Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, aşırı baskının çocukta eziklik duygusuna neden olduğunu söyledi. Dr. Ejder, "Bunun yanında çocuğun gereğinden fazla koruyucu ya da anneye bağımlı olarak yetiştirilmesi de yanlış." dedi.

Çocukların psikolojik gelişiminde anne ve babanın öneminin büyük olduğunu belirten Dr. Obengül Ejder, kişilik gelişiminin temelinin çocukluk döneminde atıldığına dikkat çekti. Okul öncesi dönemde çocuğun, sosyal birey olmayı öğrenmenin yanı sıra özdeşim yapacağı bir modele gereksinim duyduğunu belirten Dr. Ejder, çocuğun kadın-erkek olmayı, karı-koca ve anne-baba olmayı en yakınındakinden öğrendiğini dile getirdi.

Çocukların 0-18 ayda güven ya da güvensizlik duygusunu, 18-36 ayda bağımsızlık ya da şüphe duygusunu edindiğini kaydeden Dr. Obengül Ejder, 3-7 yaş aralığında girişimci veya suçluluk duygusu, 6-11 yaşlarında da beceriklilik ya da aşağılık duygusu kazandığına dikkat çekti. Özellikle 0-18 ayda sürekli bakım veren ebeveynin eksikliğinin çocukta bilişsel, duygusal ve sosyal gelişiminde geriliklere neden olabileceğini vurgulayan Dr. Obengül Ejder, şunları söyledi: "Bu aylarda çocuk, bağımsızlık gereksinimi duyar ve özgür bırakılmayı bekler. Eğer bu evrede çocuklar sürekli cezalandırılır, aşırı koruyucu ya da anneye bağımlı bir biçimde yetiştirilirse bu baskı sonucu eziklik, kızgınlık ve utanç duygusu yaşamaya başlar. Yapacağı seçimlerin doğruluğu konusunda sürekli kuşkuya kapılır ve haklarını savunamaz. İleri ki yaşlarda aşırı titizlik, cimrilik, inatçılık, aşırı düzenlilik, kararsızlık gibi özellikler görülür."

ÇOCUĞUNUZU AŞIRI KORKUTUP SUÇLAMAYIN

Çocuğun 3-6 yaş arasında; çevresindeki her şeyi merakla incelemeye başladığını belirten Dr. Ejder, bu dönemde merakının giderilmesi ve girişimlerinin desteklenmesinin önemli olduğu uyarısında bulunarak, şöyle konuştu: "Cinsel ayrılıkların öğrenilmesi, cinsel benlik duygusunun başlaması ve cinsiyete uygun rollerin belirlenmesi de bu yaşlarda iyice kesinleşmiştir. Çocuk cinsel yasakları ve değerleri hızla öğrenir. Bu çağda aşırı korkutmalar suçlamalar ve cezalarla atılganlığın kısıtlanması, çocukta girişim kısırlığı ve aşırı çekingenliğe neden olabilir."

Sorunun sağlıklı çözülebilmesi için bazı koşulların yerine getirilmesi gerektiğini anlatan Dr. Obengül Ejder, şunları kaydetti: "Birinci koşul, anne ve babanın birbirini sevmesi, sevgilerini çocuğun yanında paylaşmalarıdır. İkinci koşul, babanın oğluna değer vermesi, oğluyla kaliteli vakit geçirmesi ve oğlunun anlayacağı bir seviyede sağlıklı bir iletişim kurmasıdır. Üçüncü koşul, çocuk için yeni ve tehlikesiz eş adaylarının varlığıdır. Yani aile çocuğa sosyal bir ilişki ortamı sunarsa, bu ortamda erkek çocuk evcilik oyunlarıyla yeni bir eş bularak anneye olan bağını koparabilir. Dördüncü koşul, ebeveynler çocuklarının kendilerinden kopmasına izin vermelidir. Beşinci koşul da çocuk cinsel kimliği değersizleştiren bir ebeveyne sahip olmamalı."