Bakanlar Kurulu’nun 2005’te ‘Afet Risk Alanı’ ilan ettiği Avcılar’ın Ambarlı Mahallesi’nde iki binanın daha yıkımına başlandı. Kendilerine hiçbir bedel ödemeden tapulu, ruhsatlı evlerinin boşaltılmak istendiğini belirten mahalleli, yıkımın 2 binada gerçekleşmesine rağmen tüm sokağın elektriğinin kesildiğini söyledi. Mahalleli, 9 gündür elektrik ve sularının olmadığını belirterek, kendilerini yıldırarak göçe zorladıklarını ileri sürdü.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Bakanlar Kurulu’nun 2005 yılında ‘Afet Risk Alanı’ ilan ettiği Ambarlı Mahallesi’ndeki Badem, Bayırlı, Bahçe Sokak’ta 2014 Aralık ayında 47 binadan 13’ünü yıkmıştı. Geçen hafta diğer konutların da yıkılması için harekete geçildi. Hazırlıklarını tamamlayan ekipler bugün, çevik kuvvet ve zabıta gözetiminde 4 binanın su, elektrik ve bazılarının da doğalgazını kesti.
Mahalleli elektrik ve sularının kesilmesine tepki gösterdi. Elektrik ve suyu kesilen dairelerin balkonuna ‘Barınma hakkımız engellenemez’, ‘Bu devlete verecek evimiz yok’ yazılı pankartlar asıldı.

Yıkıma ve elektriklerinin kesilmesine tepki gösteren Ayşe Yalçınkaya, 11 yıldır evleri için savaştıklarını söyledi. Yalçınkaya, “11 yıldır bizi bu rezalete mahkum ediyorlar. Sürekli işkenceye maruz kalıyoruz. Aralıklarla elektrik, su ve doğalgazı kesip bizi buradan yıldırarak göç ettirmek istiyorlar. Hiçbir bedel ödemeksizin, yer göstermiyolar, ev, kira yok. Bedel yok.” dedi.

Elindeki tapuyu gösteren Yalçınkaya, devletten aldıkları tapuların hiçbir hükmünün olmadığını, devletin kendilerini yok saydığını dile getirdi. Devlete hala vergi verdiğini belirten Yalçınkaya, “Hala evlerimizin vergisini ödüyoruz. Sürekli elektrik, su, doğalgazımız kesiliyor. Hiçbir borcumuz yok. Elektrik, doğalgaz borcumuz yok. Bu yazı gelmiş, 2 bina yıkılıyor. Yazıda parsel numarası var. Sokak ismi olmamasına rağmen, bizimle hiçbir alakası olmamasına rağmen sokağın komple trafosunu söktüler. Bizi işkenceye maruz bırakıyorlar. Sokağın başından sonuna kadar elektriği kestiler.” diye konuştu. Elektriklerinin kesildiğini ve tamamen karanlıkta kaldıklarını anlatan Yalçınkaya, kendilerini bedel ödenmemesine tepki gösterdi. Yalçınkaya, yıkımdan sonra bölgeye 5 yıldızlı otel dikileceğini iddia etti.

Emel Yılmaz ise 90 yaşında annesi olduğunu, mum ışığında ilacını hazırladığını anlattı. Yıkımın rant için yapıldığını iddia eden Yılmaz, "Ağustos ayında bir bardak soğuk suya hasret kaldık" dedi. Eşinin 72 yaşında ve hasta olduğunu belirten Zehra Gümüştepe ise gözyaşlarına boğuldu. Eşi Selahattin Gümüştepe’nin emekli parasıyla evlerini aldığını anlatan Gümüştepe, hiçbir yer göstermedikleri için gidecek yerlerinin de olmadığını kaydetti.

Bu arada, yıkım sırasında bir kadın yıkılan binanın önünden geçmeye çalıştı. İş makinesi yıkıma devam ederken, binadan kadının önüne parçalar düştü. Kadın şans eseri parçaların arasından koşarak uzaklaştı.