Hakkari Dağlıca ve Iğdır'da terör saldırılarında 29 güvenlik görevlisinin şehit olması Çankırı'da düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Yürüyüşe katılan AKP Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz'in sözleri şehit eşini ağlattı.

Çankırı’da Şehit ve Gazi Aileleri Derneği organizasyonunda sivil toplum kuruluşları ve siyasi partileri terörü protesto için yürüyüş düzenledi. Yürüyüş sırasında AKP Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz'in Çankırı Ticaret Sanayi Odası (ÇATSO) Başkanı ve şehit yakını Hayrettin Çelikten'e yönelik “Bu paralelci burada ne geziyor, geri plana alın” demesi şehit eşi olan ablasını gözyaşına boğdu. Ablasının ağladığını gören Hayrettin Çelikten, milletvekili Filiz'e sert tepki gösterdi.

Program sonrasında ablasından Filiz’in kendisi hakkında sarf ettiği sözleri duyan Çelikten, alandan ayrılmak üzere olan AKP Çankırı Milletvekili Filiz’in peşinden gitmeye çalıştı. Kendisine engel olmaya çalışanları aşamayan ÇATSO Başkanı'nın öfkesi güçlükle yatıştırıldı.

Çelikten, “Siz çözüm süreci ile uğraşırken biz burada miting yapmıştık. Ben şehit yakınıyım. Ablam şehit hanımı. Bunları bir gün tarih yazacak. Orada poz vermek için birbirlerini iterek sahneye çıkanları herkes gördü. Siyasi rantçı mıyım ben? “ diye konuştu. Çelikten ve ablası, bir otomobile bindirilerek alandan uzaklaştırıldı.

"BENİM NE KADAR VATANSEVER OLDUĞUMU KİMSE SORGULAYAMAZ"

Hayrettin Çelikten, yaşanan olaylardan sonra Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası’nda basın toplantısı düzenledi. Çelikten, "Benim ne kadar vatansever olduğumu kimse sorgulayamaz. Eğer bunu kanıtlayamıyorsa kendisi müfteri. Benim nerede paralel kaydım varsa onları çıkaracak. Vatan, millet düşmanı olduğumu çıkarırsa benim burada oturma hakkımda yok. Ben burada tüccar ve sanayiciyi temsil ediyorum. Benim gayri meşru hiçbir işim olamaz. Askerliğini yapmış bir Türk vatandaşıyım. Vergimi, devlete karşı yükümlülüklerimi her zaman öderim.” dedi.

"BURADA DEĞİLDE NEREDE BİRLEŞECEĞİZ?"

ÇATSO Başkanı Çelikten, şunları kaydetti: "Nedir bu toplumun kutuplaşması? Bıktık! Vatan, millet, toprak, bayrak asgari müşterek. Bunlarda birleşemiyorsak nerede birleşeceğiz? Bunda problem yaratılıyor. Biz iş adamıyız. Dünya bizim olsa, Türkiye'nin yarısı bizim olsa, Çankırı'nın tümü bizim olsa, bayrak, sınır, ordu, asker olmadan hiçbir anlam ifade etmiyor. Sınırımız ne kadar güçlü olursa, dışarıdan içeriye bakmaya kimse cesaret edemez. Ekonomik olarak çok güçlü olmamız lazım. İş adamına ‘paralel, üçgen, dörtgen, şunu yaptı, bunu yaptı, muhalif’ demek ne demek ya bu! Hukukun önünde iş adamı görevini yerine getirmiyorsa verirsin cezasını. Bu sokakta, kahvede konuşur gibi, ‘paralelci' deyip çamur atmak nedir? Milletvekili falan bizi sorgulayamaz. Hukuki zeminde bulacak, masanın üstüne koyacak, herkesi de ikna edecek, diyecek ki ‘Bu adam vatan haini!’ Ben hukuksal olarak elimden geleni yapıyorum. Yasama organında görevi olan, yasama organı dışında herkese müdahale eden, odacı tayini yapan bir adam kalkıyor, tüccarı suçluyor."