Madde Bağımlılığıyla Mücadele İletişim Kampanyası kapsamında, 12-18 yaş arası çocuk sahibi 403 anne üzerinde yapılan ankette, önemli bulgular elde edildi. Buna göre annelerin yüzde 64,3’ü, madde bağımlılığıyla ilgili yeterli bilgilerinin olduğunu söylerken bu oran sentetik uyuşturucular için yüzde 52,3’e düşüyor. Ayrıca anneler sırasıyla okul çevresini yüzde 60,8, İzmir’i 53,3 ve mahallelerini yüzde 29,5 oranında madde bağımlılığı konusunda güvenilir bulmuyor.

İzmir Valiliği, İzmir Ticaret Borsası (İTB) ve Yaşar Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen kampanyanın Akademik Koordinatörü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, 26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü’nde anket sonuçlarını paylaştı.

Bağımlılık riski olan gençleri ve ailelerini bilinçlendirmeyi hedefleyen doğru bir iletişim kampanyası oluşturabilmek için anketi uyguladıklarını belirten Prof. Dr. Ümit Atabek, “Kampanyamızı, hızla artan tehlike karşısında annelerin farkındalıklarının artırılması üzerine oluşturduk. Araştırmalarımız, annenin en önemli iletişim ve koruma noktası olduğunu gösteriyor. Tüm ailevi sorunlara karşı, anneler hala çocukla ilişkide en güvenli dayanak. Türkiye’de hızla değişen kentsel yaşamda, aile içi ilişkiler önemli ölçüde yıpranıyor. Ancak buna rağmen anneler çocuklarla iletişimi sürdürmede güvenebileceğimiz en önemli kişi. Bu sonuçlar, benzer sorunlarla daha çarpıcı bir şekilde karşılaşan Batılı toplumlarla kıyaslandığında, Türkiye’nin bir şansı diye düşünüyorum. Bize düşen görev, annenin tehlikenin farkında olmasını sağlamak ve bilincini artırmak.” dedi.

BU BİR VATAN GÖREVİ

İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise madde bağımlılığı ile mücadeleyi, bir vatan görevi olarak gördüklerini söyledi. Daha sağlıklı nesiller için, gençliği kemiren zararlı alışkanlıklarla mücadelenin hayati önemde olduğunu vurgulayan Kestelli, “Elde edilen bulgular, madde bağımlılığı ile mücadelenin ne denli önemli bir sorun olduğunu ve toplumsal bilinci artırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.” diye konuştu.

Gençleri tehdit eden böylesine önemli bir konuda, güçlü bir sosyal sorumluluk örneği göstererek kampanyayı destekleyen İTB’ye ve Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’ye teşekkür eden Prof. Dr. Atabek, “Ayrıca, İzmir Valiliği, Emniyet Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nden uzmanlar da projede yer alıyor. Bu önemli kurumsal destekler sayesinde yetkin bir kampanya gerçekleştireceğimize inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

403 ANNEYLE YÜZ YÜZE GÖRÜŞÜLDÜ

Yaşar Üniversitesi akademisyenleri Prof. Dr. Gülseren Atabek, araştırma görevlileri Deniz Bilge, Göker Gülay ve Ezgi Albayrakoğlu’nun uygulayıcısı olduğu araştırmanın 2 aşamada gerçekleştirildiğini kaydeden Ümit Atabek, “Birinci aşamada, risk gurubunda olan 12-18 yaş arası çocuk sahibi 6 anne ile bir odak grup çalışması yapıldı. İkinci aşamada ise odak grup çalışmasından elde edilen verilerden hareketle, yine 12-18 yaş arasında çocuğu olan ve farklı sosyo-ekonomik gruplardan annelere yönelik bir anket çalışması gerçekleştirildi. İzmir kent nüfusuna yönelik, 403 anneyle yüz yüze gerçekleştirilen ankette 38 soru yer aldı.” dedi.

İŞTE O SONUÇLAR:

- Katılımcıların çok büyük kısmı, madde bağımlılığı ile aile sorumluluğu arasında ilişki kuruyor.
- Madde bağımlılığının giderek daha yaygınlaştığı kanaati yaygın. Madde bağımlılığının, daha çok ailevi sorunları olan çocuklarda görüleceğini düşünürken madde bağımlısı olmayacakları konusunda ise kendi çocuklarına büyük ölçüde güveniyorlar.
- Annelerin, babalara göre çocuklara daha yakın olduğu düşünülüyor.
- Annelerin yüzde 64,3’ü, madde bağımlılığıyla ilgili yeterli bilgilerinin olduğunu söylerken bu oran sentetik uyuşturucular için yüzde 52,3’e düşüyor.
- Çocuklarıyla sık sık konuştuklarını belirten annelerin oranı yüzde 61,5’de kalırken yüzde 7,6’sı ise çocuklarıyla hiç konuşmuyor ya da nadiren konuşuyor. Çocukların öğretmenleriyle nadiren ya da hiç iletişimi olmayan annelerin oranı yüzde 29,3. Ancak, annelerin gelir ve eğitim düzeyi arttıkça, çocuklarla, çocukların arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle iletişimleri de artıyor.
- Sırasıyla okul çevresini yüzde 60,8, İzmir’i 53,3 ve mahallelerini yüzde 29,5 oranında madde bağımlılığı konusunda güvenilir bulmuyorlar.
- Annelerin yüzde 83,9’u madde bağımlılığı bakımından çocuklarını yakından izlediklerini, yüzde 49,9’u ise sosyal medya hesaplarını da izlediklerini belirtiyor.
- Bilgilenme için birincil haber kaynağı yüzde 65 oranla televizyon olurken internet yüzde 16 ile ikinci sırada geliyor. Eğitim arttıkça televizyon kullanımı azalıyor.

KAMPANYA, ANKETE GÖRE ŞEKİLLENECEK

Madde Bağımlılığıyla Mücadele İletişim Kampanyası’nın araştırma sonuçlarına göre şekilleneceğini ifade eden Prof. Dr. Ümit Atabek, “Yaratıcı ekiplerin hazırlayacağı afişler, televizyon ve radyo spotları, belki oyunlar ile kampanyamız devam edecek. Bu aşamalara, gençlerimizi de dahil etmek istiyoruz ve onların gözünden de projeler üretmeyi hedefliyoruz. son aşamada ise ebeveynlere yönelik çevrimiçi bir eğitim portalı hazırlanmasıyla kampanya sonuçlandırılacak.” diyerek işleyecek süreçleri anlattı.