Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici, gazetecilere yönelik baskı ve şiddetin özgür basını susturamayacağını söyledi. Bilici, “Umutsuzluğa gerek yok. Türkiye geçmişte de bu tür acı ve karanlık dönemleri yaşadı ve üstesinden geldi. Bu dönemin de üstesinden geleceğiz. Bu baskılar bizi yan yana getiriyor. Fikirlerimiz farklı olsa da artık daha fazla demokrasi konusunda duyarlılığımız artmış durumda.” dedi.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Abdülhamit Bilici, attığı tweetler nedeniyle tutuklanan Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş’e destek için Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Çok sayıda gazeteci ve yazar da adliyede hazır bulundu.

Konuyla ilgili açıklama yapan Abdülhamit Bilici, Bülent Keneş’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun attığı bir tweeti paylaşmasının da suç sayılmasının gülünç olduğunu söyledi. Bilici, “Açıkçası ne diyeceğimi bilemiyorum, ne yapacağımı da bilemiyorum. Çünkü ilk günde buradaydım, Sedef Kabaş’ın davası vardı. Allah’tan onunla ilgili beraat kararı çıktı. Bu beni çok mutlu etti. Ondan önceki günlerde Hasan Cemal ağabeyimiz için, meslek büyüğümüz Hasan Cemal’le ilgili bir ifade verme olayı vardı. Ona destek için gelmiştim. Bugün Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni, Türkiye’nin önemli gazetelerinden İngilizce yayın yapan bir kaç gazeteden birinin genel yayın yönetmeni ve sınıf arkadaşım, meslektaşım, kardeşimin böyle komik bir mağduriyeti dolayısıyla destek için buradayım. Gerçekten Bülent Keneş’i ben 30 yıldır tanıyorum. Delikanlı bir Malatyalıdır, sözünün arkasındadır, edepli bir insandır ve bu suçlamalarından dolayı da ilk gün aslında çağırıldığı zaman ifadeye gelmişti. Yani serbest bırakıldı. Sonra tekrar gözaltı için dün geceden beri yollardayız. Geceyi emniyette geçirdi şimdi burada hakim, savcı bekliyoruz. Onlar da yok. İsterdik ki bu Cumartesi normal bir ülkede normal demokraside nasıl oluyorsa çocuklarımızla kahvaltı yapalım bazılarımız işe, bazılarımız pikniğe gidelim. Bu ülke ne hale geldi. Bu arada mesela suçlanan tweetlerden birkaçına dikkat çekeyim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yani Türkiye’deki önemli bir partinin liderinin bir twieetini RT etmesi de suçlar arasında.” ifadelerini kullandı.

'BİR ÜLKEDE BASIN SUSTURULMUŞ VE CAN GÜVENLİĞİ YOKSA, O ÜLKELERİN MODELİ SURİYE’DİR, IRAK’TIR'

Yaşanan süreçte birçok gazeteciyle ilgili sıkıntı olduğunu belirten Bilici, “Bir Cumartesi sabahı burada değerli meslektaşlarımızla birlikte bulunuyoruz. Çok daha kötü haberler aldık. Şu anda onun üzüntüsü içindeyiz. Biz bunları gülerek karşılıyoruz. Sadece ülkemiz adına üzülüyoruz. Ülkemizin bu hale getirilmesi bizi gerçekten derinden üzüyor. Ülkemize yakışmıyor. Çünkü bu olay sadece Bülent Keneş’le sınırlı değil. Daha dün hem Uğur Dündar’la ilgili bir karar vardı, hem Necati Doğru ile ilgili bir karar vardı. İşte bütün Ahmet Hakan’dan Hasan Cemal’e kadar bir çok gazeteci ile ilgili sıkıntı var. Geçen hafta bir yürüyüşe katıldık. Orada Ahmet Hakan’a evinin önünde atılan dayağı protesto ettik. Yani gazeteciler olarak maalesef işimizi yapamaz hale geliyoruz. Can güvenliği bile artık tehlikeye girmeye başlamış durumda. Yani Avrupa Birliği’ne girmesi beklenen, hukuk ve demokrasi açısından bölgemize Ortadoğu'ya örnek olması beklenen bir ülke bunun için de bizim çok destek verdiğimiz yolda giderken maalesef şu anda İran’la Kuzey Kore arasında bir yere savrulmuş durumdayız. Ve yanı başımızda hiç benzemek istemediğimiz ülkeler var. Bugün Ankara’dan gelen çok acı olaylar beni daha da endişelendirdi. Yani bir yerde medya susturulmuşsa ve insanların can güvenliği yoksa, o ülkelerin modeli Suriye’dir, Irak’tır. Biz son dönemde maalesef bu olayların hiçbirini aydınlatamıyoruz. Reyhanlı’nın acısını Suruç bastırıyor. Suruç’un acısını Diyarbakır bastırıyor. Diyarbakır’ın acısına şimdi Ankara eklenmiş oldu. Ben orada hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum. Gerçekten çok üzgünüm. Arkadaşımın şu anda belki tutuklanma ihtimali var. O bunun gülerek karşılıyor. Sadece onun da ülkemiz adına üzüldüğünü düşünüyorum. Ankara’daki olay gerçekten çok müessif.” diye konuştu.

'UMUTSUZLUĞA GEREK YOK'

Türkiye’nin geçmişte de bu tür acı ve karanlık dönemleri yaşadığını ve üstesinden geldiğini ifade eden Bilici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bu olaylar Digitürk platformunun engelleme, gazetecilere yapılan saldırılar, Hürriyete yapılan baskın, Turkcell, Tivibu gibi bütün nerede özgür, bağımsız, konuşan insanlar varsa, yanlışlara yanlış diyen insanlar varsa bunları hedef alan operasyonlar ve Ankara’daki bombalama dikkat edelim seçime üç hafta kala oluyor. Bu ortamda adil bir seçim olabilir mi? Ülke bu ortamda huzurlu olabilir mi? Çocuklarımız için güven duyabilir miyiz? Gerçekten çok kaygılıyım, çok üzüntü duyuyorum ama şu mesajımı da vermek istiyorum; her şeye rağmen karamsarlığa gerek yok, umutsuzluğa gerek yok. Türkiye geçmişte de bu tür acı ve karanlık dönemleri yaşadı ve üstesinden geldi. Bu dönemin de üstesinden geleceğiz ve çok güzel bir gelişme var oda şu; bu baskılar bizi yan yana getiriyor. Fikirlerimiz farklı olsa da artık daha fazla demokrasi konusunda duyarlılığımız artmış durumda. Digitürk tarafından yapılan sansür girişimine bütün toplum ayağa kalktı. Dolayısıyla bu sürecin sonunda hepimizin demokrasiyi daha iyi öğrenerek çıkacağımızı ümit ediyorum. Halkımızında bu konuda umutlu olmasını daha fazla birbirine kenetlenmesini, daha fazla birbirini sevmesini arzuluyorum. İnşallah öylede olur. Temennim Türkiye asla karanlık bir ülke olmayacak ve demokrasiden dönmeyeceğiz. Özgür medya susmayacak.”