Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) 7 Haziran seçimleri öncesi insan hakları ihlalleri, basın özgürlüğü ve kolluk güçlerinin uygulamalarına karşı yasalarla sağlanması gereken güvenceleri önceleyen bir kampanya başlattı. 'Bizimle misiniz' isimli kampanyayı tanıtan UAÖ Şubesi Kampanyalar ve Savunuculuk Direktörü Ruhat Sena Akşener "Sosyal medya kullanıcılarına ifade özgürlüğünü ihlal eder niteliğinde ceza davaları açılmasın. Gazeteciler ve basın mensuplarının kovuşturmaya uğrama korkusu olmadan meşru mesleki faaliyetlerini yerine getirmeleri ve ifade özgürlükleri güvence altına alınsın." dedi.

Örgütün Beyoğlu'ndaki merkezinde basın mensupları ile bir araya gelen Akşener ve UAÖ Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner kampanya hakkında bilgi verdi. Seçimlerin bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye için de büyük önem taşıdığını belirten Akşener, insan hakları savunucuları olarak seçimde sandıktan insan hakları çıkmasını talep ettiklerini dile getirdi. Siyasi partilerden, adaylardan kampanyalar süresince insan hakları savunucularının taleplerini vurgulamalarını istediklerini belirten Akşener, ifade özgürlüğü, barışçıl protesto hakkı, cezasızlık, polis şiddeti, kadına yönelik şiddet, ayrımcılık ve işçi hakları gibi konularda belli talepleri dile getirdiklerini anlattı.

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ GÜVENCE ALTINA ALINSIN'

Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Kanunu'ndan bazı maddelerin kaldırılması taleplerini dile getirdiklerini kaydeden Akşener, bu talepleri şöyle sıraladı: "TMK ve TCK'nın bütün maddelerinin uluslararası ifade özgürlüğü standartlarına uyumlu olması sağlansın. Bunun için TCK 125, 215, 299.301,318 ve TMK 6/2 kaldırılsın. İnternet ile ilgili yasal düzenlemeler, uluslararası standartlar ve AİHM'in özel hayatın gizliliği haklarına ilişkin içtihatları da dahil olmak üzere uluslararası insan hakları standartlarına uyumlu hale getirilsin. Sosyal medya kullanıcılarına ifade özgürlüğünü ihlal eder niteliğinde ceza davaları açılmasın. Gazeteciler ve basın mensuplarının kovuşturmaya uğrama korkusu olmadan meşru mesleki faaliyetlerini yerine getirmeleri ve ifade özgürlükleri güvence altına alınsın."

'KEYFİ GÖZALTILARA NEDEN OLABİLECEK YETKİ YASADAN ÇIKARILSIN'

Akşener, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile İç Güvenlik Paketi ile yasalaşan gözaltı yetkisine de atıfta bulundu. Düzenleme yapılması talepleri olduğunu kaydeden Akşener, "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanun ve uygulanışı kapsamlı bir şekilde gözden geçirilsin. AGİT Barışçıl Toplanma Özgürlüğü gibi uluslararası hukuk ve standartlar uyarınca gerekli değişiklikler yapılsın. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nda ihtar üzerine dağılmamak gibi barışçıl bir gösteriye katılımı suç sayan maddeler kaldırılsın. İç Güvenlik Paketi ile yasalaşan ve keyfi gözaltılara yol açacak polis gözaltı yetkisi yasadan çıkarılsın. Kolluk kuvvetlerinin eylemlere vereceği tepkinin uluslararası standartlar ile uyumlu olması, güvence altına alınsın. Şiddet içermeyen ya da bu tür bir fiili teşvik etmeyen protestocuların polisin güç kullanımına uğramaması, gözaltına alınmaması ve yargılanmaması güvence altına alınsın." dedi.

Akşener, kadına yönelik şiddet konusunun öncelikli konu başlıklarından biri olduğunu hatırlatarak "Kadına yönelik her türlü şiddetin önlendiği bir Türkiye için taleplerimiz var. Kadına yönelik şiddetle etkili mücadele yürütülsün, caydırıcı ve önleyici cezalar uygulansın. Türkiye'nin taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi uygulansın ve kadın hakları örgütleri ile iş birliği içinde gözlem mekanizmalarının işlerliği güvence altına alınsın." şeklinde konuştu.

Akşener ayrıca Türkiye'deki Surileyeliler ve mültecilerin durumlarına ilişkin olarak da geri gönderme merkezlerinin uluslararası insan hakları standartlarına uygun hale getirilmesi ve Ekim 2014 tarihli geçici koruma yönetmeliğinin eksiksiz biçimde uygulanmasını beklediklerini anlattı. Akşener, ayrıca İşçi haklarında da güvence altına alındığı bir Türkiye için mevcut yasaların hem kamu hem de özel sektör çalışanları için örgütlenme, grev ve toplu sözleşme haklarını belirleyen İLO standartları ile uyumlu hale getirilmesi çağrısında bulundu

UAÖ Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner ise hem Türkiye'de hem de uluslararası düzeyde öncelik verdikleri sorunların yeni olmadığını belirterek farklı dönemlerde uzun yıllardır farklı hükümet ve iktidarlarda devam ettiğini kaydetti. Gardner, bu kronik soruna, kronik ihlaller sorununu çözmenin tam zamanı olduğunu düşündüğünü ve bu nedenle bu talepleri duyurduklarını söyledi.