Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, üniversitelerin uzun yıllar kendilerini toplumdan ve ülke gerçeklerinden soyutladıklarını söyledi. Işık, "Artık Türkiye’de üniversiteler mutlaka araştırmaya öncelik etmeli ve inteldisiplinel çalışmaya odaklanmak zorunda. Bunu başarıyla yapan üniversitelerimiz var. Ama üzülerek söylemeliyim ki hala üniversitelerimizin önemli bir kısmı eğitim misyonuyla yetiniyorlar. En azından diğer misyonları da araştırma, teknoloji geliştirme ve inteldisiplinel çalışma alanlarına yoğunlaşan en azından birkaç tane üniversitemizin dünya çapında başarılara imza atmasını hedefliyoruz ve bekliyoruz." dedi.

Ankara Marriot Otel’de düzenlenen ‘Teknoloji Transfer Ofisleri Uluslararası Konferansı’ programında konuşan Bakan Fikri Işık, Türkiye’de üniversitelerin sadece eğitim misyonuyla hareket etmesinin yeterli olmadığını söyledi. Işık, "Türkiye uzun yıllar arzu edilen mesafeyi alamadı. Pek çok gerekçeyi yazmak ve sıralamak mümkün. Ama benim gördüğüm en önemli meselelerden bir tanesi maalesef pozitivist anlayışında etkisiyle üniversiteler çok uzun yıllar kendilerini toplumdan ve ülke gerçeklerinden soyutladılar." eleştirisinde bulundu.

Işık, üniversitelerin bilimi kutsal bir iş olarak gördüklerine işaret ederek, şöyle devam etti: "Aman ha bizi para, pul gibi dünyevi işlerle meşgul etmeyin. Bu anlayış üniversitelerimizde uzun zaman hakim oldu. Sadece İslam dininde değil, bütün dinlerde ilim kutsaldır. Bizim dinimizde ‘İlim Çin’de dahi olsa alın’ alın emri var. Ama uzun yıllar bu ilmin insanlığa ete kemiğe bürünmesi noktasında çok fazla iş yapamadık. Bu noktada başarılı olan ülkeler çok büyük güce çok hızla eriştiler. Bir genç delikanlı merak ediyor. Filler bu kadar aşırı sıcaklığa rağmen vücut ısısını sabit bir derecede tutabiliyorlar diye. Yaptığı araştırmada başlarındaki kıllardan vücutların içerisine geçen kanallar olduğunu keşfediyor. Bunu ısınmaması gereken devrelere uyguluyor. Bu bilgisini 350 milyon dolara satıyor."

'GÜÇLÜ OLDUĞUMUZ SEKTÖRLERDE KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLERE GEÇMELİYİZ'

Üniversitelerin bilgi üretmek için uğraştıklarını, aslında sanayi ile işbirliğine daha fazla önem vermesi gerektiğini kaydeden Işık, "Son yıllarda sanayide çok hızlı gelişmeler var. Bilgi üretmek için üniversitelerimiz uğraşıyorlar, bir tarafta sanayimiz var. Son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren bir sanayimiz var. Bu sanayi bilgi desteği olmadan sürdürülebilir bir gelişme gösterme imkanına sahip değil. Artık Türkiye’de iş gücü avantajını kullanarak üretim yapma dönemi bitti. Artık nitelikli iş gücü avantajını kullanarak üretim yapabiliriz. Onun için Türkiye geleneksel olarak güçlü olduğu tüm sektörlerde katma değeri yüksek ürünlere geçmek durumundadır. Türkiye tekstilden vazgeçmemeli. Ama tekstile tasarımı, inovasyonu ekleyerek sattığı tekstil ürünün katma değer ürünün en az iki katına çıkarabilsin. Güçlü olduğumuz alanlarda katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Bunun tek bir yolu var Ar-Ge ve inovasyon. Sanayi bunu tek başına yapamaz, bunun en büyük yardımcısı üniversitedir." dedi.