Konya'da 2008 yılında yapılan Okyanus operasyonunda görev alan polis müdürlerinin avukatları, Konya Adliyesi'nde yapıldığını öğrendikleri operasyon hazırlıklarına karşı hukuk mücadelesi başlattı. Avukatlar Süleyman Küçüksucu ile avukat Mehmet Yıldırım, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının yaklaşık 9 aydır üzerinde çalıştığı 'Okyanus operasyonu' soruşturma dosyasının, kanunsuz ve hukuksuz olduğu gerekçesiyle kapatılması için defalarca dilekçe verdi. En son geçen Pazartesi savcılığa başvuran avukat Süleyman Küçüksucu, savcılığın başvurulara kulağını tıkadığını, Ulusal Yargı Ağı Portalı'na (UYAP) dahi girilmeyen "kanunsuz ve hukuksuz soruşturmaya devam ettiğini" açıkladı.

Konya Cumhuriyet Başsavcılığının, 2008 yılında 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç örgütü liderliği yapmak, ihaleye fesat karıştırmak, ihaleye fesat karıştırmak suretiyle haksız kazanç elde etmek' suçlamalarıyla gözaltına alınıp tutuklanan ve Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinde 170 yıla yakın hapis cezasına çarptırılan Okyanus Şirketler grubu başkanı Nusret Argun'un başvurusu üzerine Ulusal Yargı Ağı Portalı'na (UYAP) dahi girilmemiş bir soruşturma yürüttüğü iddia edildi. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararıyla serbest kalan ancak davası Yargıtay'da temyiz aşamasında bulunan sanık Nusret Argun'un Konya Adliyesine yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturmada suçlanan polis müdürü Anadolu Atayün'ün avukatı Süleyman Küçüksucu, yaklaşık 9 aydır üzerinde çalışılan UYAP'a işlenmemiş soruşturmanın hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dosyanın kapatılması için 04 Mayıs 2015 pazartesi günü Konya Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.

'SAVCILIK KENDİSİNİ ANAYASA MAHKEMESİ'NİN ÜZERİNDE GÖRÜYOR'

Avukat Süleyman Küçüksucu, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru konusunda şu açıklamada bulundu: "Okyanus operasyonu’ adı ile bilinen, Nusret Argun liderliğindeki suç örgütünün yargılandığı ve 170 yıl civarında hapis cezasına çarptırıldığı dava olan Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/17 esas sayılı dosyasında, karara dayanak edilen delillerin, yasa dışı elde edildiği iddiası ile Nusret Argun tarafından savcılığı şikayette bulunulmuştur. Savcılık bu şikayet üzerine soruşturma başlatmıştır. Bu soruşturma hukuksuz ve yasalara aykırı bir soruşturmadır. Bu hususu gerekçeleri ile defalarca belirtmemize rağmen bir türlü bu taleplerimiz dikkate alınmamıştır. Nusret Argun'un Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı 2013/ 6149 numaralı bireysel başvurusu neticesinde mahkemenin 6.3.2014 tarihinde verdiği kararda, 'Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki şikâyetlerinin ‘başvuru yollarının tüketilmemesi’ nedeniyle kabul edilemez olduğu' hükmü vardır. Anayasa Mahkemesi Nusret Argun’a; bugün Konya Adliyesinde soruşturma açılmasına sebep olan ‘adil yargılanma’ şikayetinin Anayasa Mahkemesi'nde incelenemeyeceği cevabını vermiştir. Çünkü Nusret Argun’un yargılandığı davanın temyiz süreci Yargıtay’da devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi sanığın ‘adil yargılanma’ konusundaki şikayetinin incelenemeyeceğine karar vermişken, Konya’da savcılık kendisini Anayasa Mahkemesi'nin üzerinde görerek haksız hukuksuz soruşturma yürütmeye devam etmektedir. Savcılık tarafından yürütülen soruşturmanın yasal olmadığı Anayasa Mahkemesi kararıyla bir kere daha ortaya çıkmıştır. Bu karar gereğince soruşturmanın derhal durdurulması ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini savcılıktan bir kere daha istedik."

Avukat Süleyman Küçüksucu, Konya Adliyesi'ndeki "kanunsuz ve hukuksuz" olduğunu söylediği soruşturmanın, "yurt çapında sürdürülen 'paralel yapı' veya 'FTÖ' adlı algı operasyonlarının Konya ayağını oluşturmak üzere tezgahlandığını" söyledi. İktidarın 'paralel yapı' operasyonları için diğer şehirlerde uyguladığı 'eski suçlular, zanlılar, şüphelilerden şikayet dilekçesi al ve algı operasyonu yap' yöntemini Konya'da da uygulamak istediğini öne süren Küçüksucu, "Kamuoyunda Okyanus operasyonu olarak bilinen Konya merkezli yolsuzluk ve ihaleye fesat karıştırma operasyonunda gözaltına alınıp yargılanan ve 170 yıl hapis cezasına çarptırılan Nusret Argun'un şikayetiyle Konya'da eski polis müdürleriyle çok sayıda sivili kapsayan bir algı operasyonu yapmak istiyorlar. Ancak Ulusal Yargı Ağı Portalı'na (UYAP) bile girilemeyen soruşturma dosyası, baştan sona hukuksuzluk ve kanunsuzluk dolu." şeklinde konuştu.

NUSRET ARGUN VE OKYANUS OPERASYONU

1990'lı yıllarda simitçilik yaparak çalışma hayatına atılan Nusret Argun, 2000'li yıllarda 'kasamda 300 milyon TL var' diyebilecek bir ekonomik büyüklüğe ulaştı. Kamu ihalelerinde rakiplerini geride bırakıp hep kazanan Argun, bir süre sonra Konya Emniyet Müdürlüğü ile Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaşan çok sayıda şikayet dilekçesine konu oldu.

Konya Emniyeti, yasal çerçevede yürüttüğü teknik ve fiziki takiple yeterli delillerin toplanmasının ardından 2008 yılında Nusret Argun başta olmak üzere Okyanus Şirketler Gurubu ile bağlantılı çok sayıda ismi gözaltına aldı. "Haksız kazanç elde etmek için suç örgütü kurmak, bu amaçla kurulan suç örgütüne liderlik etmek, ihaleye fesat karıştırmak, ihaleye fesat karıştırmak suretiyle haksız kazanç temin etmek" gibi suçlamalarla mahkemeye sevk edilen zanlılar, Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinde 5 yıldan 170 yıla kadar hapis cezalarına çarptırıldı. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi Nusret Argun'u 170 yıl hapisle cezalandırdı.

Mahkemenin kararını Yargıtay'da temyiz eden Nusret Argun, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunarak 'tutukluluğun uzaması sebebiyle tahliye' talep etti. Argun, tahliye talebinin yerinde görülmesi üzerine 2014 başında hapisten çıktı. Yargılamalar sırasındaki ifadelerinde "Konya emniyeti benden emniyet hizmetlerinde kullanılmak üzere araba istedi. İsteklerini yerine getirmedim o yüzden bana tuzak kurdular." diyerek kendini savunan Nusret Argun, tahliye olduktan sonra, daha önce hiçbir ifadesinde yer almayan 'paralel yapı' suçlamasını dillendirmeye başladı. 'Paralel yapı' suçlamasıyla Yeni Şafak'ta manşetlere çıkarılan Nusret Argun'un, Konya'da yayın yapan iktidara yakın yerel bir TV kanalının sahipleri olan avukatları ve aynı TV'nin yayın yöneticileri aracılığıyla 2014 yazında Ankara'da Adalet Bakanlığı'na götürüldüğü iddia edildi.

Ankara'daki temasları sonrası Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'na, 2008 yılındaki operasyonda görev alan polis müdürleri hakkında şikayet dilekçesi verdi. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu dilekçe üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin "Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki şikayetlerinin 'başvuru yolları tüketilmemesi nedeniyle' kabul edilemez" hükmüne rağmen polis müdürleri ve bazı sivil isimler hakkında soruşturma başlattı.