Acılı aileler köyün içinde yapılan taşkın önleme bendinde hala güvenlik önlemi alınmamasına isyan ediyor. Döngel köyünde arkadaşları ile birlikte gezmeye çıkan Davut Akçadağ (9), Mehmet Akif Koca (8) ve Erdem Dağ (8) 3 Ekimde kaybolduktan sonra aileleri tarafından DSİ tarafından bir şirkete yaptırılan taşkın önleme bendinde cansız bedenleri bulunmuştu. Henüz hayatlarının baharında 3 çocuğunu kaybeden acılı aileler önce hukuki mücadeleye başladılar. Taşkın önleme bendinde gerekli güvenlik önleminin alınmadığını belirten 3 baba, DSİ görevlisi ve firma yetkili hakkında şikayetçi oldu. Çocuklarını toprağa veren Cafer Dağ, Arif Akçadağ ve Mustafa Koca DSİ'ye müracat ederek taşkın bendi etrafında güvenlik önlemi alınmasını talep etti. Defalarca kuruma dilekçe verdiklerin belirten Cafer Dağ, ''Bu inşaat olaydan yaklaşık 3 ay önce tamamlandı. Hatta ben inşaat firmasına evimin altını tahsis etmiştim. O zaman ısrarla uyarıda bulundu. Ne olur etrafını güvenlik tel örgü ile çevirin dedik. Çünkü su biriken yer evimize 15 metre uzaklıktaydı. Ama uyarılımız dikkate alınmadı ve böyle bir acılı olay yaşadık'' dedi. -''BÜTÜN BENDLERİ DOLAŞTILAR-'' Tel örgü yapılması için DSİ'ye yazı yazdıklarını anlatan Cafer Dağ, şunları söyledi: ''Yazdığımız dilekçelere rağmen bugüne kadar hiçbir önlem alınmadı. Konu mahkemeye intikal ettiğinde ise yapılan bütün taşkın önleme bendlerinin bir proje dahilinde yapıldığını izah ettiler. Ben ve evladını kaybeden 2 baba ile birlikte il genelinde yapılan bentleri dolaştık. Yeşilyöre beldesine, Yavuzlar, Hopurlu köyüne gittik. Merkezdeki Büğlek mahallesinde yapılan bentlere baktık. Hakikaten buralar da büyük tehlike arz ediyordu. Fotoğraflarını çektik, görüntülerini aldık. Burada yaşayan vatandaşlarla görüştük. Onları uyardık. Biz evladımızı kaybettik. Biz yandık siz yanmayın. Ne olur çocuklarınızı buralara göndermeyin'' dedik. Bize hak verdiler. Acımızı paylaştılar. Ama gelin görün ki sorumluluğu olanlar bu eksikliği bir türlü göremiyor.'' -DSİ'DEN GELEN İLGİNÇ CEVAP- Köyüne yapılan taşkın önleme bendi çevresine güvenlik önlemi alınması için DSİ 20. Bölge Müdürlüğü'ne dilekçe verdiğini anlatan Arif Akçadağ, gelen cevapla şoke olduğunu ifade etti. DSİ'nin sorunu çözmek istemediğini savunan Akçadağ, ''Gerçekten gelen cevap bizim acımızı daha da artırdı. Çünkü biz evlatlarımızı kaybettik. Başka babalar ağlamasın istedik. Ama bakın gelen cevapta ''Söz konusu işin kapsamında bulunan tersip bentleri proje kriterleri, fen ve sanat kaidelerine uygun olarak inşat edilmiş olup ilave tedbir alınması söz konusu değildir'' deniyor. Yani biz bu bendin etrafına güvenlik önlemi alamayız deniyor. Böyle bir şey olabilir mi? Peki ben buradan soruyorum. Yarın bir başka çocuk burada hayatını kaybetse bunun hesabını kim verecek? İşte biz buna isyan ediyoruz'' diye konuştu. Olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirten Mustafa Koca da olayın ardından 7 ay geçmesine rağmen hala güvenlik önlemi alınmamasından dolayı da büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Öte yandan 3 çocuğun hayatını kaybettiği olayın ardından firma yetkilisi S.K ve DSİ görevlisi S.B hakkında ''taksirle ölüme sebebiyet vermek'' suçundan Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.