Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasında 301 madencinin şehit olmasıyla ilgili davaya, yarın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek. Manisa Barosu eski Başkanı Av. Zeynel Balkız, ilk duruşmada son derece önemli iki karar çıktığını, bunların kendileri için "altın vuruş" olduğunu söyledi. Balkız, duruşmada yarın yaşanacak gelişmelerle ilgili de bilgi verdi.

Soma'da 13 Mayıs 2014 tarihinde, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye ait Eynez Maden Ocağı'nda 301 işçinin şehit olmasıyla sonuçlanan faciayla ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamaya yarın devam edilecek. Faciayla ilgili yazılan iddianamede, tutuklu 8 sanığın "olası kasıtla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Tutuksuz 37 sanığın ise "taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Bunlardan 25'inin cezalarının, "bilinçli taksir" olduğu gerekçesiyle TCK'nın ilgili maddesi gereğince üçte birden yarısına kadar arttırılması talep ediliyor.

Davanın ilk duruşması ile yarın yapılacak ikinci duruşmada neler yaşanacağıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Av. Balkız, “İlk duruşmada mahkeme, bizim için önemli iki talebi kabul etti. Bu altın vuruştu. Sekiz tutuklu sanık mahkemeye getirilecek. İkincisi ise kamu görevlileri için soruşturma izni verilmesiyle alakalı talebimiz oldu. Mahkeme, bu konuda benim talebimi kabul etti. Mahkeme, bakanlıklarda soruşturma izni verilmesiyle ilgili soruşturmaların sorulmasına karar verdi. Cumhuriyet savcılığı o konuda harekete geçiyor. Bu da sadece özel kişilerin, yani şirket sorumlularının değil, aynı zamanda devletin, kamunun da buradaki sorumluluğunu ortaya koyuyor. Bu iki karar, bu davanın iskeletinde iki önemli karar olmuştur.” dedi.

'BAKANLIKLAR SORUŞTURMA İZNİ VERMEZSE HÜKÜMETİN DOĞRUDAN YARGIYA MÜDAHALE ETTİĞİNİ HAYKIRACAĞIZ'

Soma faciasında sorumluluğu bulunan kamu görevlileriyle ilgili bakanlıkların soruşturma izni vermesi gerektiğini aktaran Balkız, “Bu idari bir karar. Maalesef kanunda olan bir şeyi mahkeme kendiliğinden, ‘Getirin şunları.’ diyemiyor. Onun ayrı bir prosedürü var. Biz bu kamu görevlileri hakkında şikayette bulununca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı memurlarla ilgili soruşturma izni vermedi. Bu karar bize gelir gelmez hemen Danıştay’da dava açtık. Danıştay da bakanlığın bu kararını kaldırdı, ‘Konuyla ilgili ön soruşturmayı yap, bak bu kadar suç isnat ediliyor, bu suçlara göre kararını ver’ dedi. Ön soruşturmayı yapıp o suçlamalarla ilgili bakanlık, ‘Suçlu şu görevliler bu kapsama girmektedir’ diye bir karar verecek. Onu vermiyor. Onu vermeyince ben ikinci bir dilekçe verdim savcılığa. Savcılık dilekçeyi aldı ama, ‘Biz zaten sorduk bakanlığa, bakanlığın soruşturma izni vermesini bekliyoruz.’ dedi. Bu sefer gecikecek diye bakanlıklara yazdım, bizzat bakanların kendilerine dilekçe yazdım. İlk duruşmada da mahkemeye bu yazılan dilekçelerle beraber talebimizi ilettik. Mahkeme de savcıyı görevlendirdi, ‘Onları araştır, bakanlık görevlilerinin sor durumu nedir?’ diye savcıyı görevlendirdi. Bu, bizim başvurumuzu hareketlendiren bir gelişme oldu. Mahkemeden de böyle bir yazı gidince elbette bakanlık cevap verecek. Soruşturma izni vermemiş olursa hükümetin doğrudan doğruya yargılamaya müdahale ettiğini ve açıkça kendi elemanlarını koruma içgüdüsüyle yargı bağımsızlığını ihlal ettiğini iddia edeceğiz, bağıracağız. Bunu da söyledik.” diye konuştu.

İDDİANAME OKUNACAK

Yarın yapılacak ikinci duruşmada iddianamenin okunacağını ifade eden Av. Zeynel Balkız, “Yarınki duruşma, tutuklu sanıkların huzurunda yapılacak. İddianame okunacak. Fazla bir gerginlik beklemiyoruz. Mahkeme salonuna alınmada bazı şehit ailelerinin de hırpalanması söz konusu olmuştu. Bu bizi üzdü. Biz mahkeme heyetiyle görüşerek birinci derece yakınları, oğlu, kızı, annesi, babası, eşi vs. mahkeme salonuna alınacak. Böyle bir sıkıntı yaşanmayacak.” dedi.