Aydın Baro Başkanı Gökhan Bozkurt, "Söz konusu paket ile sözde güvenlik adı altında, temel özgürlükler ortadan kaldırılmaktadır.” dedi.

10 Şubat’ta meclis genel kurulunda görüşülecek olan 132 maddelik yasa tasarısını değerlendiren Aydın Baro Başkanı Gökhan Bozkurt, "Polisin silah kullanma yetkisinin genişletilmesinden, savcı kararı olmadan polisin gözaltı yapabilmesine, hakim ya da savcı kararı olmaksızın arama yapılabilmesine, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde atkı, gaz maskesi gibi eşyalar kullananlara getirilen ağır cezalara kadar Anayasa'ya açıkça aykırı olup son derece antidemokratik hükümler içermektedir. Söz konusu paket ile sözde güvenlik adı altında, temel özgürlükler ortadan kaldırılmaktadır. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı adeta hiçe sayılmaktadır. Hükümet, en temel özgürlükleri ortadan kaldıran ve Anayasa'yı askıya alan yasa tasarısının yasalaşması sevdasından bir an önce vazgeçmelidir. Mevcut yasaI mevzuatımıza göre, kişilerin üstünün ve eşyalarının aranabilmesi için kural olarak hakim kararı, gecikmesinde sakınca olan hallerde ise savcı kararı aranmaktadır. Ancak, söz konusu yasa tasarısı yasalaşırsa, hakim ya da savcı kararı olmaksızın kolluk amirinin emri ile arama yapılabilecektir. Bu, keyfi aramaların önünü açmaktan başka bir şey değildir. Diğer yandan, yine yasal mevzuatımıza göre, kişileri gözaltına alma yetkisi savcılara aittir. Ne var ki iç güvenlik paketinde öngörülen tasarıya göre, bu yetki savcılara ait olmakta çıkarılmaktadır." dedi.

Suçüstü hallerinde 24 saate kadar, toplumsal olaylarda ise 48 saate kadar, kolluk amirine kişileri gözaltına alabilme yetkisi tanınması öngörüldüğünü belirten Bozkurt, "Temel hak ve özgürlükleri kısıtlama konusunda mülki idare amirlerine de yetki verilmektedir. Bu yolla mülki idare amiri Cumhuriyet Savcısı’nın adli yetkisine ortak olarak adli kolluğa suç soruşturmasına ilişkin talimat verme yetkisine sahip olmaktadır. Oysa suç soruşturması ve suçun aydınlatılması yargısal faaliyettir ve bu yetkilerin sadece yargı makamlarınca kullanılması gerekmektedir. Diğer yandan Mülki Amirlerin almış olduğu kararlara uymayanlar hakkında 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Böylece suç ve cezaların kanuniliği ilkesi hiçe sayılmakta, mülki amirlere suç yaratma yetkisi tanınmakta ve yasama erkinin elinde olan yetki gasp edilerek Anayasaya açıkça aykırı bir düzenlemeye gidilmektedir. Dolayısıyla kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkeleri de açıkça çiğnenmektedir. Tüm bu değişiklik arzularında hükümetin kastı, toplumsal muhalefeti sindirmek ve önlemektir. Esasen onlar da bilmektedirler ki, söz konusu değişiklikler Anayasaya aykırıdır ve kişi özgürlüğü ile güvenliği hakkını ortadan kaldırmaktadır. Ancak anlaşılmaktadır ki siyasi iktidar dikensiz gül bahçesi yaratma sevdasıyla, Anayasa'ya uyma ve özgürlüklere saygı gösterme sorumluluğunu hiçe saymaktadır. Anayasa'nın ve özgürlüklerin askıya alınmasını kabul etmemiz asla mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.

Polisin silah kullanması sonucu, son dönemde bir çok ölümler yaşandığına dikkat çeken Bozkurt, "Bunca acı ortada iken, iç güvenlik paketiyle polisin silah kullanma yetkisinin genişletilmesi, yeni ölümlere davetiye çıkartmak değil midir? Öngörülen düzenleme ile kolluğun silah kullanımı kolaylaştırılmakta ve orantısız güç kullanımına yasal zemin oluşturulmaktadır. Böylece vatandaşın yaşam hakkını hedef alan ve kolluk kuvvetince uygulanan müdahalelerin sınırı belirsiz bir şekilde genişlemektedir. Vurgulamak isteriz ki, hukuk devleti yaşam hakkını güvence altına alan devlettir. Ne yazık ki, yaşam hakkı, siyasi iktidarca göz ardı edilmektedir."