Anayasa Mahkemesi (AYM), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Ali Aydın’ın basın açıklamasında dile getirdiği düşüncelerden dolayı hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının ifade özgürlüğü ihlali olduğuna karar verdi. AYM, ayrıca Aydın'a net 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

15 Şubat 1999’da PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye getirilmesi üzerine ROJ TV ve bazı internet sitelerinden protesto çağrısında bulunuldu. Bu çağrı üzerine Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır İl Başkanı olan Mehmet Ali Aydın yaptığı konuşmadan dolayı yasa dışı örgüt adına suç işlediği ve propaganda yaptığı şüphesi ile 23 Şubat 2010’da tutuklandı ve 26 Şubat 2010’da hakkında dava açıldı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Mayıs 2010’da Aydın’a örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işlemekten 6 yıl 3 ay, yasadışı örgüt propagandası yapmaktan ise 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Aydın, aynı tarihte 94 gün tutuklu bulunduktan sonra tahliye edildi. Dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi mahkemenin kararını bozdu. Dosyayı yeniden inceleyen Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi sanık hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan kovuşturmanın ertelenmesine, örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işlemekten ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi ve 3 yıl denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasına karar verdi. Beraat talebi ile yaptığı itirazı reddedilen Mehmet Ali Aydın, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

AYM gerekçeli kararında barışçıl gösterilerde konuşma yapma veya basın açıklamasında bulunma özgürlüğünün ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğuna vurgu yaptı. Başvurucunun halen siyasi faaliyet yürütmesi nedeni ile ileride soruşturma ve kovuşturmaya maruz kalma riskinin olduğunu belirten AYM, kişinin isnat edilen suçlardan aklanma ihtimali bulunsa bile kişinin bu etki altında ileride düşünce açıklamalarından veya basın faaliyetlerini yapmaktan imtina etme riski bulunduğunu ifade etti.

İfade özgürlüğünün devletin veya bir bölümünü eleştiren onlara çarpıcı gelen, onları rahatsız eden ifadeler içinde geçerli olduğunu vurgulayan AYM, ifade özgürlüğünün demokratik toplum düzeninde geçerli olan çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri olduğunu kaydetti. AYM gerekçeli kararında ayrıca kamu otoriteleri veya toplumun bir kesimi için hoş olmayan düşüncelere şiddeti teşvik etmediği, terör eylemlerini haklı göstermediğini ve nefret duygusunun oluşmasına desteklemediği sürece kısıtlama getirilemeyeceğini vurguladı.

Başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar veren AYM, başvurucuya net 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. AYM ayrıca ihlali ve sonuçları ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti.