Taraf gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, "AKP, bugün askeri vesayeti 'ben yıkmadım' diye bağırıyor. Orduya, 'beni kandırdılar...' Bir hükümetin 'ben kandırıldım' mektubu ancak istifa mektubuyla yazılabilir." dedi.

Bugün TV'de Erkam Tufan'ın sunduğu "Erkam Tufan'la Analiz" programına konuk olan gazeteci-yazar Ahmet Altan, 'Ölmek Kolaydır Sevmekten' romanında anlattığı İttihat ve Terakki döneminde yaşananlar ile günümüz hükümeti arasındaki bağı anlattı.

Altan, “Hukuka, demokrasiye geri dönemeyecekler. Şiddete daha büyük şiddetle yürümek zorundalar. AKP'nin hukuka dönmesi mümkün değil. Suçüstü yakalandılar, dönerlerse yargılanırlar.” ifadelerini kullandı.

Balyozu koruyan AK Parti'nin hırsızlığını da koruduğunu anlatan Ahmet Altan, “Balyozcular, AKP'li hırsızların bodyguard'ı durumunda.” diye konuştu. Altan, “AKP, bugün askeri vesayeti 'ben yıkmadım' diye bağırıyor. Orduya, 'beni kandırdılar...' Bir hükümetin 'ben kandırıldım' mektubu ancak istifa mektubuyla yazılabilir. Hükümetler kandırılmasınlar, toplumu korusunlar diye seçilirler. 12 yıl boyunca kandırılmışlar. Sadece kabiliyetlerine değil zekalarına da güvenmiyorum artık. Cemaat kandırıyorsa, ABD, Çin, büyük ülkeler ne yapmaz. Bugün kandırılmadığını nereden biliyorlar? Ya bunu da yarın itiraf ederlerse?" şeklinde konuştu.

AK Pati'nin yakın bir zaman diliminde devrileceğini iddia eden Ahmet Altan, şunları kaydetti: “AKP yakında devrilecek. AKP, suçu örtmek için daha büyük suçlar işledi. Yolsuzluk bu ülkenin geleneksel bir suçuydu. Dört adam yargılanır ve hükümet seçime gider, yeni bir hükümet kurulurdu. Bu suçu örtmek için öyle suçlar işlediler ki, hukuk geriye dönemez. Adamın evinden çıkan paralar, tapeler, verilen emirler. Polisin mahkeme kararını uygulamasını engellediğin zaman devlet denen düzeneği patlatmış oluyorsun.” Altan ayrıca, AK Parti'nin hukuka geri dönemeyeceğini belirterek, “Nasıl dönecekler? Daha hukuksuz yerlere doğru ilerlemek zorundalar, şiddete doğru yürümek zorundalar.” diye konuştu.

'BARANSU'YA AÇTIĞI DAVAYLA KENDİLERİ HAKKINDA KORKUNÇ BİR DAVA AÇTILAR'

Son zamanlarda medyaya yapılan baskılara da değinen Ahmet Altan, “Sedef Kabaş bir tweet yazdı diye evini bastılar. Tweet yazmakla sabah ev basmak arasında bir oran var mı? Cezalandırıcı unsura dönüştürüldü, böyle bir şey değildi polis.” dedi. Altan, Taraf gazetesi genel yayın yönetmenliği yaptığı zamanda yayınladığı haberlerden dolayı şüpheli sıfatı ile çağrılacağını öne sürdü. Mehmet Baransu'nun Balyoz darbe planı haberlerinden dolayı içeri alınmadığını söyleyen Altan, “Sen nasıl bir ordusun ki? Bunun muhbiri Genelkurmay Başkanlığı. Mehmet Baransu'nun verdiği ifadeleri okudum. Soruşturmayı açıyorlar ama neyle suçlandığını söylemiyorlar. Ne olduğuna baktım. Balyoz'la ilgili tutuklanmadı. Şu anda yürütülen soruşturmanın da Balyoz'la alakası yok. Genelkurmay farkında değil, Baransu'ya açtığı davayla kendileri hakkında korkunç bir dava açtılar. Biz Yunanistan'a karşı bir savaş planı yapmıştık, bunu kaybettik. Baransu'ya 'sen gördün mü, sen mi yok ettin' diye soruyor. Sen nasıl bir ordusun ki savaş planlarının kaybolduğunu 5 yıl sonra fark ediyorsun? Sen ordu musun?” tepkisinde bulundu.

"DARBEYİ ORTAYA ÇIKARTTIĞIM İÇİN VİCDAN AZABI DUYMAM"

Balyoz belgeleri bin defa gelse bin defa yazarım diyen Altan, “Diğerleri neden basmadı? Neden gelip okumadılar? Çünkü ürkekler. Şimdi bağırıyorlar çünkü TSK'yla çıkar ortaklığı var. Ordu, Balyoz'un darbe olduğunu biliyor. Baransu'ya açılan davanın Balyoz'dan olmamasının nedeni değil. Bu tartışma Balyozcuların pek lehine sonuçlanacak bir tartışma değil.” dedi. Erkam Tufan'ın, "Vicdan azabı duyuyor musunuz?" sorusuna Ahmet Altan, şöyle cevap verdi: “Bu yanlış bir soru. Haksızlığa uğrayan herkes için üzülüyorum. Bir darbe planını ortaya çıkarttığım için vicdan azabı duymam. Yüz binlerce insanı hapsetmeyi, öldürmeyi planlayan bir darbeyi ortaya çıkarttığım için vicdan azabı duymam. Çok doğru bir iş yaptık. Ben bastım, ben söyledim. Darbeydi, insanları öldüreceklerdi. Haksızlığa uğrayanlar mutlaka oldu. Türkiye'de hukuk sisteminde haksızlığa uğramadan çıkacak kimsenin olacağını düşünmüyorum.”