Büro Emekçileri Sendikası Mardin Şubesi Başkanı Mustafa Benli, AK Parti hükümetinin 12 yıllık iktidarı sürecinde demokratikleşme adına attığı tüm adımların göstermelik olduğunun ortada olduğunu söyledi.

Büro Emekçileri Sendikası Mardin Şubesi Başkanı Mustafa Benli, sendika binasında düzenlediği basın açıklamasında AK Parti’nin yapmış olduğu ayrımcılık ve ötekileştirme politikalarına tepki gösterdi.

'12 EYLÜL KALINTISI KILIK KIYAFET YÖNETMELİĞİNE KARŞI SERBEST KIYAFET, TEK TİPLEŞTİRMEYE KARŞI ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ'

Statükoya karşı çıkan Büro Emekçiler Sendikası olarak bugün de AK Parti’nin getirdiği yeni dayatma, tek tipleştirme çabalarına ve statükoya karşı direnmeye devam edecek iradeye sahip olduklarını belirten Benli, "12 Eylül askeri darbesinin yarattığı kurumların, yasakların ve antidemokratik uygulamaların halen devam ettiği bir süreçte, insanca yaşam, eşitlik, özgürlük ve barış taleplerimiz faşizan yöntemlerle bastırılmaya çalışılmaktadır." şeklinde konuştu.

'AKP, KAMUSAL YAŞAMI ZAPTURAPT ALTINA ALMAK İSTEMEKTEDİR'

Hak mücadelesi yürütenlere, sendikalara, kadınlara, Alevilere, Kürtlere ve tüm ötekilere yönelik her geçen gün artan baskıcı ve otoriter tutumun artık net bir biçimde görüldüğünü ifade eden Benli şöyle konuştu: "AKP hükümetinin özgürlük ve demokrasi derdi ancak bunu talep eden toplum kesimlerinin ısrarı ve gücü kadardır. Bir yandan toplumsal yaşamda halkı sefalete, her türlü ahlaki ve siyasi yozlaşmaya mahkûm eden AKP, kamusal yaşamı zapturapt altına almak istemektedir. Bu çerçevede başta eğitim alanı olmak üzere tüm kamuyu dinsel ritüeller üzerinden yeniden şekillendirme ve kendi zihniyetinde bir toplum inşa etme çabalarına devam etmektedir. En son 19. Eğitim Şurası'nda eğitimin geleceğine yönelik alınan kararlar AKP’nin bu konudaki kararlılığını ortaya koymakta, kamusal alan üzerinden tek tip toplum inşa etme çabası hız kesmeden devam etmektedir. Vesayet rejimini yıkmak iddiası ile ortaya çıkan AKP giderek kendi vesayetini oluşturmuş, uyguladığı neoliberal politikaların üstünü örtmek için dini inançları bir araç olarak kullanmayı bu güne kadar başarılı bir şekilde sürdürmüştür."

'AKP HÜKÜMETİNİN ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ ANLAYIŞINDAKİ İKİ YÜZLÜLÜK AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR'

Diğer taraftan kamudaki çalışma koşullarına bakıldığında AK Parti hükümetinin özgürlük ve demokrasi anlayışındaki iki yüzlülük açıkça görüldüğüne dikkat çeken Benli, "Yargı kararlarına ve Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere rağmen, kamu emekçilerinin grev hakkı bugüne kadar güvence altına alınmamıştır. Sahte bir toplu sözleşme süreciyle yandaş Memur-Sen’le kamu çalışanlarını oyalayan, kamu çalışanlarının ekonomik, sosyal ve özlük haklarında yaptığı düzenlemelerde kamu çalışanlarının görüşlerini dikkate almayan, ayrımcı ve kayırmacı yaklaşımlarla kadrolaşan, bir hükümetin çalışma yaşamının demokratikleşmesi konusunda iyi niyetli olduğu söylenemez. Birçok konuda kamuda antidemokratik uygulamaya imza atan AKP hükümetinin özgürlükler adına attığı adımların 'kendi zihniyetine özgürlük' adına attığı adımlardan ibaret olduğu ortadadır." ifadelerini kullandı.

'İNSANLARIN KILIK VE KİFAYETLERİ ÜZERİNDE SİYASET YAPILAMAZ'

Bu politikaların insanların hak ve hürriyetlerine kısıtlama getireceğini kaydeden Benli konuşmasına şöyle devam etti: "Çalışma yaşamının özgürleşmesi ve demokratikleşmesi, kamu çalışanlarının tüm haklarının güvence altına alınması, sendikaları aracılığıyla düşüncelerine başvurulması, grev hakkının güvenceye kavuşturulması, özgür toplu pazarlık sisteminin kurulması ve gerçek kılık kıyafet serbestîsinin sağlanmasıyla yani gerçek bir demokrasi ile sağlanacaktır. Bütün yurttaşların ortak alanı olan kamusal alanın, tekçi bir anlayışla korunup kollandığı bir alana dönüştürülmesi demokrasi olarak yutturulmaya çalışılmaktadır. Büro Emekçileri Sendikası olarak kamuda ayrımcılığın, eşitsizliğin, ötekileştirmenin karşısında olmaya ve tek tipleştirmeye karşı bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz. Kurulduğumuz günden bugüne kadar her türlü statükoya karşı çıkan sendikamız, bugün de AKP’nin getirdiği yeni dayatma, tek tipleştirme çabalarına ve statükoya karşı direnmeye devam edecek iradeye sahiptir. Kamu hizmeti veren emekçilerin kılık ve kıyafeti, kamudan hizmet almaya gelen yurttaşlarda eşitsizlik algısı yaratmayacak şekilde olmalıdır."