Ege Üniversitesi'nde çıkan olaylarda öldürülen Ülkü Ocakları Temsilcisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun annesi Özlem Erdem, tehditlere rağmen tedbir alınmadığını söyledi. Anne Erdem, "22 Ekim günü sosyal paylaşım sitesinde oğlumu hedef gösterdiler, onu ezeceklerini söylediler ama buna rağmen hiçbir önlem alınmadı." dedi. Oğlunun arkadaşlarına da seslenen anne Erdem, "İntikam taşla, sopayla alınmaz, Fırat gibi bilgi sahibi olun, kalemleriyle bir şey yapsınlar." çağrısında bulundu. Sınıf öğretmeni olarak görev yapan anne Özlem Erdem, oğlunun sınavlara arkadaşlarının korumasında gittiğini kaydetti.

Geçtiğimiz Cuma günü meydana gelen olayda Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde formasyon dersleri alan Tarih bölümü 4. sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu bacağından, sol grup içindeki Nurullah S. da karnından yaralandı. Polis olaylara müdahale ederken Çakıroğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne, Nurullah S. ise Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Atar damarı kesildiği öğrenilen Çakıroğlu hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Çakıroğlu, binlerce kişinin katıldığı cenaze töreninin ardından toprağa verildi.

"ÜZERİMİ DEĞİŞTİRECEĞİM DİYORDU AMA ÖLÜMLE DEĞİŞTİRECEĞİNİ HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM, ÇOK UYARDIM AMA..."

Oğlunun ölümüyle ilgili Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) sorularını cevaplandıran anne Özlem Erdem, "Onsuz günlerin nasıl geçiyor?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Çok yoğun geçiyor, bütün duyguları aynı anda yaşıyorum, yüreğimdeki acıyı ayna anda, mutluluğu aynı anda yaşıyorum. O kalabalığı gördüğüm için o mutluluğu çok yaşadım. Fırat'ın sevildiğini biliyordum ama bu kadar sevildiğini, bu kadar bir kalabalık topluluğu geleceğini ben düşünmemiştim. Hep diyordu, 'Anne ben üzerimi değiştireceğim, merak etme sen' diyordu. Böyle konuşuyorduk ama ölümüyle değiştireceğini hiç düşünmemiştim; ileride akademisyen olacak, belki siyasete atılarak değiştirecek diye düşünüyordum. Çok acı oldu, yüreğimiz yanıyor ama şehit annesiyim, dimdik ayakta durmak zorundayım. Bunun başka çaresi yok, oğlumun orada huzur içerisinde yatması için, üzülmemesi için. Hep, ‘Oğlum ne olur evlat acısı yaşatma' diyordum. Çünkü, ‘Olaylar oluyor, bunlar hain, bir şekilde fırsatını bulurlar, seni bir bıçak darbesiyle öldürebilirler, oğlum bunu bana yaşatma' diyordum. Söylediklerim aynen çıktı. Oğlumun orada üzülmemesi için dimdik ayakta duracağım. Daha önceki mesajlarımda dediğim gibi nice Fırat’lar yetiştireceğim, yiğit çocuklarımızı kız erkek fark etmiyor, temelini atacağım, çünkü sınıf öğretmeni olduğum için çocukları dört sene okutuyorum."

'FACEBOOK'TA HEDEF GÖSTERDİLER AMA ÖNLEM ALINMADI, YARALIYKEN POLİS ARACINA ALMAMIŞLAR'

Oğlunun ölümünde ihmal olduğunu öne süren Özlem Erdem, şöyle devam etti: "Başka davalar da açılacağı için çok fazla bir şey söylemeyeceğim ama Ege Üniversitesi Hastanesi çok yakın olmasına rağmen ambulans 20-25 dakika içerisinde geliyor, polis arabasına arkadaşları alınmasını istiyor, almıyorlar. Zaten bir buçuk senedir olayların yaşandığını, sürekli tehdit aldığını bana söyledi. Sadece, kampüste şenlik adı altında kurulan çadırların içinde silahlar olduğunu söylüyordu, rektörlük ve emniyetin önlem almadığını söylüyordu. Sınavlara korumalarla gittiğini, oraya gidince öğrendim arkadaşlarından. Önlem alınması gerekiyordu. Geçtiğimiz 22 Ekim'de sosyal paylaşım sitesinde yayınlanan, Fırat'ı hedef gösteren, Fırat'ı yok etmek için çalışacaklarını anlatan 'ya ezeceğiz, ya ezeceğiz' mesajlarını okudum. Buna rağmen hiçbir önlem alınmamasında tabi ki ihmal söz konusu. Onların yandaş medyada ismi geçiyordu. Şikayette bulunduk, ifademi verdim dava açıldı. Diğer davaları da avukatlar takip ediyor."

'HAKKIMIZI ARAYACAĞIZ, AMA GENÇLER SAĞDUYULU OLSUN'

Oğlunun ölümüyle ilgili ihmali olan herkesin gerekli cezayı alması gerektiğini dile getiren Özlem Erdem, şunları kaydetti: "Hakkımızı arayacağız, oğlumun ölümüyle ilgili kimin ihmali varsa, kim bu konuda suçluysa ceza almasını istiyorum. Sınava hem arkadaşlarının korumasında hem de polislerin nezaretinde gidiyormuş. Olay günü, formasyon dersi alıyordu, imza atması gerekiyormuş, ortamın sakin olduğu söylenmiş, Fırat arkadaşlarıyla içeriye giriyor, ama kapının önünde PKK yandaşları bekliyormuş. Onlar arka kapıdan girmişler. İçeride bir süre kalmış, ama arka kapıyı da engellemişler. Sağduyu çağrısında bulunuyorum; Fırat'ın bu ölümü güzel bir şekilde anılmasını istiyorum. 'İntikamı bu şekilde alamazsınız, kendinizi bilgiyle donatacaksınız, taşla sopayla bir yerleri yıkmayla bunu elde edemezsiniz. Tam tersine Fırat’ıma zarar verirsiniz. Çünkü Fırat mertti, yiğitti vatanını milletini seven delikanlıydı, benim gibi. Kendisini o şekilde yetiştirdim. Onlar da Fırat gibi bilgi sahibi olsun, kalemleriyle bir şey yapmaya çalışsınlar. Bu düzeni değiştirmeye çalıştı Fırat, adımını attı, umarım onlar da onun yolunda devam ederek bu düzeni değiştirirler çünkü bizim umudumuz gençlerdir. Atatürk'ün de çocuklar, gençlere ne kadar önem verdiğini gördük. Taşkınlıklar yapılmasın, sağduyulu davranılsın."