İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün Ulusal Radon Kontrol Programı’nın geliştirilmesi çalışmaları doğrultusunda Aliağa İlçe Sağlık Müdürlüğü, 40 haneye radon gazı dedektörü yerleştirdi. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bilgisayarla otomatik seçilen hanelerde yetkililer, dedektör yerleştirirken herhangi bir güçlükle karşılaşmadı. Dedektörler, iki ay boyunca 40 hanede ölçüm yapacak. Mart ortalarında Toplum Sağlığı Merkezi personeli tarafından toplanmaya başlanacak dedektörler, ölçüm için Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEK)’na gönderilecek. Burada elde edilecek verilerle Aliağa'nın radon oranı belirlenecek.

Öte yandan TAEK tarafından 1986 yılında millî radon seviyesinin belirlenmesi için başlatılan programda, Sağlık Bakanlığı’nın katkılarıyla 81 ilde yapılan çalışmalarla birlikte Türkiye’nin radon haritası çıkarılacak.

RADON

Radon, insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak değil, doğal süreçlerle ortaya çıkan, doğada toprak, hava ve suda bulunabilen ve insana zarar veren radyoaktif bir gazdır. Yerkürenin varlığından beri var olan radyoaktif elementlerden uranyumun bozunmasıyla oluşur. Tatsız, kokusuz, renksiz bir gaz olup varlığı ancak ölçümlerle gösterilebilmektedir.

RADON EVLERE NASIL ULAŞIR?
İnsan hayatının önemli bir bölümü evde geçmektedir. Evlerde bulunan fiziki zararlı etkenler arasında asbest lifleri, sigara dumanı vb. yanısıra radon bulunmaktadır. Aynı ortamda bulunan evlerde bile farklı değerler olması mümkündür. Evlerde radon konsantrasyonu, zamana bağlı olarak değişim göstermektedir. Evlerde radon seviyesi gün boyunca değiştiği gibi mevsimlere bağlı olarak da değişim göstermektedir. Radon evlere, temelde yer alan kayalardan ve topraktan çıkarak zemin çatlakları, asma kat boşlukları, tesisat boşlukları ve duvar arası boşluklarından girmektedir. Ayrıca yapı malzemeleri, mutfakta veya ısınma amaçlı kullanılan doğalgaz ve içme sularında bulunan radon da bina içi konsantrasyonu arttırmaktadır. Binalardaki radon kaynağının yüzde 90 kadar kısmı, temeldeki toprak ve kayalardır.