İstanbul Adalet Sarayı’nda savcının rehin alınıp şehit edilmesinden sonra güvenlik önlemi yoğun bir şekilde artırıldı. Adliyeye girişte avukatlara da yapılan bir çok arama tartışmalara ve arbedelere neden oluyor. Avukat Betül Yergök, kendilerinin de güvenlik istediğini ancak herkese uygulanmasını istediklerini söyledi.

Adliye girişinde aranmak istemeyen avukatlar, güvenlik görevlilerine ve polise tepki gösteriyor. Aratmak istemeyen avukatlar içeri alınmıyor. Tartışmalar gün boyu devam ediyor. Avukatlar özellikle dedektörle üstlerinin aranmasına tepki gösteriyor. İstanbul Adalet Sarayı’nda avukatların geçtiği bölüme de şu an xray kabini kuruldu. Bazı avukatlar xray kabininden de geçmek istemiyor.

Uygulamaya tepki gösteren İstanbul Barosu Çağlayan Bölge Sorumlusu Avukat Betül Yergök, “Yaşanan acı olaydan sonra tabi ki bunların olacağını biliyorduk. Fakat doğrudan bu acı olayın üzüntüsünü yaşamak ve çözümünü aramak yerine avukatlar hedef tutuldu. Bugün bu adliyeye geldiğimiz zaman vatandaş girişinin yanında bulunan avukat girişinde sadece bir güvenlik taraması değil avukatların sıraya girdiği şeridin yanında güvenlikçilerin olması, içeride de polisin bir kordon oluşturması sonucu aşırıya kaçan bir muameleye tabi tutulduk.” dedi.

Avukat Yergök, “Bizden istenen kimlik ibrazımızın ötesinde çantalarımızı aratmamız, aratmadığımız takdirde üstümüzü arayacaklarını söylemeleri oldu. Yazılı emir istedik. Yazılı emir olmadığı sözlü olduğu, yazılı emrin de çıkacağı söylendi. Bunun da talimat olduğu söylendi.” diye konuştu.

Kimlik göstermeye bir şey demediklerini belirten Yergök, “İçeri girmek isteyen kimlik göstererek, bakın bizler kimlik göstermekten çekinmiyoruz. Zaten yasa gereği göstereceğiz. Fakat avukatın x-raydan çantası geçirilemez, üstü aranamaz ya da herhangi bir cihazla üst araması yapılamaz. Bugün hepsinin birden yapılması istendi. Neredeyse havaalanında ayakkabı çıkartarak girdiğimiz şekilde bizi arama niyetini gösterdiler. Sadece bu idari tavır değil bunun dışında hakarete varan söylem ve muamelelere de uğradık.” ifadelerini kullandı.

Elle arama yapılmak istendiğini savunan Yergök, “Duruşmaya geç kalan bazı meslektaşlarımız bunu mecburen kabul ederek geçti. Ama direnç gösteren avukat arkadaşlarımızla polis arasında gerginlikler yaşandı. Biz bunun üzerine tutanak düzenledik. Halen meslektaşlar imzalar atıyor. Bu tutanaklarda yasal olarak avukatların üstünün aranmayacağı yazılmakla beraber bugün üstümüzü aramaya çalıştıkları, yazılı emir olmadığı, yazılı emir olmadan yasaya aykırı bir şekilde uygulama yapılamayacağını söyledik.” dedi.

Nezaket çerçevesinde konuşuluyor olsaydı yine uzlaşılabileceğini belirten Yergök, “Fakat karşımızdaki ekibin sözde talimatla üzerimize düşmanca yönelmesi, ‘alın bunu, bunun üstünü arayın’ şeklinde konuşması, itip kakması, ‘sen git işine bak, sen kimsin ki ben burada memurum’ gibi söylemlerle avukatı iyice zayıflatmaya çalışması ve yanda geçen vatandaşların önünde resmen zedelemesi, avukatlık kurumunu, onurunu zedelemesi kabul edebileceğimiz bir şey değil.” şeklinde konuştu.

Savcıya yönelik menfur saldırının kendi başlarına da gelebileceğini söyleyen Yergök, “Biz de avukatız ve içeride bu bizim de başımıza gelebilir. Elbette ki biz de güvenlik istiyoruz. Biz de adliye içerisinde kendimizi güvende hissetmek istiyoruz. Fakat bu böyle yapılacak şey değil. Yani sadece avukatlarmış gibi, sadece avukatlara barikat kurarak bir terörist muamelesi yapılması kabul edebileceğimiz bir şey değil.” diye konuştu.

İstanbul Barosu’yla Başsavcılığın görüşmelerinin devam ettiğini kaydeden Yergök, “Bunlar görüşmelerle işleyen şeyler. Tabi ki herkesin beklediği şey burada olması ve direnç göstermesi yönetimin. Yönetimden birkaç üstadımız vardı ama baro başkanımız ve diğer yöneticilerimiz elbetteki birden fazla adliye var hepsiyle bürokratik görüşmelere devam ediyor. Bu demek değil ki burada değil.” dedi.

Yasal düzenleme yapılması ve hakim ve savcıların da aranması durumunda tavırlarının ne olacağı sorulan Yergök, “Tabi ki bir yasal düzenleme olsa ve bu düzenleme herkese uygulanıyor olsa biz direnç göstermek yerine varsa yasada tartışılacak bir şey bunu yasal düzlemlerde tartışıyor oluruz. Burada var olan bir yasa için direnç gösterecek değiliz. Bizler burada zadece yasanın getirdiği bir haklar var, bizim hakkımız var bunu elde ederiz değil, yasada düzenlenen kural ve haklar var bunların herkese uygulanması gerekiyor. Bu yaşadığımız acı olaydan sonra bir güvenlikse eğer burada katibi savcısı hakimi de en az avukat kadar aranmalıdır. Demek ki bu yapılmadığına göre sadece avukatların hedef alındığını düşünüyoruz ve görüyoruz. Bu yüzden de bu güvenlik çemberini kabul etmeyeceğiz. Biz güvenlik istiyoruz herkes için güvenlik istiyoruz.” ifadelerini kullandı.