Sabah gazetesinde 22 Ocak 2015’de yayınlanan ‘İmamın 1 milyonluk iş takibi’ başlıklı habere mahkemeden yayın durdurma kararı çıktı. Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesi kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 10. maddesini dayanak gösterdi. Kararında yapılan haberlerin gerçek bilgiye dayanması gerektiğinin altı çizildi.

Sabah gazetesinde bir hafta önce yayınlanan ‘İmamın 1 milyonluk iş takibi’ başlıklı haberde hakkında iftiralarda bulunulan Cansun Sarıyıldız müvekkili Orhan Tekeoğlu aracılığıyla konuyu yargıya taşıdı. Tekoğlu mahkemeye yaptığı müracaatta, “Sabah internet sayfasının 22 Ocak 2015 tarihli ‘imamın 1 milyonluk iş takibi’ başlığıyla yayınladığı, iddiasında müvekkilim Cansun Sarıyıldız aleyhinde beyanlarda bulunulduğu, toplum nezdinde olumsuz etki oluşturabilecek ifadelere yer verildiği, bu nedenle müvekkilim için Anayasa'nın 32. Maddesi ve 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 9. Maddesi gereğince içeriğe erişimin engellenmesi hakkı doğduğu belirtilmek sureti ile söz konusu hukuka ve gerçeklere aykırı iftira niteliğindeki yayınların 5651 Sayılı Kanun’un 9. maddesine göre internet sayfalarında erişimine engellenmelerine karar verilmesini” talep etti.

Davaya bakan Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesi AİHS’i dayanak göstererek kişisel hakları saygılı olunması gerektiğine vurgu yaptı. Mahkeme kararında şu görüşlere yer verdi: “Anayasamızın 28. Maddesinde belirtildiği üzere, basın özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler arasında yer almakta olup, kuşkusuz bu hakta diğer hak ye özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız ve mutlak değildir. Anayasamızın 26. Maddesi ve AİHS’in 10. maddesi kapsamında bu özgürlüğün sınırlarının çerçevesi belirlenmiş olup, ‘başkalarının şöhret ve haklarının korunması’ hususu, bu özgürlüğün sınırlanma nedeni olarak yer almıştır. Adli haberlerin verilmesinde de, suç şüphesi nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütülen kişiler ile ilgili, kişinin saygınlığının zedelenmemesi haber verilirken hukuka uygunluk kriterleri içinde hareket edilmesi ve bu bağlamda yine anayasal bir hak olan ‘suçsuzluk karinesi’ ve ‘lekelenmeme hakkı’ gözetilerek hareket edilmesi gerekmektedir. Basın özgürlüğü ve suçsuzluk karinesi çatışma halinde olduğunda, kuşkusuz, birinin, diğerine heba edilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, basın özgürlüğünün korunması, ancak haberin, hukuka uygunluk sınırlan içinde kalması halinde mümkündür. Haberin gerçeğe uygun olması, güncel olması, haberin verilmesinde toplumsal yarar ve ilginin bulunması, haberde konu edilen olayla ifade arasında düşünsel bağ olması, hukuka uygunluk kriterleri olarak ifade edilebilir. Bu kapsamda, halkın gerçekleri öğrenmek hakkının aracı olarak basın özgürlüğü, ancak ‘gerçek’ bir haber bulunması halinde koruma altında olacaktır. Gerçek dışı, yanlış, saptırılmış, sübjektif, yersiz yorumlara yer verilen haberler hukuka aykırılık sonucu doğuracaktır. Kuşkusuz bu gerçeklik ‘maddi gerçeklik’ değildir. Maddi gerçeğe ulaşmaya çalışan bağımsız yargı kurumları olacaktır. Bir haber veriliş anındaki beliriş biçimine göre uygunsa, bu haberin gerçekliğinden söz edilebilir. Bu kapsamda sansasyon yaratmak amacıyla, habere yapılan eklemeler, haberin veriliş anındaki beliriş biçimine uygun olmayacağından ‘görünüşte gerçeklik’ zedelenmiş olacak ve haberi hukuka uygun olmaktan çıkarabilecektir. Gerçeklik, sadece haberin anlatılmasında değil, aktarılmasında da aranan bir kriterdir. Haberi aktaran kişinin yorum ve eleştirileri de, haberin veriliş anındaki ortaya çıkış şeklinde uygun olmalıdır. Basın özgürlüğü, kamuoyunun aydınlatılmasının ötesine geçer ve kullanılan araçta amaca uygun olmazsa, kişinin şeref ve haysiyetinin korunması, basın özgürlüğünün önüne geçecektir.”

5651 Sayılı Kanun’un 9(1) maddesinin “Internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir” hükmünü içerdiğine dikkat çeken mahkeme, kararında şunlara yer verdi: “Bu açıklamalar ışığında, somut olaya dönüldüğünde, talebe konu haber içeriğinde yer alan ifadelerin ‘görünüşte gerçeklik’ ilkesini zedeler mahiyette olduğu ve kişilerin şeref ve haysiyetinin ön planda tutulması gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki gibi karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; http://www.sabali.coiii.tr/gimdem/2015/01/22/imamin-l-iiiilyonIuk-is-takibi, URL adresine 5651 Sayılı Kanun'un 9(1 U3) maddeleri uyarınca erişimin engellenmesine. 06/02/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6518 sayılı yasanın 93. maddesi ile değişik 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan yayınların Düzenlenmesi ve bu Yayınlar Yoluyla işlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 9/9 maddesi gereğince aynı mahiyetteki yayınların internet adreslerinde yayınlaması durumunda talepte bulunanı Erişim Sağlayıcılarına müracaat etmesi halinde mevcut kararın bu adresler hakkında da uygulanacağının ihtarına karar verildi.”