Avrupa Dergi Yayıncıları Birliği (EMMA), Türkiye'nin basın özgürlüğü tablosunu yayınladı. 17 Aralık operasyonundan sonra baskıların arttığı belirtildi. Yüzlerce davanın açıldığı, gazetecilerin tutuklandığı vurgulandı. Buna karşılık kamu kaynakları yandaş medyaya aktarıldı.

EMMA, Türkiye'deki medya özgürlüğü konusunda çarpıcı bir makale yayınladı. 2014-2015 sayısında Türkiye'deki durumu bilişim hukuku uzmanı Avukat Burçak Ünsal kaleme aldı.

Bugün gazetesinin haberine göre, yazısında 12 yıllık AKP iktidarı döneminde medya üzerinde artan baskılara dikkat çeken Ünsal, düzinelerce gazetecinin tutuklanarak hapse atılmasını ve hükümetin birçok hayati konuya yayın yasağı getirmesini eleştirdi.

503 DAVA 440 BİN DOLAR TAZMİNAT

'Türkiye'deki medya ve siyasi protestolar' adlı makaleyi değerlendiren Ünsal şunları anlattı: “17 Aralık sürecinden sonra medyaya baskının dozu giderek arttı. Samanyolu TV ve Zaman Gazetesi'nin genel yayın yönetmenleri içeri alındı. Can Dündar, Pelin Batu, Koray Çalışkan, Mirgün Cabas Banu Güven, Nazlı Ilıcak, Ceyda Karan gibi gazetecilere davalar açıldı. 2014 yılının Nisan ayı itibariyle Erdoğan tarafından şikayetçi olunan soruşturma ve dava sayısı 503'e ulaştı. Erdoğan'ın bu davalardan aldığı tazminat 440 bin dolara tekabül ediyor.”

20 BİN İNTERNET ADRESİ BLOKE EDİLDİ

Medyaya yönelik yasaklarla ilgili bilgi veren Ünsal, “Soma ve Reyhanlı faciaları, Uludere bombalamaları, 17 Aralık operasyonu, MİT TIR'ları, şehit savcı Mehmet Kiraz olaylarına yayın yasağı getirildi. Aynı yıl içinde internet yasaklarına ilişkin 3 bin mahkeme kararı alındı. 9 ayda 20 bin internet adresi bloke edildi. Bu kararların 700'ü Twitter 500'ü Facebook, 200'ü ise YouTube üzerinden alındı. Özellikle son 2 yılda üst üste Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 2012 ve 2013 yılında iki yıl üst üste Türkiye'yi en kötü gazeteci zindancısı seçti. 2014 yılında ise yine Türkiye ilk 5'te yer aldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması'nda Türkiye'yi, 180 ülke içerisinde 154'üncü sırada gösterdi. Adeta yasaklar ülkesi haline geldik. Sonuç olarak Türkiye basın özgürlüğünde sınıfta kaldı” dedi.

İKTİDAR YANLISI MEDYAYA 4 BUÇUK MİLYON AKTARILDI

Türkiye'de 2007 yılında YouTube'a erişimin engellenmesiyle yasakların başladığını ifade eden Ünsal bu süreçten sonra medyanın nefes alamaz hale geldiğini söyledi.

MUHALİF MEDYAYA BASKI

İktidarın medya kuruluşlarına karşı vergi cezalarını bir baskı ve sansür malzemesi gibi kullandığına dikkat çeken Ünsal şunları anlattı: "Özellikle birtakım gruplara yapılan vergi baskısı var. İktidar bu cezaları politik baskı ve sansür malzemesi olarak kullanıyor. Asıl zelzele 17 Aralık süreciyle başladı. Bu süreçte başta Samanyolu TV ve Zaman Gazetesi başta olmak üzere hedefe kondu. CNN Türk, BUGÜN TV, Kanal Türk ve Kanal D'ye KİT ve kamu bankaları tarafından reklam verilmedi.
Artı olarak vergi baskısı artırıldı. Doğan Medya Grubuna 2 buçuk milyar dolar vergi cezası kesildi. Bunun dışında Sabah, Yeni Şafak, Milliyet, Star, Yeni Akit gibi gazetelere kamu otoriteleri tarafından tam 4 milyon 570 bin Euro reklam geliri aktarıldı. Taraf Gazetesi'ne ise 14 ay boyunca vergi denetlemesi yapıldı. Atıl kağıda KDV tahakkuk ettirmediği gibi basit bir olayda yaklaşık 2 milyon euro vergi cezası kesildi."

YAZI BOMBADAN TEHLİKELİ!

Ünsal, Türkiye'deki gazetecilere yönelik ceza tehdidinin boyutlarına ilginç bir örnek verdi: “Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombalı saldırı yapan insandan Cumhuriyet Gazetesi'nde yazı yazan insan daha fazla ceza alıp daha fazla yargılanıyor.