İddiaya göre, Denizli Polis Karakolu'nda görevli olan ve ismi açıklanmayan polis memurunun önceki gün motosikleti çalındı. Dün göreve başlayan polis memuru, mesai arkadaşıyla birlikte motosikletini aramaya başladı. İki polis memuru, Onur Mahallesi 61 Sokak'ta motosikleti görünce üzerindeki 3 genci durdurmak istedi. Motosikletteki gençler "dur" ihtarına rağmen kaçmaya devam edince, motosikleti çalınan polis memurunun arkadaşı tabancasını çekip ateş etti. Motosikletin arkasında oturan A.Y., sırtından vurularak ağır yaralanırken, diğer 2 genç de yakalandı. Adana Numune Hastanesi'ne kaldırılarak ameliyata alınan ve hayati tehlikesi devam eden A.Y.'nin ailesi hastane bahçesinde isyan ederek, polis hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Baba Nuri Y. (45), Çocuk Servisi Yoğun Bakım'da yatan oğlunun yanından ayrılmazken, bahçede bulunan amcası Mahmut Y., oynamak için dışarı çıkan yeğeninin görgü tanıklarının ifadesine göre motosikletle giderken polis tarafından vurulduğunu ileri sürdü. Mahmut Y., "Benim olaydan haberim yoktu. Kardeşim telefonla arayarak söyledi. Hemen hastaneye geldik. Görgü tanıklarının söylediğine göre, yeğenim ve 2 arkadaşı motosikletle giderken polisler motosiklet çalıntı diye bunları durdurmak istemiş. Çocuklar da durmayınca polis ateş etmiş. Ama polis çok yakından ateş etmiş. Çünkü polisin sıktığı kurşun çocuğun omzundan girerek aşağıya doğru inmiş. Bu sırada çocuğun bağırsakları gitmiş. Böbrekleri ve omuriliği zarar görmüş. Çocuk hala hayati tehlikeyi atlatmış değil. Büyük olasılıkla felç kalacak. Çünkü hala kurşun çocuğun vücudunda duruyor" dedi. Amca Mahmut Y., motosikletin hırsızlık olup olmadığının kesin olarak bilinmediğini, buna rağmen polislerin ateş açtığını savunarak, şöyle devam etti: "Her motosikletle gezen ya da her motosiklet çalan polis tarafından vurulacak mı? Kaldı ki benim yeğenimin motosikleti çaldığına inanmıyorum. Çocuk motosikleti kullanmıyormuş bile." Anne Nazmiye Y. (35) ise, oğlunun arkadaşlarıyla oynamak için evden çıktığını belirterek, "Bir süre sonra oğlumun arkadaşları geldi. 'Oğlunuz vuruldu' dedi. Ben 'kim vurdu oğlumu?' dedim. Çocuklar 'bilmiyoruz' dediler. Daha sonra tekrar gelerek oğlumu polisin vurduğunu söylediler. 'Polis oğlumu niye vursun ki' dedim" diye konuştu. Daha sonra oğlunun arkadaşlarıyla bindiği motosikletin çalıntı olduğunu ve polisin olduğunu öğrendiğini anlatan Nazmiye Y., şunları söyledi: "Oğlum kesinlikle hırsızlık yapmaz. Yapmış olsa bile polisin oğlumu vurmaması lazımdı. Eğer bir hırsızlık varsa polisin görevi oğlumu karakola götürerek ifadesini almaktır. Motosiklet çalındı diye 14 yaşındaki çocuk vurulur mu?" A.Y.'nin 22 yaşındaki ağabeyi Cihad Y. ise, kardeşinin kesinlikle hırsızlık yapacak bir çocuk olmadığını ileri sürerek, "Benim kardeşim hırsız değil. Kardeşimi vuran polisler çok yakından vurmuştur. Omzundan çok yakından ateş ettiği için kurşun önden çıkmamış, organlarına zarar vermiştir. Şu anda kurşun hala kardeşimin vücudundadır. Kardeşim hayati tehlikeyi atlatsa bile felç olacak. Bunun hesabını ya hukukla, olmazsa kendi yöntemlerimizle halledeceğiz. Polisin böyle güpe gündüz çocuk vurma yetkisi yoktur. Polis kardeşime ateş ettikten sonra olaya 'dur' ihtarı süsü vermek için 2 el de havaya ateş açmıştır. Bunu orada bulunan 15 tane görgü şahidi söylüyor" dedi. İnsan Hakları Derneği Adana Şube Başkanı Ethem Açıkalın da, polisin çocuğa yakın mesafeden ateş açtığını ileri sürerek, "Polis daha sonra 2 el havaya ateş açmıştır. Görgü tanıkları bunu söylüyor. Şu anda 3 tane boş kovan var. Çocuklar birini bana getirdi, 2'si poliste" diye konuştu. Bu arada Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, vurulan çocuğun üzerinden 3 adet cep telefonu ve 1 adet çeyrek altın çıktığını bildirdi. Olayla ilgili 2 polis memurunun gözaltına alındığı, konuyla ilgili başlatılan soruşturma için İçişleri Bakanlığı'nca Ankara'dan müfettiş gönderileceği öğrenildi.