Aktif Eğitimciler Sendikası Kocaeli Şubesi Başkanı Mahmut Mollarecep, çocuk bakım odasının, eğitim çalışanlarının en temel sorunlarından biri olduğunu söyledi. Bu kapsamda bin 869 eğitim çalışanı ile yapılan ankette, 'Eğitim kurumlarına çocuk bakım odası yapılmalı mıdır?’ sorusuna, ankete katılanların yüzde 96’sını oluşturan bin 788 kişinin 'Evet' dediğini ifade eden Mollarecep, "Bu anket sonucu da gösteriyor ki çocuk bakım odası eğitim çalışanları için önemli bir ihtiyaçtır." dedi.

Mollarecep, yaptığı açıklamada, çocukların bakımının eğitim çalışanlarının en temel sorularından birini teşkil ettiğini söyledi. Bunun, hatta ailevi problemlere bile sebep olacak kadar ciddi bir sorun olduğuna işaret eden Mollarecep, şöyle devam etti: "Özellikle ailelerinden uzakta görev yapan öğretmenlerin, çocuklarını emin ellerde yetiştirmeleriyle alakalı yaşamış oldukları kaygı, performanslarını olumsuz yönde etkilemektedir. Çocukları için güvenilir bir bakıcı bulup bulamama endişesi, hem kendi iç dünyalarında bir çalkantı meydana getirmekte hem de ders verdiği öğrenciler açısından çalışma verimini olumsuz etkilemektedir."

Hayatın ilk yılı bebeğin anneye her yönüyle bağımlı olduğu bir dönem olduğunun altını çizen Mollarecep, "Çocuk yürümeye ve koşmaya başladığında ise kendi başına hareket etme, bağımsız olma isteği içinde olmasına rağmen anneyi etrafında görmekten, onun yanında olmaktan hoşlanır. Sosyalleşme becerisinin kazanıldığı 3 yaşa kadar çocuklar bir taraftan anneden ayrışmaya çalışırken bir taraftan da bağımlılığı devam ettirirler. 3 yaşa kadar görülen bu bağımlı ilişkinin bu yaştan sonra azalması, ilişki boyutunun bağımlılıktan bağlılığa dönüşmesi beklenir. Kreş ve anaokulları çocuğun sadece bakıldığı ya da oyun oynadığı bir ortam değil, sosyalleşme becerisinin geliştiği, kurallara uymayı, yaşıtlarıyla ilişki kurmayı, paylaşmayı öğrendiği sosyal bir ortamdır. Eğitim çalışanlarından maksimum düzeyde yararlanmak ve çocuklarından ayrı kalmadan çalışmalarını sürdürebilmeleri için çocuk bakımı ile ilgili sorunlarına çözüm bulunması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Mollarecep, çözüm önerilerine değinerek, şunları kaydetti: "Okullarda bir dersliğin çalışan annelerin küçük yaştaki çocukları için ayrılması ve gerekli personelin görevlendirmesi realiteye uygun, gerçekleştirilebilir bir uygulamadır. Birçok derslikten oluşan bir eğitim kurumunun bir dersliğinin bu uygulama için ayrılması, amacına uygun tefriş edilerek donatılması ve yeteri kadar personelin görevlendirilmesi mali açısından da çözülebilir bir işlemdir. Ayrıca, bu hizmetten yararlanacaklardan-anaokullarında toplanan katkı parası gibi- personeli mali olarak incitmeyen belli bir oranda katkı payı alarak maliyetler düşürülebilir. Okulda çalışan personel sayısı veya okul öncesi çağ yaş grubu çocuklu personel sayısı gibi mevcut durum dikkate alınarak her okula veya yeterli sayının olmadığı okullarda bölge okulu ya da birbirine yakın okullarda bebek ve çocuk bakım odası açılabilir. Buraya atanacak okul öncesi öğretmenler tarafından çocuklar daha güvenli bir ortamda ve ehil kişilerin elinde yetişebilir. Kadın öğretmenler süt iznini kullanırken eğitim ortamından ayrılmayarak, eğitimden uzak kalmadan, kaygı taşımadan, sıkıntı yaşamadan ve aklı çocuğunda olmadan rahat bir şekilde eğitim öğretim hizmetlerine devam edebileceklerinden dolayı okullarda bir mekânın çocuk bakım odası olarak tasarlanması ve bebek yaştaki çocukların burada annesinin yanında olması her iki taraf için de çok önemlidir. Buralarda bakıcı ya da eğitmen olarak çalışacak kişiler, halk eğitim merkezleri tarafından görevlendirilerek uygulamada birlik sağlanabilir. Özellikle bakanlık tarafından son yıllarda halk eğitim merkezlerinin daha aktif hale getirilmesi çalışmaları da göz önünde bulundurulduğunda tam da amaca hizmet edilmiş olacaktır. Halk eğitim merkezleri bu sınıfları bir kurs ortamı veya uygulama ortamı gibi kabul ederek çocuk eğitimi kursları kapsamında da değerlendirebilir. Meslekî ve teknik liselerin çocuk gelişimi alanlarında okuyan öğrencilere, açılacak olan bu ortamlarda uygulama eğitimleri yaptırılabilir. Böylelikle hem bakıcı, eğitici giderleri düşürülmüş hem de ilgili bölüm öğrencilerine mesleki tecrübe kazandırılmış olur."

Mollarecep, çocuk bakım odalarının oluşturulmasından sonra yaşanacakları ise şöyle aktardı: "Böyle bir uygulama ile çocuk ile anne arasındaki bağ kopmamış olacaktır. Eğitim çalışanı annelerin, mesleki motivasyonları yükselecektir. Öğretmenlik mesleği toplum tarafından prestij kazanacak olup Milli Eğitim Bakanlığının saygınlığı ve tercih edilirliği de artacaktır. Böyle bir uygulama ile dünya ülkelerine de örnek olma şansı elde edilecektir. Kayıt dışı çalışan vb. gideri önlenmiş olacak hatta okullarda açılacak çocuk bakım odaları vasıtası ile de işsizlik sorununun çözümüne katkı sağlanarak her sene mezun edilen yüzlerce gencimize de yeni bir istihdam kapısı açılmış olacaktır. Çocuklara özel bakıcı tutulması veya bakım yurtlarına verilmesinin hem devlet memurlarının aile bütçesine getirdiği hatırı sayılır bir yük azaltılmış hem de çocuklar ehil ve güvenilir ellerde ve daha sağlıklı ortamlarda yetişecektir. Çocuk gelişimi alanı öğrencilerine staj imkânları oluşturulmuş olacaktır."