Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Aksiyon-İş) ile Cihan Sendikaları Konfederasyonu'na (Cihan-Sen) bağlı işçi ve memurlar, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü Erzurum Havuzbaşı'nndaki Atatürk Anıtı önünde kutladı. Sendikalı işçi ve memurlar ülkede özgürlük için güvercin uçurdu.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde memur ve işçiler Erzurum'da renkli görüntülere sahne oldu. Aksiyon- İş'e bağlı PAK Tarım ve Orman İş Genel Başkanı İlhan Polat ile Cihan- Sen Erzurum İl Temsilcisi Mehmet Karslı Yakutiye ilçesindeki Atatürk anıtına çelenk sunup saygı duruşunda bulundu. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Polat, basın bildirisi okudu. Polat, 1 Mayıs'ta yakıp yıkmak için meydanlara çıkmadıklarını ifade etti. Daha özgürlükçü, çoğulcu bir demokrasi talebinde bulunduklarını dile getiren İlhan Polat, "Yakıp yıkmak, kırıp dökmek için değil, demokratik hakkımızı kullanarak sorunlarımızı, haklarımızı, taleplerimizi dile getirmek, özgürlük, demokrasi ve adalete sahip çıkmak için meydanlardayız. Ne yazık ki yıllardır dile getirdiğimiz sorunlarımız, hep görmezden gelindi. Çözülmek şöyle dursun, her geçen gün yenileri eklendi. Buradan hep birlikte sesleniyoruz: Emekçiyi görmezden gelenler, emeği yok sayanlar, kendileri er ya da geç yok olmaya mahkumdur. Hukukumuzu, hürriyetimizi, demokrasimizi, ekmeğimizi çalanlar, hangi kalın duvarların arkasına kaçarsa kaçsın, hangi karanlığa saklanırsa saklansın, hangi ine girerse girsin, bu millete hesap vermekten kurtulamayacak." şeklinde konuştu.

'EMEKÇİNİN CAN GÜVENLİĞİ YOK'

PAK Tarım ve Orman İş Genel Başkanı İlhan Polat, ülkede çalışanların iş ve can güvenliğinin bulunmadığına da dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün emekçinin, bırakın başka sorunlarını, can güvenliği dahi yoktur. Sadece 2014 yılında bin 886, 2015 yılının ilk dört ayında ise 420 emekçi hayatını kaybetti. Başta Soma ve Ermenek faciaları olmak üzere, yaşanan bu kazaların neredeyse tamamı önlenebilir kazalardı. Üç kuruş daha fazla kar elde etmek için, yasaların emrettiği iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemleri almayanlar ve onların siyasetteki ortaklarına, işbirlikçilerine sesleniyoruz: Bu millet yumuşak başlıdır ama uysal koyun değildir ve canını hiçe sayanlardan hukuk önünde hesap sormasını bilecektir."

'EMEKÇİ AÇLIĞA MAHKUM EDİLİYOR'

Polat, konuşmasında şunları dile getirdi: "Kendileri bu milletin birikimlerini israf sınırlarının da ötesine geçen harcamalarla sülük gibi emenler, emekçiyi açlığa, yoksulluğa mahkum ediyor. Açlık sınırının bin 300 lirayı aştığı ülkemizde, asgari ücretle çalışan milyonlarca kardeşimiz, 950 lira aylık ücretle köle gibi çalıştırılıyor. Asgari ücretin alım gücü ise 1993 yılının bile gerisine düştü.Giderek yükselen enflasyon ve dolardaki artış nedeniyle şu anda asgari ücretim alım gücü 800 liraya inmiştir. Emekçiye, insan haysiyetine yaraşır ücret istiyoruz.Ülkemizde çalışanların sadece yüzde 10’u sendikalı, 11 milyon emekçi ise sendikasız çalışmakta. Sendikasızlaştırma adeta bir devlet politikasına dönüşmüş durumda. Sendikaları etkisizleştirmek için, hukuksuz ülke işkolu barajları uygulanmaktadır. Emekçiler gerçek anlamda haklarını sendika üyesi olarak alabilir. Bu nedenle sendikal örgütlenmenin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır."

'EMEKÇİLER TAŞERON SİSTEMİYLE KÖLELEŞTİRİLİYOR'

Polat, "Emekçi taşeron sistemiyle köleleştirilmiştir. Bu da yetmezmiş gibi, şimdi bir de kiralık işçi düzenlemesi peşindeler. Çalışanların her türlü hakkının gasp edildiği taşeronlaşma zulmüne derhal son verilmelidir. İşçi kardeşlerimiz sorunlarına çözüm beklerken sözde çözüm vaatleriyle hazırlanan torba yasalarla, mevcut hakları da ellerinden alınmaya çalışılıyor. Örtülü ve açık harcamalarla Cumhuriyet tarihimizin israf rekorlarını kıranlar, son olarak çalışanların kıdem tazminatını gasp etme peşine düşmüştür. Halkın başına çuval geçirmek isteyenlerin torba yasalarını istemiyoruz. Emekçilerimize verdikleri sözleri tutmayanların durumu da bu patlayan balonların akıbetine benzeyecektir." dedi.

'İŞSİZLİK VE KAYIT DIŞI İSTİHDAM REKORA KOŞUYOR'

Ülkemizde resmi rakamlara göre işsizliğin yüzde 11,3’e ulaştığını hatırlatan Polat, "Gerçekte ise bu rakam çok daha yüksektir. Gençler arasında ise işsizlik oranı yüzde 30’u geçmiştir. Milyonlarca işçiyi açlık sınırının altında çalıştıranlar, milyonlarcasının işsizliğini de görmezden geliyor. İstihdamı artırıcı politikalar geliştirmek yerine kendisine biat etmeyen sendikalara, işadamlarına, işletmelere saldıranlar, işsiz kitlelerin daha da artmasına neden olmaktadır.
Sorumsuz politikalar yüzünden ülkemizde kayıt dışı istihdam da adeta rekora koşmaktadır. Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 40’a yaklaşmıştır. Sosyal güvenceden yoksun çalıştırılan bu insanların bir milyonunu ise ne acıdır ki, çocuk işçiler oluşturmaktadır. Bu suçu işleyenlere, ağır cezalar getirilmelidir." diye konuştu.

'VİP TORPİLLERLE İŞÇİ ÇOCUKLARININ HAKKI YENİYOR'

Diğer taraftan kamuda VİP torpil listelerinin havada uçuştuğunu ifade eden Polat, şunları dile getirdi: "Basında da yeralan haberlere göre, emekçi halkın çalışkan evlatları girdikleri sınavlardaki üstün başarılara rağmen hiçbir göreve alınmazken, bakan ve siyasetçi yakını binlerce kişi, sınavsız ve hukuksuz şekilde devlet memuru yapılmıştır. Bu suçunu kamuoyundan saklamak isteyenler, geçmiş yıllardaki KPSS’ler üzerinden algı operasyonları peşindedir. Kendilerini millete efendi görenler, emekçiden aldıkları vergilerden oluşan kamu kaynaklarını, millete söven işadamı kisvesindeki yandaşlarına peşkeş çekiyor. Çoğu şirketten ve işverenden vergi alamayan iktidar, 950 liralık asgari ücretten vergi almaya utanmıyor, vergi yükünün yarıdan fazlasını emekçinin sırtına yüklüyor. Asgari ücretliden alınan vergi tamamen kaldırılmalı, diğer çalışanlardan kesilen vergiler de düşürülmelidir. Biz emekçiler; her türlü hakkımızın eksiksiz verildiği; 'çalışanın hakkını alın teri kurumadan verin' mukaddes düsturunun hayat bulduğu bir ülke istiyoruz. İnsani hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğu bir ülke istiyoruz. Üstünlerin hakim değil hukukun üstün olduğu; herkesin hukuk önünde hesap verdiği; kuvvetler ayrılığının uygulandığı bir ülke istiyoruz. Kimsenin inancı, kökeni, düşüncesi nedeniyle ötekileştirilmediği; çatışmanın değil kardeşlik ve dayanışmanın hüküm sürdüğü bir ülke istiyoruz. Daha özgür, daha demokratik ve daha şeffaf yönetilen bir ülke istiyoruz. Biz emekçiler, bunun için çalışıyor, bunun için alın teri döküyoruz. Bunun önünde duranlara karşı bugün meydanlarda, bugünden itibaren ise her türlü demokratik zeminde üretimden ve örgütlü toplum olmaktan gelen gücümüzü kullanarak mücadele edeceğiz. Ey milletten aldıkları vekaletle vesayet düzeni kurmaya kalkışanlar… Ey milleti yalanlarıyla, hileleriyle haşhaş almış gibi uyutacağını zannedenler. Ey sinsi bir virüs gibi yerleştikleri yerlerden hukukumuzu ve demokratik sistemimizi felce uğratanlar, Ey emekçi halktan gerçekleri gizlemek için özgür medyayı susturanlar, Ey sendikaların önüne barajlar koyarak örgütlenme özgürlüğünü engelleyenler… Ey milletin inançlarını istismar ederek makam ve mevkilere gelip, sonrasında onun en kutsal değerleriyle alay edenler, helalinden evine iki ekmek götürme uğruna indiği maden ocaklarından bir daha çıkamayanların; kapanan binlerce işyeri ve işsiz kalan yüzbinlerce emekçinin; utanmadan altına imza attığınız üç kuruşluk asgari ücret yüzünden çoluk çocuk aç yaşayanların; yıllarca çalıştığı halde çarşı pazardan filesi boş dönen emeklinin; kendi yandaşlarınızı kamuya hukuksuz şekilde yerleştirerek hakkına girdiğiniz liyakatli vatan evlatlarının; görevden alarak millete hizmetten mahrum ettiğiniz binlerce kamu çalışanının; işsizliğe mahkum ettiğiniz milyonların vebali sizin boynunuzdadır. Bizim de iki elimiz, bu dünyada kurulacak olan mahkemelerde de yarın ahirette kurulacak olan Mahkeme-i Kübra’da da yakanızda olacak."

Basın bildirisinin ardından sendikalı işçi ve memurlar hükümetin yalan vaadlerini protesto için balon patlattı, düdük çaldı. Daha özgür ve ileri demokrasi için güvercin uçuruldu. Eylem, erkek halk oyunları ekibinin bar gösterisi ile sona erdi.