Siyasetçi Ufuk Uras, ÖDP Parti Meclisi Üyesi ve İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Onur Kılıç’ın savcılık ifadesi bile alınmadan tutuklanmasına tepki gösterdi. Bu tür tutuklamaların dikensiz gül bahçesi yaratma, muhalefeti sindirme çabası olduğunu belirten Uras, "Türkiye Cumhuriyeti tarihi ceberrut devlet anlayışından geldiği için, 'bunu değiştireceğim' diyen AK Parti bunun uygulayıcısı haline geldi şimdi." dedi.

Ufuk Uras, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Parti Meclisi Üyesi ve İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Onur Kılıç’ın tutuklanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ufuk Uras, savcılık sorgusu bile yapılmadan mahkemeye sevk edilen, sonrasında tutuklanan Onur Kılıç’a yapılanların her türlü muhalefeti sindirme çabasının bir sonucu olduğunu söyledi.

AİHM’in benzer konulardaki hükmünün çok açık olduğunu kaydeden Uras, “Kamuoyuna mal olmuş siyasi kişiliklere yönelik en ağır eleştiriler bile düşünce ve fikir özgürlüğü kapsamında görülüyor. Şekil şartları gibi hususları da yerine getirmeden yapılan tutuklamalar, aslında bir tür dikensiz gül bahçesi yaratıp her türlü muhalefeti sindirmek amacını taşıyor. Caydırıcı olma amacını taşıyor. Yoksa hiç kimse siyasi eleştirilerin hakaret içermesini savunmuyor. Evrensel hukuk açık şeklide siyasi kimliklerin bu tür eleştirilere, ağır da olsa tolerans gösterilmesini istiyor. Anayasa’nın 90. Maddesi bütün uluslararası kararların iç hukuk kapsamında olmasını gerektiğini söylüyor. Şekil açısından da içerik açısından da yanlış bir tutum.” ifadelerini kullandı.

'SİYASETİ TEK KALE MAÇA DÖNÜŞTÜRME ÇABASINDALAR'

Baskıların tamamen toplumsal muhalefeti sindirme, denetleme çabası olduğunu kaydeden Uras, “Tek kale maça dönüştürmeye çalışıyorlar. Fakat Anadolu’da bir laf var: Islananın yağmurdan korkusu olmaz. Seçimlere doğru giderken siyasetin alanını daraltmak değil, daha da genişletmek durumundayız. Hukukun üstünlüğü merkezi otoritenin üstünlüğüne dönüşüyor. Bütün bunlar vatandaşı korkutmaya sindirmeye yönelik. Yaptığı siyaseti savunamaz hale gelmenin ve özgüven eksikliğinin işareti. Elde yurttaşa sunulacak havuç kalmayınca, sopa politikalarını uyguluyor. Bunların bir sonuç getirmediğini yakın tarih bize gösteriyor. İnsanlar korku eşiğini aşmış durumda. İnsanaları korkutarak, sindirerek sonuç alınamayacağı açık. Geçmişte deneyimler gösterdi ki; demokrasi ve hukukun alanını genişleterek ayakta kalabilmek mümkün. Patinaj yapıyorsunuz olan ülkeye oluyor, insanlara oluyor.” şeklinde konuştu.

Güvenlik paketine ve Gaziantep’te polisin tavrına ilişkin de değerlendirmede bulunan Uras, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazdan dolayı ölen yurttaş sayısı 8'e çıktı. Polis, Salahiyet ve Vazife Kanunu’ndan beri 200’e yakın yurttaş öldü. Güvenlik yasası olmadan bile ne kadar mağduriyet yarattığı ortada. Olduktan sonra ipin ucu kaçıyor. Şu an güvenlik güçlerinin pratiğine yönelik zaten engelleyici bir durum yok.

Erdoğan hep diyor ‘kanundan değil, yasadan hukuktan yanayım’ diye. Bu tam tersine bir kanun devleti uygulaması. Kanun var ama evrensel hukuka uygun değil. Parlamenter sistemden şikayet ediyorlar ama şikayet ettiklerini kendileri yapıyorlar. Çoğunlukçuluk yapıyorlar, muhalefetin eleştirisini dikkate almıyorlar. 21. yüzyılda dünyanın evrensel değerlerinden koparak bu süreci devam ettirmeniz mümkün değil. Bunlar kısa vadede sonuç getirebilir ama uzun vadede böyle yönetmeniz mümkün değil. Zaten yönetememe krizidir ki; bu tür despotik yöntemlere başvurulmasına neden oluyor. Türkiye tarihi ceberrut devlet anlayışından geldiği için, bunu değiştireceğim diyen AK Parti bunun uygulayıcısı haline geldi şimdi.”