İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ülke gündemini değerlendirdi. Kocaoğlu, “Toplum bir travma yaşıyor. 2 canlı bomba 30 saniye arayla patlıyor, 100'ün üzerinde insanımız ölüyor. Buna benzer birçok konuda, mesela dış politikada sıkıntı var. Son 3 aylık dönemde ülke facia. Bu ülkede yönetilememe krizi var. Ülke yönetilemiyor.” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel bir televizyon kanalında yayınlanan programda çarpıcı açıklamalarda bulundu. İzmir ve ülke gündemini değerlendiren Kocaoğlu, hükümeti yatırımlar üzerinden eleştirirken, sandık öngörüsünü açıkladı ve ilgi çekici bir ‘2019’ mesajı gönderdi. 7 Haziran seçimleri sonrası çok önemli gelişmeler olduğuna dikkat çeken Kocaoğlu, “Barış süreci sonlandırıldı, terör ayağa kalktı. Türkiye, dış politikası Suriye ekseninde neredeyse iflas etti. Uygulanan politikanın yanlışlığı hem Türkiye hem dünya politikasında kanıtlandı. Ekonomide önemli sıkıntılar oldu. Ekonomide daha büyük tehlikeler bizleri bekliyor. Bunları hepsini düşününce bu seçim sürecinde ülkenin problemlerinin konuşulduğu, zıtlaşmanın daha çok olduğu bir süreci yaşıyoruz.” diye konuştu.

YEREL YÖNETİM DEĞİL, HÜKÜMET ENGEL OLUYOR

AK Parti İzmir adaylarından Bineli Yıldırım’ın, 'Yerel yönetimler İzmir’in kalkınmasını engelliyor' sözlerine yanıt veren Başkan Kocaoğlu, şunları kaydetti: “O tez İzmirli’ye nasıl yansıyor ona bakmak lazım. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı yatırımlara, yerelde kalkınma projelerine baktığımızda, İzmir eğer gerekli kadar büyümediyse burada belediyenin değil merkezi hükümetin daha çok payı var. İzmir için ayırdığı bütçedeki adaletsizliğin payının daha büyük olduğunu hem İzmir kanaat önderleri, hem iş adamları, hem de siyasiler çok iyi bilir. Bu söylem ayakları yere basmayan bir söylem. Merkezi hükümetin İzmir’e ne yaptığını, Büyükşehir’in ne yaptığını İzmirli somut olarak biliyor. 13 tane OSB’miz var. Bunlar boş araziler olarak duruyor. ‘Hiç değilse bunlar doluncaya kadar çevre illerle teşviki ilerletelim’ dedik. 13 yıllık AKP iktidarında bir cevap bulmadı. Bütçeye verdiğimiz ve bütçeden aldığımız pay ortada... Aldığı verdiğine kıyaslandığında İzmir’in payı giderek düşüyor. İzmir ekonominin yüzde 10’unu üretirken aldığı pay yüzde 2. Bu oran yüzde 4’ten buraya geldi. Bu açıdan baktığımızda İzmir bunları değerlendirecek."

DİKKATE ALMIYORLAR, CEVAP VERMİYORLAR

İzmir’e hükümet vizesiyle yapılan ve son dönemde büyük tartışmalara neden olan RES, termik santral ve özelleştirmeler hakkında konuşan Kocaoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Yasalar değiştikçe özelleştirme idaresinden satışlar yapılıyor. Bakanlıklar, A’dan Z’ye plan yapma yetkisi verildi. Kentin yoğunluğuna dokusuna uymayan, planlar yapıyor. Bu planlar yapılırken Büyükşehir’e gönderiyorlar. Biz yanlışları yazıp yolluyoruz; dikkate bile almıyorlar. Cevap vermiyorlar. Fiziki hata yapılmış bunu düzeltiyoruz, onu bile dikkate almıyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın her türlü plan yapma yetkisi var. Bizim yalnız yargıya gitme hakkımız var. Biz de gerekçelerimizle yargıya gidip mücadele ediyoruz. Bize, ‘İzmir’e pranga vuruyor’ diye yapanlar eleştiri, ‘kent deforme olmasın’ diye yaptığımız mücadeleden geliyor. Yatırımcılara baktığımızda kurallar çerçevesinde kim İzmir’e yatırım yaparsa her türlü desteği vermeye hazırız. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ahlak kuralları dahilinde çalıştığı ortadır."

1 KASIM TAHMİNLERİ

AK Parti’nin adayı Yıldırım’ın 1 milyon oy hedefi üzerinden İzmir sandığını yorumlayan Kocaoğlu, şunları söyledi: İzmir’de 1 milyon hedef koyacak söylem var. ‘Aziz Kocaoğlu ile aramızdaki oy fark 150 bin’ dendi. 150 bin değil, 360 bin fark var. Bu seçimde İzmir özelinde AKP oylarını arttıramayacak ama çok da düşmeyeceğini düşünüyorum. Diğer partiler örneğin MHP’de az bir oy kaybı olabilir. HDP’yi ölçemiyorum. Gidenler ve gelenler olacak. CHP’nin oyunun belirli oranda artacağını ve birer milletvekili olacağına inanıyorum. Durum bu... Ülkede bu kadar değişim varken bu seçimde çok bir değişiklik olunmayacağı görülüyor. Bu kadar büyük dayatmanın olduğu bir süreçte vatandaş nasıl karar verir o belli değil. Bu seçimde milli irade koalisyon mesajı verdi ama 7 Haziran’da hükümet kurulmadı. 7 Haziran’dan sonra AKP cephesinde önemli hatlar yapıldı. İktidarı paylaşamama düşüncesi gibi birçok zaaflar yaşandı. Bu görülür zaaflar nasıl sandığa yansıyacak merak konusu... Bu seçimde yüzde 4-5 puanın kader değiştireceğine inanıyorum."

ÜLKE YÖNETİLEMİYOR, ÜLKE FACİA

Ülke gündemini değerlendiren Kocaoğlu, şu tespitlerde bulundu: “Toplum bir travma yaşıyor. 2 canlı bomba 30 saniye arayla patlıyor, yüzün üzerinde insanımız ölüyor. Buna benzer birçok konuda, mesela dış politikada sıkıntı var. 2002’de AKP’yi ayrı değerlendirmek lazım, son dönemi ayrı değerlendirmek lazım. Son üç aylık dönemde ülke facia. Bu ülkede yönetilememe krizi var. Ülke yönetilemiyor. Belli bir siyasi sürecin sonunda gündeme geldi. Bir ailede karı koca konuşurken kulağına söylüyorsa eleştiriyi. Bir işçi, belediye başkanını arayıp sizinle görüşmek istiyorum ama telefon dinleniyor diyorsa, bugün insanlar kalabalık yerlere gidemiyorsa o ülkede kaos ortamı vardır. Her konuşmamın sonunda birlik beraberliğe çağırıyorum. Biz barışı kendi vatandaşlarımızla kuracağız.”

‘BÜYÜKŞEHİR’İ NASIL ENGELLEYEBİLİRİZ’ PSİKOZU VAR

Büyükşehir’in Ankara’ya yönelik çalışma taleplerine çoğunlukla yanıt alamadıklarını belirten Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maliye Bakanlığı’ndan bir kere randevu aldım, milli emlak gibi konularda kendilerine dosya hazırladım. Bir arazide rant varsa belediyenin ihtiyacı vardır bakılmıyor. Hiç mi, almadık aldık. Ama ne sürede veriliyor? Süre geçtikçe yanlış iş yapmak zorunda kalıyoruz. Çiğli Belediyesi arkasında bir yer kamulaştırdık. Orası yıllar önce ESHOT’un bakım alanı olarak imara çıkarılmış. Orada şahıs arazilerini kamulaştırana kadar 3-4 sene geçti. Sonra orası şehrin içerisinde kaldı. Stat tartışmasında, ‘Buraya stat yapalım’ dedik. ‘Örnekköy’ü garaj yapalım, burayı stat yapalım. Aradaki metrekare farkını telafi edelim’ dedik. ‘Hayır efendim olmaz’ dediler. Bu tür şeyler de var. Şunu hissetmek çok üzücü; Ankara bürokrasisinde ‘Büyükşehir yabancı, Büyükşehir’i nasıl engelleyebiliriz’ psikozu var. Biz devlet bir şey yaparsa alkışlıyoruz. Kent için yapıyor. Bir fuar yaptık, ‘yandım Allah’ uğraşıyorlar. Metroyu temcit pilavı gibi her seçimde önümüze getiriyorlar. Ne yaparlarsak uğraşıyorlar! Sizin göreviniz belediyenin yaptığı projelere elinizi sürüp kirletip vatandaşta kuşku uyandırmak mı? Yoksa kentin kalkınmasına katkıda bulunmak mı? Burada arkadaşların bir karar vermesi lazım."

3 YIL SONRA EMEKLİ OLUNCA

Kocaoğlu Ankara bürokrasisiyle yaşadığı birçok problem olduğunu söyleyerek, “Ankara’da bir genel müdürlükle görüşmem var. Görüşmeye 3 dakika kalmış, bir güvenlik görevlisi karşıma çıktı, ‘Benim randevum var, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanıyım dedim, ‘Geç otur kardeşim’ dedi. Görüşmeye girdik. Öyle bir tavır var ki ‘hoş geldin’ bile denilmedi! Dedim ki, ‘Herhalde ziyaretimden memnun olmadınız, herhalde benim söylediklerimi dinlemeyeceksiniz. Öyleyse ben sizi rahatsız etmeyeyim’ dedim. ‘Tabi güle güle’ dedi. Bunları anlatmıyoruz biz. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bunun gibi hikaye çok. 3 sene sonra emekli olunca yazacağız bunları.” dedi.

ÇÖP KRİZİ

Ödemiş Belediye Başkanı Mahmut Badem’in yargıya taşıyacağını söylediği çöp krizi ile ilgili de konuşan Kocaoğlu, “Mahmut Badem’in orada yaptığı iş siyasi bir duruş. Orada bunu yapmasına gerek yok. Zaten toplum gerilmiş. Oraya çöp dökülüyor. Ödemişe 6 kilometre, bizim gösterdiğimiz yer 32 kilometre. Beydağ da getiriyor, oraya döküyor. Ödemiş hala oraya döküyor. Günlük çöpü oraya döktüğü için oluşuyor. Sıkıntıyı Ödemiş Belediyesi, yaratıyor. Bunlar oluyor zaman zaman. Ama bunu sadece AKP’li yapmıyor, CHP’li belediye de yapıyor. Büyükşehir adil olmak zorunda, kavga etmemek zorunda. İlçeler ne derse Büyükşehir sessiz kalmak zorunda. Büyükşehir bir şemsiyedir.” diye konuştu.