İlgili komisyonlara yaptığı itirazın reddedilmesi üzerine kadastro mahkemesine açtığı 'tespite itiraz' davasının 34 yılda bitmediğini belirten vatandaş, adil yargılanma, mülkiyet ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, ihlalin tespitiyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazminine karar verilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının kabulüne hükmederek, mağdur vatandaşa 23 bin 700 lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Y.M. tarafından 11 Mayıs 1978 tarihinde satın alınan taşınmaz kadastro tespit çalışmaları sırasında, 397 parsel numarası altında ve 48 bin metre kare yüz ölçümüyle Y.M. adına tespit edildi. Y.M. tarafından taşınmazının yüz ölçümünün eksik tespit edildiği yönünde 18 Mart 1981 tarihinde kadastro komisyonuna yapılan itirazın reddedilmesi üzerine 30 Kasım 1982'de Gelibolu Kadastro Mahkemesi'nde tespite itiraz davası açıldı. Gelibolu Kadastro Mahkemesi teşkilatının kaldırılması üzerine, belirtilen dava dosyası Çanakkale Kadastro Mahkemesi'ne devredildi. Dava dosyası hâli hazırda Çanakkale Kadastro Mahkemesi'nin Esas2013/10 sırası üzerinde görülmeye devam ediyor.

"34 YILDA DAVA BİTMEMİŞ, TAZMİNAT GEREKİR"

Davanın uzun sürmesi sebebiyle hak kaybına uğradığını belirten Y.M., AYM'e bireysel başvuruda bulundu. Tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin 34 yıllık yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle büyük mağduriyet yaşadığını vurgulayan Y.M., yüksek mahkemeden tazminat talep etti. Konuyla ilgili hazırlanan raporda, "Yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya takdiren net 23 bin 700 lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Başvurucu tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki iddianın ise başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunduğu anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir. Başvuruya konu yargılamanın otuz dört yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir." denildi.

Kararını açıklayan AYM, oy birliği ile Y.M.'nın Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının kabul edilebilir olduğuna karar vererek, Y.M.'a net 23 bin 700 lira manevi tazminat ödenmesi gerektiğine hükmetti. Kararın bir örneği ise dava dosyasının halen devam ettiği mahkemeye gönderildi.