Mahkemeye gönderilen iddianamede, 28 şüpheli yer aldı. İddianameye göre şüpheliler hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulurken, 13 şüphelinin asker, 14 şüphelinin Emniyet Genel Müdürlüğü personeli, 1 personelin ise Başbakanlık'ta Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptığı belirtildi. Şüpheli Başbakanlık Müşaviri'nin Ali İhsan Sarıkoca olduğu ortaya çıktı. Sarıkoca'nın, Adil Öksüz karakolda gözaltındayken kendisiyle görüştüğü belirlendi.

Soruşturma kapsamında 4 şüpheli hakkında, silahlı örgüt üyesi olmamakla birlikte silahlı örgüt adına suç işleme, görevi kötüye kullanma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, suçluyu kayırma suçlarından, 21 şüpheli hakkında görevi kötüye kullanma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, suçluyu kayırma suçlarından, 2 şüpheli hakkında ise silahlı terör örgütüne üye olma, görevi kötüye kullanma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, suçluyu kayırma suçlarından, 1 şüpheli hakkında örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, suçluyu kayırma suçlarından değişen oranlarda hapis cezaları talep edildi.


Öksüz'ün mahrem olduğunu öğrendi, Sarıkoca'ya bildirdi

İddianamede, Sarıkoca'nın 15 Temmuz'da Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptığı, 17/25 Aralık sürecinden sonra FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün elebaşısı tarafından Bank Asya'nın kurtarılması amacıyla çağrı yaptığı dönemde, 2014 yılı Ocak ayında 21.930.000 TL Bank Asya'ya para yatırdığı belirtildi. İddianamede, şüphelilerden Serter Koçak'ın, Adil Öksüz'ün FETÖ'nün mahrem imam olduğunu öğrendikten sonra bu konuyu Cumhuriyet Başsavcılığı'na ya da İl Emniyet Müdürü ya da İl Valisi'ne bilgiyi hemen ulaştırılması için gerekli çabayı sarf etmeden Adil Öksüz'ün FETÖ'nün imamı olduğunu emniyet ya da jandarma bünyesinde görev almayan şüpheli Ali İhsan Sarıkoca'ya bildirdiği belirtildi.

Sarıkoca Jandarma Karakolu'na giderek, Öksüz'le görüştü

Sarıkoca'nın, Kışla Jandarma Karakolu'na geldiği, emniyet ya da jandarmada kolluk görevli olmamasına rağmen Öksüz ile görüştüğü kaydedilen iddianamede, Öksüz ile görüşmeler yaptığı ve bu konuda Öksüz'ün Kışla Jandarma Karakolu'ndan İl Emniyet Müdürlüğü'ne getirilmesini sağlamayan Serter Koçak ile çok sayıda telefonda görüşmeler yaptığı belirtildi. İddianamede, Öksüz'ün, 17 Temmuz 2016 tarihinde karayolu ile Ankara'dan İstanbul'a doğru hareket ettiği, Adil Öksüz adliyeden serbest bırakıldıktan sonra 18 Temmuz 2016 tarihinde saat 08.04'te Ankara Esenboğa Havalimanı'nda telefon görüşmesi yaptığı ve havayolu ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'na gittiği, Adil Öksüz'ün telefonunun 18 Temmuz 2016 tarihinde saat 11.10 ve saat 22.48'de İstanbul Üsküdar baz istasyonundan hizmet aldığı, 18 Temmuz 2016 tarihinde şüpheli Ali İhsan Sarıkoca'nın telefonunun da İstanbul ili Beyoğlu ilçesi baz istasyonundan hizmet aldığının tespit edildiği kaydedildi. İddianamede, Sarıkoca'nın üzerine atılı örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve suçluyu kayırma suçlarını işlediğinin anlaşıldığı kaydedildi.

FETÖ imamı olduğunu bana Koçak söyledi

İddianamede yer alan ifadesinde Ali İhsan Sarıcakoca, Adil Öksüz ile görüşmesiyle ilgili şunları anlattı:

"Karakola saat 17:30-18:00 sıralarında vardım. Karakol bahçesine geçtiğimde orada karakol binasının önünde darbeciler sıraya dizilmiş vaziyette bulunuyordu. Karakolun bahçesinde Serter Kocak ile konuşmaya başladık, konuşmamızda Serter Koçak bana darbecilerden birisinin yardımcı doçent olduğunu ve FETÖ'nün imamı olduğunu söyledi. Ben sabaha kadar darbecilerle uğraştım ve darbecilerin şehit ettiği insanlarımız ve onların yakınlarıyla ilgilendiğimden dolayı çok etkilendim, bu etkilenmemden dolayı Serter Koçak'ın bana söylemiş olduğu FETÖ'nün imamı olduğunu söylediği yardımcı doçent ile görüşmek istedim ve kendisiyle görüşmeye başladığım bu kişinin daha sonradan Adil Öksüz olduğunu öğrendik. Adil Öksüz ile ben görüşmeye başladım.

Adil Öksüz 'Biz bunları tasvip etmiyoruz' dedi

Adil Öksüz bana kendisinin ilahiyatçı olduğunu söylemesi üzerine bende hem imam hatip lisesi mezunu hem de hafız olduğum için kendisine 'bu kadar sivil vatandaşı İslamiyetteki hangi kritere dayanak öldürdünüz' diye sordum. Adil Öksüz bana cevaben 'biz bunları tasvip etmiyoruz' dedi. Akabinde bana masum insanların öldürülemeyeceğine ilişkin bir ayet okudu, ben de kendisine cevaben niçin söylediğiniz şeyleri yapmazsınız mealindeki ayeti okudum ve kendisinin Müslüman olmadığına inandığımı kendisine söyledim. Yanılıyorsam ve kendisinin de Müslüman olduğunu kabul ediyorsa kendisinin, ailesinin ve tüm Müslümanlar için bildiği her şeyi anlatması gerektiğini kendisine söyledim. Bu sayede belki ahiretini kurtarabileceğini kendisine söyledim. Başını eğip sessiz kaldı. Bunun üzerinden bende yanından ayrıldım, kendisiyle başka türlü bir irtibatım olmadı."