşı denetim adı altında yapılan nefret ve ayrımcılık eylemlerinin, TCK’nın 122/1/d maddesi kapsamında nefret ve ayrımcılık suçunu oluşturduğunu bilginize sunuyoruz. Nitekim başka hiçbir kuruma yapılmadığı şekilde sistematik olarak denetime tabi tutulan bahsi geçen özel eğitim kurumlarının ticari faaliyetleri, kurumları kuranların ve destekleyenlerin siyasi düşünce ve felsefi inançlarından dolayı engellenmektedir. Kaldı ki, kamu görevlilerinin eylemleri bu suçu ayrıca TCK maddesi 257/1 kapsamında görevi kötüye kullanma suçu oluşturmaktadır.”

'HUKUK İÇİNDE HAKLARIMIZI SONUNA KADAR ARAYACAĞIZ. HUKUK UYUR AMA ASLA ÖLMEZ'

Konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Av. Şen, “Kapıyı kırın savcıyı alın talimatını verenler korkmayın biz müdahale ederiz bir şey çıkmaz diye garanti veriyor olabilirler. Ama mutlaka bu garantiyi verenlerin de yargıya müdahale edemeyeceği, yargının gelip rayına oturacağı gün gelecektir. O gün, bugün tamamı için suç duyurusun da bulunmadığımız konuları yeniden suç duyurusunda bulunacağız. Çünkü bu suçlar zaman aşımına uğramaz. Hukuk içinde buranın altını çiziyorum hukuk içinde haklarımızı sonuna kadar arayacağız. Unutmayın, hukuk bazen uyur ama asla ölmez. Bir gün mutlaka uyanır.” ifadesini kullandı.