MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti ile geçen 13 yılın faturasının dışarıda taviz ve teslimiyet, içeride çaresizlik, ilkesizlik, rüşvet, ihanet, kayırmacılık ve aymazlık olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da şu sert sözlerle yüklendi: "Bir yanda demokrasiyi tırpanlarken diğer yanda diktatörlük temeli kazmakta hukuku da boğazlamaktadır. Bir yanda maneviyat istismarı yaparken diğer yanda Cumhurbaşkanlığı makamına yakışmayacak her türlü basit ve bayağı davranışların tarafı olmaktadır. Kaçak ve karanlık sarayda kul hakkını gasp etmiş, haram deryasında boğulmuştur. Ayakkabı kutularına sizlerin emeğini gelirini, göz nurunu doldurmuştur. Sakarya çalışmış, havuzcular yemiştir. Sakarya üretmiş, başbakan ve bakan çocukları götürmüştür. "

Bahçeli, partisinin düzenlediği Kent Meydanı'ndaki mitinginte yaptığı konuşmada, 150 ay 3 gündür süren AK Parti iktidarının ömrünün sadece 19 gün sonra biteceğini belirtti. Milletin yakın tarihin en büyük tahribatını yaşadığı bir dönemi geride bırakmak üzere olduğunu ifade eden Bahçeli, "AKP ile geçen yıllar huzur ve kalkınma arayan milletimiz için fırsatların kaçtığı göz göre göre heba edildiği yıllar olmuştur. AKP ile geçen yıllar gerilim ve çatışmaların yaşandığı, kaynakların israf edildiği yıllar olmuştur. Bu kara dönem milli tarihimizde ikinci bir siyasi fetret devri olarak anılacaktır. AKP'yi bu duruma gönüllü teslimiyet, insanlarımıza karşı vurdumduymazlık düşürmüştür. İhanet boyutuna gelen gayri milli politikaları düşürmüştür. Bu gün AKP ihanet, gaflet ve teslimiyet üçgenindeki hassas bir denge noktasında salınıp durmaktadır. Artık AKP'nin milli karar verme imkanı kalmamıştır. Milli hiç bir vasfı bulunmamaktadır. Gözü ve kulağı dışarıdadır. Siyasetini dış talimatlar üzerine oturtmuştur. Varlığını ve devamlılığını küresel çıkarlara hizmete adamıştır. Bu durum müteareke yıllarındaki Osmanlı hükümetlerin girdiği açmazın benzeridir. " diye konuştu.

DAVUTOĞLU'NA 'FOTOKOPİ BAŞBAKAN' DEDİ

12 yıl 6 ay 3 günlük taviz ve teslimiyetin sonucu Türkiye'nin ağır ipotekler altında olduğunu vurgulayan Bahçeli, Davutoğlu içinde 'Fotokopi Başbakan ifadesini kullandı. Cumhuriyet tarihinin en ağır borç yükünün sırtımızda olduğunu dile getiren Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sürekli borçlanılmıştır. Bu borcun karşılığı olan servet Sakarya'da yoktur. Bu borcun Sakarya'da olduğu yatırım Sakarya'da görülmemektedir. Bu para nerededir. Hangi yatırıma dönüşmüştür. Kimin cebindedir. Kimi zengin etmiştir. Kimi sefalete sürüklemiştir. Bu bedel nasıl ödenecektir. Milli marka doğmamıştır, milli olanlarda el değiştirmektedir. Sektörler sarsılmaktadır. Tezgahlar kapalıdır. Çiftçi aç, esnaf yoksuldur. Hayvancılık tükenmiştir. küçük işletme atıl haldedir. Sanayi hasarlıdır. Türk milleti bu borcu ne ile ödeyecektir. Bu borç küresel dayatmalara teslim olarak ödenecektir. Hakeretlere göz yumarak ödenecektir. Çözülmeye bel bağlanarak ödenecektir. PKK taleplerini karşılayarak ödenecektir. Cumhuriyet tesisleri kelepir fiyata satılarak ödenecektir. Teröre kulak tıkayarak ödenecektir. Vesayet altındaki fotokopi başbakanda zaten böyle yapmaktadır. Bu herkesin düşünmesi gereken bir konudur. İşte dış mihrakların AKP'yi istemelerinin, saraydaki 17-25 Erdoğan'a sıcak bakmalarının nedeni de budur. "

DAVUTOĞLU HAKLI: BAŞBAKAN VE BAKANLARIN EVLATLARI UÇTU

Bahçeli, AK Parti politikalarını şiddetle reddettiklerini belirterek yoksulluk talih, yolsuzluk seçenek ve onursuzluğun kısmetimiz olamayacağını kaydetti. Bahçeli, "Zenginlik ve başarı masalını tekrar edip durmaktadır. Bunun uçmak ve sürünmek mi olduğuna siz karar verin. Bunu uyumak mı uyanmak mı olduğunu siz yorumlayın. Dönemin başbakanı ve bakanlarının evlatlarını kastediyorsa söyledikleri doğrudur. Onlar uçmuşlardır. Kısa zamanda malı götürmüşlerdir. Ama kastettiği Sakarya'nın evladı ise durum çok farklıdır. AKP ile geçen 13 yılın faturası dışarıda taviz ve teslimiyet, içeride çaresizlik, ilkesizlik, rüşvet, ihanet, kayırmacılık ve aymazlıktır. AKP'den arta kalan açlıktır, adaletsizliktir, ahlaksızlıktır, asayişsizliktir. Bunların devri saltanatında birilerinin zenginleştiği çok doğrudur. Birilerinin ceplerini doldurduğu da doğrudur. Birilerinin harama el uzattığı, birilerinin yetim hakkını çaldığı, birilerinin boğazından haram lokmalarının indiği kesindir. Sizin hakkınız, yetimin hakkı, biçare kulların hakkı kendi haramzadelerin saraylarında mıdır? Kim yatak odalarındaki para kasalarının içerisindedir. Oturma odalarındaki ayakkabı kutularından çıkan deste deste haram paraları biliyorsunuz? Vakıf adı altındaki yüzdelik tahsilat bürolarına saklanan soygun hasılatını unutmadınız. " şeklinde konuştu.

'ERDOĞAN YETKİSİNİ AŞTI, KUL HAKKINI GASP ETTİ, HARAM DERYASINDA BOĞULDU'

Erdoğan'ın yetkisini kat be kat aştığını, şeref ve namus üzerine ettiği yeminleri çiğnediğini vurgulayan Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şu sert sözlerle yüklendi: "İstikrarsızlığın, anlaşmazlığın, kavga ve polemiklerin merkezinde Erdoğan vardır. Türk milleti 10 Ağustos 2014'te ilk kez Cumhurbaşkanı seçmiştir. Sakarya'da ilk defa Cumhurbaşkanlığı için oy kullanmıştır. Cumhurbaşkanı oylarken rejim değişsin dediniz mi? Cumhurbaşkanı seçerken Erdoğan başkan olması için kapı açtınız mı? Cumhurbaşkanı seçtiğinizi düşünürken aslında Cumhurbaşkanlığını çökerttiniz im? Hayır. Bu Erdoğan ne yapmakta. Ne söylemekte. Her gün meydan meydan nasıl dolaşabilmektedir. Erdoğan bir yanda dünya turu atarken diğer yanda başkanlık sistemi için kulis ve siyasi çalışma yapmaktadır. Bir yanda demokrasiyi tırpanlarken diğer yanda diktatörlük temeli kazmakta, hukuku da boğazlamaktadır. Bir yanda maneviyat istismarı yaparken diğer yanda Cumhurbaşkanlığı makamına yakışmayacak her türlü basit ve bayağı davranışların tarafı olmaktadır. Kaçak ve karanlık sarayda kul hakkını gasp etmiş, haram deryasında boğulmuştur. Ayakkabı kutularına sizlerin emeğini, gelirini, göz nurunu doldurmuştur. Sakarya çalışmış, havuzcular yemiştir. Sakarya üretmiş, başbakan ve bakan çocukları götürmüştür."