Hatay Denge Hukuk ve Düşünce Derneği Başkanı Avukat Mehmet Çakır, Koza İpek Holding’e kayyum atanarak Koza Altın’ın işletmelerine, Bugün Tv, Kanaltürk Tv, Bugün ve Millet Gazetesi ile radyolara el konulmasına tepki gösterdi. Çakır, "Can güvenliği kalmayan ülkemizde mal güvenliğinin de kalmadığını ortaya koymuştur." dedi.

Çakır, yaptığı açıklamada, Türkiye'de 2011 seçimleri sonrası değişen idari anlayış sonrası hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerinin fiilen askıya alındığını vurguladı. "Bunun doğal sonucu faili meçhuller yeniden ortaya çıkmış, Reyhanlı, Suruç, Ankara patlamaları ve terörün azgınlaştırılması sonrası ne yazık ki can güvenliğimiz ortadan kaldırılmıştır." diyen Çakır, şu ifadeleri kullandı: "Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın mütalaası ve talebi sonrası ‘tek bir hakim' olan proje hakimlik sistemi hukuk dışı ve sıkandal bir karar karar aldı. Bu şekilde Koza İpek Holding ve iştirakine kayyum atanması tek kelime ile gasptır. Devlet eli ile mahkeme kılıfında yapılan bu gasp göstermiştir ki muhalif iş adamlarını, gazetecileri susturmada yeni bir safhaya geçilmiştir. Anayasa'nın teminatı altındaki mal güvenliği, basın hürriyeti, mülkiyet hakkı, çalışma ve sözleşme hürriyeti, kanaatimizce AKP iktidarı ve Saray'ın taşeronvari talimatları ile çöpe atılmıştır. Bu uygulama milletin mal güvenliğini de yok etmiştir."

AKIN İPEK’İN BOYUN EĞMEMESİ TAKDİRE ŞAYAN

5 binden fazla kişiyi istihdam eden, vergi rekortmeni Koza İpek Holding'in medya grubunun iktidarı rahatsız eden doğruları dillendirdiği için hedef seçildiğini belirten Çakır, şu ifadeleri kullandı: "Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, rüşvet havuzuna girmeyi kabul etseydi ne şirketlerine kayyum atanacak ne de iftiralara maruz kalacaktı. İpek'in tek suçu (!) var, o da halkın haber alma hakkını sonuna kadar müdafaa etmiş olması ve hukuk dışı taleplere boyun eğmemesidir.


KAYYUM GEREKTİRECEK DURUM YOK, HAKİMİN KARARI HUKUK DIŞI

Koza İpek Medya'nın da içinde yer aldığı Koza Holding'e kayyum atanacağını hükümete yakın kişilerce aylardır yazılıp çizildiğini ifade eden Çakır, Bir yerlerde yazılmış bir kararın 26 Ekim 2015'te akşam saatlerinde adliyede tescil edilmesi hukuk cinayetini ortadan kaldırmaz. İhtimal ki savcılık makamı, Kalaşnikof'lu polislerle yapılan baskından suç delili elde edemeyince siyasi baskılardan kurtulmak için kayyum skandalına sarılmış.

Anonim şirkete kayyum atanması istisnai bir çözümdür. Anonim şirketlerin yasal organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetçilerdir. Şirketin, kanunen lüzumlu bahse konu organlarından birinin mevcut olmaması ya da fonksiyonunu icra edememesi halinde bu istisnai işlem için adım atılabilir. Kayyum, şirketi sona ermekten, iflastan kurtarmak için geçici bir çaredir."

Seçim güvenliğinin de tehlikede olduğuna dikkat çeken Çakır, "Tam da 1 Kasım erken seçimine 5 gün kala böylesine tartışmalı ve şaibeli bir karara imza atılmış olması, Türkiye'de pazar günü seçmenin özgür medyanın susturulduğu bir atmosferde, karartma altında sandığa gideceğini gösteriyor. Haddi zatında Anayasa'nın 30. Maddesi'ne göre '...basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.' Koza Medya Grubu'na kayyum atanması bu yönü ile de Anayasa'ya açıkça aykırıdır." dedi.