Ermeni Patrikhanesi'nde 1915 olaylarında hayatlarını kaybeden Ermenileri anmak için düzenlenen ayinde konuşan Türkiye Ermenileri Patrikhanesi Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan, "Birçok devlet, adalet kavramı adına yaralı halkımıza destek olmaktadırlar. Ancak bir gün adımızın siyasi malzemeye çevrildiğini görmek acımızı kat be kat artıracaktır." dedi. Ayinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajı da okundu. Mesajda Erdoğan, "Osmanlı Ermenilerinin dünyanın her yerindeki torunlarına gönül kapımızın sonuna kadar açık olduğunu da bilmenizi istiyorum." dedi.

Aram Ateşyan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ın da katıldığı ayinin ardından bir konuşma yaptı. Ateşyan, Ermenilerin acıları üzerinden siyaset yapılmamasını, bu anlamda atılacak adımların acılarını daha da artıracağını söyledi. Ateşyan, "Dünyadaki tüm siyasi dengelerin geçtiğimiz yüz yıl içinde değiştiğini hep birlikte görüyoruz. Bir yüz yıl önceki anlayışların çizgisinde yürümek bugün için imkansızdır. Bugün imanları için hayatlarını yitirmiş evlatlarımızın aziz ilan edilmesini kutluyoruz. Aynı zamanda halkımızın tehcirden dönebilenlerin döndükten sonra yaşadıkları büyük hayal kırıklıklarını da acıyla anıyoruz. Özellikle de siyasi hesaplar gözetenlerin teşvik ettiği Klikya bölgesine dönenlerin hayal kırıklıklarını." şeklinde konuştu.

"Ermeniler bu ülkenin ayrılmaz ve sadık bir parçasıdır ve vatandaşlık sorumluluklarının tamamen farkındadır." diyen Ateşyan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Halkımızın tarihindeki bu acı ve sızlayan yaranın ancak yüz yıl sonra bu kadar vurgulanabilmesi bize acı vermektedir. Bu acıları yaşayan insanlar bu günleri göremeden bu dünyadan göçüp ebediyete gittiler. Hiç kimsenin eski deneyimlerimizi anlamsızlandırıp bugünkü durum karşısında sevinmemizi beklemeye hakkı yoktur. İfade özgürlüğü sınırları içinde herkes istediğini söyleme özgürlüğüne sahiptir. Bir çok devlet, adalet kavramı adına yaralı halkımıza destek olmaktadırlar. Ancak bir gün adımızın siyasi malzemeye çevrildiğini görmek acımızı kat be kat artıracaktır. Tarihte kaydedilmiş bu büyük felaketin sonunda dirilişe inanan halkımız büyük kayıplar verdi. Değerlerinden mahrum kaldı. Bu arada bu kötülüğe yol açanların yanısıra iyi, iyiliksever, tanrısever insanların varlığı da tesellimiz olmaktadır.

İntikamcı yaklaşımlar sadece yersiz değil, aynı zamanda faydasızdırlar. İlişkileri düzeltmek için gösterilen çabaları da kısırlığa sürüklerler. Dünyada bu kısır döngülerden memnun olanların varlığından eminiz. İki halk da duvarların kaldırılması için gereken yolları iyimser bir yaklaşımla aramak zorundadırlar. Bir yandan tüm insanlık için olan sevgiye inandığını iddia etmek, öte yandan da red edici bir yaklaşımla davranmak bizim için kabul edilemez. Eğer bir günah söz konusu ise ve günahkar karşımızda değilse neden onu gözden çıkarıyoruz. Tanrı günahkarı gözden çıkarmaz ve onun kaybolmasını istemez. Eğer bize göre yanlış bir yolda ise o yoldan dönmesi için Tanrı'ya dua etmek gerekmez mi?"

İmanları için ölen geçmişleri yanında bir başka davete daha icabet ettiklerini söyleyen Ateşyan, Çanakkele'de hayatlarını kaybeden Osmanlı askerleri için de dua etti. Ateşyan, "Yüreklerimizden çıkan dualardan bir payı da Çanakkale'de hayatlarını kaybeden Osmanlı askerlerinin ruhlarının esenliği için ayırıyoruz. Aynı zamanda bütün yabancı ülkelerden gelerek savaş meydanında hayatını kaybeden, arkalarında gözü yaşlı analar, babalar, eşler ve çocuklar bırakanlar için de dua ediyoruz. Çanakkale'de defnedilmiş bu insanlar bu ülkenin evlatları sayılırlar." ifadesini kullandı.

ERDOĞAN'DAN MESAJ

Ayin sonunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın mesajı da okundu. Bir din görevlisi tarafından okunan mesajda Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Birinci Dünya Savaşı şartlarında hayatını kaybeden bütün Osmanlı Ermenilerini bir kez daha saygıyla anıyor, çocuklarına ve torunlarına taziyelerimi sunuyorum. Osmanlı İmparatorluğu'na ve Cumhuriyetimize yaptıkları ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi katkıları daima taktirle hatırladığımız Ermeni toplumunun coğrafyamızın her köşesindeki hatıralarını güzel duygularla yad ediyorum...

İnsanlığın en büyük felaketlerinden olan Birinci Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde de her milletten milyonlarca insan ebediyete intikal etti. Bu savaş sırasında etnik ve dini kimliği ne olursa olsun benzer şartlar altında hayatlarını yitiren Osmanlı vatandaşlarının tamamını da rahmet ve hürmetle anıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devletini bu acıları unutmadan ama bunlarla baş etmesini de bilerek kurmayı başardık. Bugün de huzur, barış ve kardeşlik temelinde daha güzel günlere ulaşmak için etnik ve dini kimliğine bakmaksızın tüm vatandaşlarımızla dostlarımızla birlikte çalışıyor, mücadele ediyoruz. Yüz yıl önce ortak vatanımızı işgal için dünyanın dört bir yanından gelenlerin torunlarını bugün savaşı lanetlemek, barışı ve dostluğu yüceltmek için Çanakkale'de coşkuyla ağırlayabilen bir kültüre sahibiz. Ermeni toplumunun geçmişte yaşadığı üzüntü veren hadiseleri bildiğimizi ve acınızı samimiyetle paylaştığımı bir kez daha ifad ediyorum. Osmanlı Ermenilerinin dünyanın her yerindeki torunlarına gönül kapımızın sonuna kadar açık olduğunu da bilmenizi istiyorum."