Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, yaptığı basın açıklamasında, “Biz savaşa karşı tarafız.” dedi. Çözüm sürecinin buzdolabından çıkarılmasını ve terör örgütü PKK’nın şartsız silah bırakarak sınırdışına çıkmasını isteyen Aydın, “Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bu savaşları sonlandırma erkine sahip olanlara sesleniyoruz. Barışı buzdolabından çıkarmanızı ve savaşı insanlık tarihinin çöplüğüne göndermenizi istiyoruz. PKK terör örgütüne sesleniyoruz, hiçbir şart ve gerekçe göstermeden acilen silahları bırakın, çatışmasızlık ortamı oluşturarak sınırdışına çekilin. Türkü, Kürtü öldürerek hiçbir gerekçenizi, bu topraklarda yüzyıllardır bir ve beraber yaşayan insanlara kabul ettiremez, hayata geçiremezsiniz.” dedi.

İnsan ve insanlığa adanmayı iş edinmiş sağlık çalışanları olarak doğaya, insana ve insanlığa zarar veren ve verecek olan savaşı reddettiklerini ve barış istediklerini belirten Oda Başkanı Aydın, “Bir insanın sağlık hakkı, sağlıklı yaşama hakkı, iş, beslenme, konut, eğitim, kentsel ve kırsal altyapı, sosyal güvence, insancıl çalışma ortamı, barış gibi pek çok unsuru kapsar. Bugün Türkiye'de hiç kimsenin sağlıklı yaşama hakkının olmadığı, sağlıksız yaşam ortamının egemen kılındığı bir ortam var. Dörtbir yanımız ölüm, kan ve yangın yeri. Biz savaş istemiyoruz, çünkü savaş öldürür, biz yaşatırız. Savaş sakat bırakır, biz iyileştiririz. Savaş hasta eder, biz tedavi ederiz. Savaş ruh ve bedenen yaralar, biz ruh ve beden bütünlüğü için yaşarız. Savaş hep güçten beslenir, biz mağdur için yaşarız. Ey savaşseverler, ey savaş çığırtkanları. Siz saniyelerle milyonları yok etmek isteyebilirsiniz. Biz, tek bir insanı yaşatmaya bir ömür harcarız. Bütün savaşların tarihi kirlidir, bütün savaşçıların tarihi insanlık utancıyla eşdeğerdir.” dedi.

Sağlık çalışanları olarak, “Çocuklarımızı ve torunlarımızı gömecek dünya değil, çocuklarımız ve torunlarımızın bizleri gömeceği bir dünya istiyoruz.” diyen Metin Aydın, şunları kaydetti: “Biz sağlıkçılar, hiçbir insanın bize ihtiyacı olmaması için yaşarız. Her şeyin ve herkesin normal olduğu koşullarda bize ihtiyaç yoktur ve bunun için çabalıyor, bize ihtiyaç duyulmayan bir ortam için mücadele ediyoruz. Hekimlik mesleğinin, insanlık tarihi boyunca gelişen ve bugün bize yüklenen misyonu, görevi ve sorumluluğu gereği yaşam hakkı, sağlık hakkı ve barış için sesleniyoruz. Maalesef yine bugün bize en fazla ihtiyaç duyulduğu için çağrıda bulunuyoruz. Bizler Türkiye'de insanlık suçlarından olan savaş ve savaş koşulları olduğu, savaşa karşı çıkmak ve barışı egemen kılmak için buradayız. Nihai karar verici erk olmadığımızı bilerek buradayız ve başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bu savaşları sonlandırma erkine sahip olanlara sesleniyoruz. Barışı buzdolabından çıkarmanızı ve savaşı insanlık tarihinin çöplüğüne göndermenizi istiyoruz. PKK terör örgütüne sesleniyoruz, hiçbir şart ve gerekçe göstermeden acilen silahları bırakın, çatışmasızlık ortamı oluşturarak sınırdışına çekilin. Türkü, Kürtü öldürerek hiçbir gerekçenizi, bu topraklarda yüzyıllardır bir ve beraber yaşayan insanlara kabul ettiremez, hayata geçiremezsiniz. Aksinde ısrar, bu coğrafya zenginliklerinde ve topraklarında gözü olan, bölge yaşayanları arasında dil, din, mezhep, ırk kavgası çıkararak, kardeşi kardeşe düşürerek ülke sınırlarını yeniden çizme sevdasında olanlara hizmet etmek, onların taşeronu haline düşmekten başka bir şey değildir. Çözüm etnik, ayrımcı, mezhepçi, bölücü planlara karşı çıkmaktan geçiyor. Savaşı değil, barışı yükseltmekten geçiyor. Teröre ve savaşa karşı açık bir tutum, kardeş kavgasına tavır almaktan geçiyor. Biz sağlıkçılar, barış ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir ülke istiyoruz. Sağlıksız koşullarda, vatansız ve yurtsuz yitip giden insanların olmadığı, denizlerde hayatları sonlanan mültecilerin olmadığı, çocukların, kadınların acı çekmediği, ölmediği, anaların ağlamadığı, insanlığın sahillere vurmadığı, insanların insanca ve kardeşçe, hep beraber barış içinde, sağlıklı ve mutlu yaşadığı bir Türkiye ve dünya istiyoruz.”