Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Av. Mehmet Kasap, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, avukatların da aranarak adliyeye alınmalarına ilişkin yazılı talimat yayınlamasına tepki gösterdi. İstanbul Adliyesi'nde yaşanan terör saldırısıyla siyasi iktidarın avukat, hakim ve savcıları koruyamadığını, bu koruyamamanın üstünü avukatların cübbesiyle örtmek istediğini söyledi.
Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sabri Çepik ise "Oluşturulmak istenen algı şu; avukatlar adliyeye girerken aranmıyorlar, bu nedenle adliye içerisine suç aletini sokma olanağı var. Peki katiplerde, yargıçlarda, savcılarda yok mu? Dolayısıyla Türkiye Barolar Birliği, barolarımız, avukatlarımız adliyelerde girişte taramaya karşı değiller, tarama yargının tüm unsurlarına yapılmalı." dedi.

Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Av. Mehmet Kasap avukatların aranarak adliyeye alınmalarına ve yaşanan hukuksuzluklar ile ilgili olarak Barolar Birliği’nde basın açıklaması yaptı. İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’a karşı gerçekleştirilen menfur saldırıyı ve bununla birlikte, bu menfur saldırıyı kullanarak, bir kamu hizmeti ifa eden ve yargının 3 sacayağından birini oluşturan avukatların suçlu ve ‘terörist’ gibi gösterilmesini şiddetle kınadıklarını söyledi.

Kasap, şöyle konuştu: "Bugün herkesin bildiği gibi hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olan kuvvetler ayrılığı ilkesi fiilen askıya alınmıştır. Bu doğrultuda yürütüme ve yasamadan bağımsız olması gereken yargının bir kolu olan barolar ve avukatlar, hedef gösterilmek suretiyle sindirilmek ve kontrol altına alınmak istenmektedir. Zira barolar ve avukatların, yürütmeden bağımsız olmaları ve hiçbir astlık-üstlük ilişki içinde yer almamaları nedeniyle otoriteye boyun eğmeleri çok daha zordur. Bu nedenle baroları ve avukatları hedef göstermek ve bu suretle halkı meslektaşlarımıza karşı kin ve nefrete sevk etmek yoluyla sindirmenin bilinçli bir yöntem olarak benimsediği görülmektedir."

'AVUKATLARIN ŞİKAYET DİLEKÇELERİ İŞLEME KONULMUYOR'

Başkanlığını yürüttüğü Hukuk ve Hayat Derneği’nin üyelerinin emniyette fiziki şiddete varan boyutta işkenceler yapıldığını belirten Kasap, bugün iki avukatın Ankara Adliyesi’nde kendisine TEM Şube’de ve KOM Şube’de yapılan işkence ve fiziki müdahaleler ilgili olarak suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.

Artık avukatların verdiği şikayet dilekçelerinin işleme konulmadığını kaydeden Kasap, "Dün itibariyle adliyelerde bir takım olaylar ve hadiseler bahane gösterilmek suretiyle meslektaşlarımıza yapılan kötü muamelelerin dozajı artırılmış ve meslektaşlarımız adeta potansiyel bir suçlu gibi aranmaya başlanmıştır. Bunun hukuki altyapısının olmadığını söyleyen ve adliyede duruşmayı kaçırması münasebetiyle suç duyurusunda bulunmak isteyen meslektaşımızın dilekçesi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işleme konulmamıştır." diye konuştu.

Son dönemde gündeme getirilen avukatların üstlerinin aranmasının avukata bakan bir yönü olmadığını ifade eden Kasap şöyle devam etti: "Uçakta ve alışveriş merkezlerinde aranmasının adliyelerde aranması arasında çok fark vardır. Çünkü avukatların çantalarında müvekkilleri ile ilgili olarak bilgi ve belgelerin savunmaları dolayısıyla mahrem kalması gereken bir takım bilgilerin ortaya çıkmaması nedeniyle arama yapılmamaktadır. Tüm dünyada da bu şekilde uygulanmaktadır. Maalesef bugün siyasi iktidar adeta en korunaklı yer olarak kabul edilen İstanbul Adliyesi’nde değerli meslektaşlarımız olarak kabul ettiğimiz avukat, hakim ve savcılarımızı koruyamamış, bu koruyamamanın üstünü de avukatların cübbesiyle örtmek istemektedir. İlk gün yapılan sorumsuzca açıklamalar cübbeli bir avukat tarafından silah sokulduğu söyleminin içinin ne kadar boş olduğu anlaşılmış, avukat cübbesiyle değil sadece elinde bir avukat cübbesi tutmak suretiyle içeriye giriş yaptığı kamera kayıtlarına yansımıştır. Bu vesileyle avukatlarımız itibarsızlaştırılmak istenmektedir. Biz de bugün meslektaşlarım adına Cumhuriyet Başsavcılığına bir suç duyurularında bulunduk."

'ARAMA SADECE AVUKATLARA DEĞİL YARGININ TÜM UNSURLARINA YAPILSIN'

Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sabri Çepik ise Türkiye’nin yüzde 85’inde Türkiye Barolar Birliği’nin kurduğu çipli ve taklit edilmesi mümkün olmayan kimlik kartları ile adliyelere girdiklerini belirterek, avukatların aranmasıyla ilgili şunları söyledi: "Bu kartı siz okuyucuya okuttuğunuz takdirde sizin tüm bilgileriniz avukat olup olmadığınız ekrana dökülüyor. Bu kartın sahtesini üretmek mümkün değil. Ama algı şu; avukatlar adliyeye girerken aranmıyorlar, bu nedenle adliye içerisine suç aletini sokma olanağı avukatlarda var. Peki katiplerde, yargıçlarda, savcılarda yok mu? Bu algı ve bu söylem; avukatlar dışında yargının diğer unsurlarının böyle bir şeyi yapmayacağı sonucuna götürür bizi, bu da insanın doğasına aykırı. Dolayısıyla Türkiye Barolar Birliği, barolarımız, avukatlarımız adliyelerde girişte taramaya karşı değiller, taramanın yargının tüm unsurlarına da yapılması söylemini ileri sürmektedirler. Biz nasıl aranıyorsak bu töhmetten kurtulmak için aynı şeyi bir yargı ve savcı cübbesiyle de yapabilirsiniz."