Kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyesi ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, son zamanlarda meydana gelen tecavüz ve şiddet olaylarını değerlendirdi. Uçma, “Aldatan bir insan hem cinsiyle aldatmıyor, karşı cinsle aldatıyor. O zaman o karşıt cinsin bu konulara prim vermemesi gerekiyor. Bu mutlak bir eğitimle, duruşla, ahlakla, değer yargılarıyla, değer dizgeleriyle sağlanabilecek bir şeydir.” dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, komisyon toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Uçma, televizyonlardaki dizilerin tecavüzlerin nedeni olduğuyla ilgili açıklamalarının sorulması üzerine, şunları söyledi: ”Şiddet öğrenebilen bir şeydir, öğretilebilen bir şeydir. Eğer toplumsal kültürü kendi kodları doğrultusunda bulunduğunuz toplumda doğru işlemezseniz orada şiddeti içeren sahneler olursa ya da başka olumsuzları çağrıştıran sahneler olursa topluma kötü örnek olmuş olursunuz. Gerek öğrenerek gerekse doğuştan potansiyel bu konulara eğilim olan insanların bu eylemlerde bulunmasına katkı vermiş olursunuz. Dizilerimiz de televizyon programlarımız da görsel ve yazılı medyamız da bu toplumun kendi kültür kodlarına uygun hareket etmesi durumunda gerek şiddete gerekse şiddet vari lanetlenmiş başka toplumsal olumsuzluklara engel olmuş olur. İlerlemesini durdurur. Tabi ben medyayı çok sorumlu tutuyorum. Toplumda olabilecek iyiliklerde de pay ve katkısı çok büyüktür. Toplumlarda olabilecek yanlışlarda ve kötülüklerde de katkısı çok büyüktür.”

“RÜZGAR EKEN FIRTINA BİÇER”

AK Parti'li Uçma, ‘Diziler yapacaksınız, oralarda yenge, dayı ilişkilerine hiçbir sınır gözetmeyeceksiniz, sonra tecavüzler artıyor diyeceksiniz, ne bekliyorsunuz’ ifadelerinin kendisine ait olup olmamasıyla ilgili bir sorunun sorulması üzerine şunları söyledi: ”Şiddet, benim. Dizi ismi vermek doğru olmaz. İzlediğinizde göreceksiniz zaten. Aile ilişkilerinde, amca kızı, dayı kızı, yenge vb. şeylere bir aşk hikayesi oluşturuyorsunuz reyting yapmanız uğruna. Çocukları ya da bireyleri uyarmış oluyorsunuz esasen. Belki de hiç akıllarına gelmeyecek olan bir takım hususları gündemlerine taşımış oluyorsunuz. Bunu şu atasözüyle izah etmiştim; ‘rüzgar eken fırtına biçer’, eğer bu toplumun ahlak değer yargılarına riayet ederek bu işlemleri yaparsanız topluma iyilik yapmış olursunuz. Aksine toplumdaki değer yargılarını sıyırmak, soymak ve onları ortadan kaldırmak için örnek olabilecek şeyler yaparsanız bunlar kötü örnek olur ve toplumdaki kötülüklere katkı vermiş olursunuz. Şimdi biz şiddet nedenlerine bakıyoruz. Alkol, uyuşturucu, aldatma vb. hususlar, at başı giden huşular. Aldatan bir insan hem cinsiyle aldatmıyor, karşı cinsle aldatıyor. O zaman o karşıt cinsin bu konulara prim vermemesi gerekiyor. Bu mutlak bir eğitimle, duruşla, ahlakla, değer yargılarıyla, değer dizgeleriyle sağlanabilecek bir şeydir. Toplumu başka toplumlara öykündürerek, mesela Avrupa’ya çok öykünmesi var diyelim ama Avrupa’da gördüğünüz gibi aile bağları tamamen sıfırlanmış durumda. Amerika böyle değil mesela. Aile toplumun güçlü bir unsurudur ki, şimdi artık savaşların şekli değişmiştir. Aileyle savaştığınızda aileyi yok ettiğinizde bir toplumu yok edersiniz zaten. Aileyi güçlendirmek aileyi çoğaltmak, orada sevgiyi büyütmek ve ailenin değer yargılarını uygun davranmak, bireyselliği elbette önemseyelim ama toplumsal yaşamda ailenin bir topluluk meydana getirdiğini, çekirdek olduğunu, çekirdeği yok ederseniz ya da toprağa çekirdek atmazsanız ürün alamazsınız.”

“ERKEK KADIN AYRIMINA İLİŞKİN BİR ŞEY SÖYLEMEDİM”

Uçma, şöyle devam etti :”Erkek kadın ayrımına ilişkin bir şey söylemedim. Çok haksızlık olur. Zaten benim merkezimde insan vardır. Ben bu toplumsal cinsiyet ayrımcılığını nefret suçu olarak görüyorum. Burada suçlu aramaktan çok, suç ortaya çıkmadan önce tedbir almak. Kaç sefer söyledim. Araba devrilmeden önce tedbir almak. Burada kadın erkek ayrımı yaparak, bölerek, seküler parçalara ayırarak insan uzvu gibi, kolunu kanadını kırarak kadını erkeği lütfen ayırmayın. Kadın erkek bir bütündür, birbirine örtüdür.”

"ALTERNATİFLERİNİ KOYARSANIZ İSTEYEN İSTEDİĞİNİ İZLESİN"

Diziler nasıl olmalı? sorusunun sorulması üzerine, dizilerde şiddet, cinsellik ya da aykırı aldatmalara yönelik unsurlara dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Uçma, “Kuşkusuz ki diziler yapılmalıdır, sanat yapılmalıdır. Zaten sanatta seviye almamış toplumun medeniyette seviye alması da mümkün değildir. Ama sanatı sanat gibi yapmak gerekir. Diziler bu toplumun kendi kodlarına uygun yapılmalıdır. Toplum belirler. Siyasetçi belirler demiyorum. Yapacağınız şey rekabetçi bir ortam oluşturmaktır. Dizileri tek yönlü yapmaz da çok yönlü yaparsanız, alternatiflerini koyarsanız isteyen istediğini izlesin, kendileri tercih etsin. Ama alternatif bir durumda toplumu baş başa bırakırsanız, önüne koyduğunuzu izlemek durumunda kalacaktır. Burada da sizin oluşturduğunuz anlayış, duruş ve vaziyete göre toplum şekillenecektir. Toplum medyanın ya da önderlerinin elinde hamur gibi şekillenmeyi bekler. Bunu doğru şekillendirirseniz, alternatiflerini sunarsanız, isteyen istediği gibi şekillensin ama tek tip yemeye, anlayışa mahkum etmeyin.” şeklinde konuştu.

“O ALGIYI SİZ OLUŞTURMAK İSTİYORSUNUZ”

Bir gazetecinin faturayı sadece dizilere çıkarmak gibi bir algı oluştuğunu ifade etmesi üzerine ‘O algıyı siz oluşturmak istiyorsunuz’ diyen Uçma sözlerini şöyle tamamladı: ”Kadın erkek ayrımı yapmaksızın ana gündemimiz şiddet. Bu kime olursa olsun kime yapılırsa yapılsın, kimden gelirse gelsin lanetli bir durumdur. Biz sonuçlarla uğraşmak yerine şiddete giden yolları bataklığı kurutmak istiyoruz. N tane bileşeni var bana göre ana bileşenlerinden birisi medya ve medyanın ürünleri.”