Uzmanlara göre, nefes alıp verirken zorlanma, hırıltı ve göğüsten ıslık sesi gelmesi, kuru öksürük krizleri ve göğüste baskı hissi belirtileri, astım hastalığının habercisi olarak kabul ediliyor. Uzmanlar, kronik bir hastalık olan astım hastalığında, hem kalıtsal hem de çevresel faktörler önemli rol oynadığını belirtiyor.

Memorial Hastanesi göğüs hastalıkları uzman doktoru İlkay Keskinel, polen kadar stresin de astım krizlerinde etkili olduğunu kaydetti. Genetik olarak yatkınlık varsa çevresel faktörlerin de etkisi ile astım krizlerinin ortaya çıktığını anlatan Dr. Keskinel, "Çevresel faktörlerden polenler, ev tozu akarları, bazı hayvanlar, solunum yolu enfeksiyonları, sigara dumanı, sisli-kirli hava, ağır kokular, temizlik malzemeleri ve soğuk-kuru hava etkili olmaktadır. Ayrıca astım krizlerinin ortaya çıkmasında stresin de bir rolü olduğu unutulmamalıdır." diye konuştu.

Astım ve reflünün, kısırdöngü içerisinde olan iki hastalık olduğunu söyleyen Dr. Keskinel, şöyle dedi: "Reflü, mevsimsel olarak tetiklenebilir ve ortaya çıktığında da astım krizlerini alevlendirebilir. Ayrıca bahar aylarında polenlerin etkisi ile artan alerji şikayetleri, reflü sorunu nedeniyle kontrol edilemez duruma gelebilmektedir. Astım hastalarının ortalama yüzde 82’sinde reflü saptanmıştır. Reflünün iyi kontrol edilmesi, beslenme ile ilgili önlemlerin alınması, astım tedavisi açısından da faydalı olacaktır."

"TATİLİNİZİ HASTALIĞINIZA GÖRE PLANLAYIN"

Dr. Keskinel, alerjik astımı olanların tatilde gidilecek yöre, ulaşım şekli, kalınacak otel ya da ev seçimleri konusunda dikkatli olması gerektiğini anlattı. "Otelde kalınacaksa, odada halı olmaması tercih edilmelidir. Uzun süre kapalı kalmış bir yazlık eve astımlı hasta girmeden önce evin havalandırılması iyi olacaktır." diyen Dr. Keskinel, "Hava kirliliği olmayan, polenlerin yoğun olmadığı ve yüksek nem içermeyen yerler seçilmelidir. Araba yolculuklarında cam açmak yerine klima kullanılmalı, uçak yolculuğu yapanlar ise nefes açıcı ilaçlarını mutlaka yanlarında bulundurmalıdır. Havuz suyundaki klorun, özellikle alerjik astım hastalarında nefes darlığını tetikleyici bir etken olabileceği de unutulmamalıdır." diye konuştu.

"ASTIM TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIKTIR"

Dr. Keskinel, "Astıma genetik eğilimi tamamen yok etmek mümkün olmasa da, erken tanı ve doğru tedavi ile kolaylıkla kontrol altına alınabilmektedir. Hastanın bilinç düzeyi ve hasta doktor ilişkisi önemlidir. Tedavi uzun sürelidir. Tedavide birinci basamak kişinin duyarlı olduğu alerjenlerden uzaklaşması ve sakınmasıdır. Astımda kullanılan ilaçlar yan etkileri az, güvenli ilaçlardır. Öncelikle solunum yolu ile alınan sprey ve toz şeklindeki ilaçlar tercih edilir." ifadelerini kullandı.