Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Siyasi istikrar, ekonomik istikrarın temelidir. Siyasi istikrarın olmadığı bir ülkede ekonomik başarı elde etmek mümkün değil." dedi.

Bir dizi ziyaret için Kahramanmaraş’a gelen Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ziyaret programı kapsamında kentte incelemelerde bulundu. Valiliğin düzenlediği kahvaltı programında sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya gelen Başbakan yardımcısı Babacan burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik alanda son 12 yıllını değerlendirdi.

Konuşmasında istikrar vurgusu yapan Babacan Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığını devraldığını anımsatarak: "Biz G-20 dönem başkanı sıfatıyla da aynı zamanda dünya ekonomisini çok yakından izliyoruz, pek çok ülkede maalesef sıkıntılar çok çok büyük. Türkiye'de siyasi istikrar zemini kuvvetli olduktan sonra Türkiye'nin önü açık, yolu açık. Siyasi istikrar, ekonomik istikrarın temelidir. Siyasi istikrarın olmadığı bir ülkede ekonomik başarı elde etmek mümkün değil. Bakıyoruz Avrupa'da pek çok ülkede sık sık hükümetler değişiyor. Biz her G-20 toplantısına Avrupa ülkelerinden bir başka bakanla oturuyoruz, iki toplantı arasında hükümetler değişiyor, bakanlar değişiyor öngörülebilirlik yok, çünkü güven yok, açıkladığına, söylediğine güvenilecek lider sayısı hükümet sayısı şu anda Avrupa'da çok az. İşte Türkiye'de çok şükür siyasi istikrar zemini kuvvetli ama sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, sayın başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun önderliğinde çok şükür Türkiye'de çok güçlü bir siyasi irade var ve sağlam bir siyasi istikrar zemini var. İşte bu zemini ne kadar sağlam tutarsak Türkiye'nin inşallah önü o kadar açık." diye konuştu.

7 Haziran seçimlerinin Türkiye için önemini AK Parti iktidarı öncesi koalisyon hükumetinden örnekler vererek anlatan Babacan: "Türkiye'ye dışarıdan, başka ülkelerden bakmaya çok gerek yok, sadece bizim hükümetimizden önceki dönemde 3,5 yıllık bilançosu bu karnesi bu. Demek ki siyasi istikrar olmayınca, doğru bir ekonomik program olmayınca çok kısa zaman içerisinde bir ülke ne halden ne hale düşebiliyor bunu biz yaşadık. İşte bunun içindir ki önümüzdeki haftalar 7 Haziran tarihi çok çok önemli. Türkiye önemli bir karar verecek istikrara devam mı? Yoksa eski kötü günlere dönüş mü? Bunun kararını Türkiye verecek. Öngörülebilirliğin olduğu, istikrarın olduğu dönemde Türkiye'de yatırımlar oluyor. Çünkü bir iş adamı geleceğe güveniyorsa yatırım yapıyor, eğer endişeler ve korkular varsa yatırım duruyor. Güven olduktan sonra işler kolaylaşır, güveni kaybettiğinizde de Allah korusun ne yaparsanız yapın, ne kadar maddi kaynaklar olursa olsun işe yaramıyor." ifadelerini kullandı.

"PARA ELEKTRONİK ORTAMDA ÜRETİLİYOR, MERKEZ BANKALARININ YAPTIKLARI, 3 TANE TUŞA BASIP ENTERLIYORLAR"

Avrupa ve Asya Merkez Bankalarındaki para politikalarından örnekler vererek konuşmasını sürdüren Babacan, eskiden bir banknot basımının yaklaşık 7 sent olduğunu söyledi. Günümüzde merkez bankalarının 3 tuşa basarak elektronik ortamda piyasaya para sürdüğünün kaydeden Babacan şöyle konuştu: "Bakın Avrupa Birliği'ne şu anda Avrupa merkez bankası tarihinde görülmemiş miktarda likiditeyi, parayı basıyor piyasaya sürüyor, trilyonlarca Euro. Japonya'da Japon Merkez Bankası yüzlerce trilyon Yen basıyor piyasaya sürüyor. Eskiden para basmanın bir maliyeti vardı. Bir banknot yaklaşık 6-7 sente mal olur. Biz Merkez Bankası'nda gördüğümüz için üzerinden 100 dolara da yazsa, 100 Euro da yazsa, 500 Euro da yazsa onun maliyeti 7 sent’tir, kağıt, mürekkep, baskı. Elektronik para çok yaygın olduğu için artık o 7 sent’lik maliyette yok. Merkez bankalarının yaptıkları, 3 tane tuşa basıp enterlıyorlar, bitti para piyasaya sürüldü, elektronik ortamda üretiliyor. Bu kadar karşılıksız para basmaya rağmen, bu kadar likidite piyasaya sürmeye rağmen o likidite dönüyor dolaşıyor bir yerlerde bankaya dönüyor. Gecelik sıkışan bankalar alıyor parayı yükümlülüklerini yerine getiriyor ama fazla parası olan da gidiyor Merkez Bankası'na yatırıyor, ne olur ne olmaz diyor. Merkez Bankasının gönderdiği, pompaladığı nakit dönüyor dolaşıyor tekrar Merkez Bankası'nın kasasında giriyor. Niye? Çünkü güven yok, güven ve istikrar olduktan sonra büyüme oluyor."

"TEŞVİKLER NE OLURSA OLSUN YİNE DE YATIRIM İÇİN, ÜRETİM İÇİN, İSTİHDAM İÇİN İLLAKİ İSTİKRAR, İLLAKİ GÜVEN"

Üretim ve istihdam için 'İllaki istikrar, İllaki güven' diyen Babacan: "Teşvikler ne olursa olsun yine de yatırım için, üretim için, istihdam için illaki istikrar, illaki güven bunlar olmayınca teşvikler anlamlı olmayabiliyor. İşte bunun içindir ki; Türkiye'nin bu son 12 yılda yakaladığı çok önemli tarihi fırsatın, bu güven ve istikrar ortamının devamı tüm ülkemiz için ama belki de sanayicimiz için ve tüm çalışanlarımız için önemi çok çok büyük. Bunun kıymetini iyi bilmemiz lazım. Allah korusun bazen insan varlığın kıymetini bilmeye biliyor. Sağlık varken sağlığın kıymetini bilmeye biliyor, servet varken servetin kıymetini bilmeye biliyor, istikrar varken, güven varken bunun kıymeti bazen gözden kaçırılabiliyor. Ancak kaybedince vah, tüh demeye başlıyoruz." şeklinde konuştu.