Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kınacı, ‘terörle mücadele’ ve ‘kamu güvenliğini sağlama’ adına temel hak ve hürriyetlerin sistematik olarak ihlal edildiği iddiasında bulundu. Kınacı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya Anayasa'yı inşa edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı durum bugün çok daha farklı olurdu’ biçimindeki sözleri akan kan ve ölümlerin gerçek nedenini herkese göstermektedir. Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ve iktidar hırsının ürünü olan bu savaş, ülkede huzur ve mutlu bir gelecek kurmayı olanaksız hale getirmektedir.” dedi.

Adana Adliyesi önünde toplanan ÇHD üyesi avukatlar, 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi; savaşa değil, adalete bütçe; yaşasın halkların kardeşliği' şeklinde sloganlar atarak, İnönü Parkı’na kadar yürüdü. Burada grup adına basın açıklaması yapan Avukat Ali Kınacı, hemen her gün birkaç kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini belirterek, “Cizre’de yaşananlar İsrail’in askeri müdahalede bulunduğu Filistin kentlerini hatırlatmaktadır.” diye konuştu. Cizre’de 9 gün aralıksız sokağa çıkma yasağı uygulandığını, iç ve dış kamuoyunun yoğun baskısı neticesi 2 gün süreyle yasağa ara verildikten sonra tekrar sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini kaydeden Kınacı, şöyle devam etti: “Sokağa çıkma yasağı olan kentlerde elektrik ve su kesilmekte. İnternet ve cep telefonu iletişimi engellenmekte. Kamu binalarına yerleştirilen nişancılar çocukları ve sivilleri hedef alarak öldürmektedir. Cizre’de mermi ve bombaların isabet etmediği tek bir bina bulunmamaktadır. İktidar tarafından kışkırtılan gerilim ortamında ülkemizin doğusuna giden otobüsler taşlanmakta, parti binaları yakılmakta, internet sitelerine erişim engellenmekte, gazete binaları milletvekili eşliğinde basılmakta; iktidarın hedef aldığı medya gruplarına polis baskınları yapılmaktadır.”

Yaşananların halklar arasındaki kardeşlik ve dostluk duygusunu dinamitlediğini, telafisi mümkün olmayan ayrışma ve kamplaşmalara neden olduğunu vurgulayan Kınacı, “AKP, uygulamaya koyduğu savaş konseptine artık son vermeli ve demokratik siyasetin önünü açmalıdır. Aksi takdirde geriye dönüş imkanı her geçen gün biraz daha azalacak ve Türkiye hızla içinden çıkılmaz bir felaketin içine sürüklenecektir. Ülkemiz bu çatışma, ölüm ortamından bir an önce çıkmalıdır. Eller tetikten çekilmeli, silahlar susmalıdır. Biz hukukçular, tüm yurttaşları ‘kaçak sarayın’ savunması anlamına gelen bu savaş karşısında barışın sesini yükseltmeye çağırıyoruz.” diye konuşmasını tamamladı.

Cizre’ye giden avukat Beyhan Günyeli ise oradaki izlenimlerini anlattı.