Balıkesir Barosu Kadın Hakları Komisyon Üyesi Tuğçe Eren, Mersin'in Tarsus ilçesinde öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'dan özür diledi. Av. Eren, "Özgecan, senin ve senin gibi pek çok kadının hayatta kalmasını sağlayamadığımız, hakettiğiniz gibi özgür ve güven içinde yaşatamadığımız için özür dileriz. En azından yargılama sürecinde davaya müdahil olup sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız." dedi.

Balıkesir Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri, üniversite öğrencisi Aslan'ın hunharca öldürülmesini protesto etti. Seminer salonunda düzenlenen basın toplantısına, Baro Başkanı Yaşar Meyvacı ve kadın avukatlar katıldı. Komisyon adına açıklama yapan Av. Tuğçe Eren, "Başka Özgecan'lar güvende yaşasın ve canından olmasın diye yapacağımız mücadele, şiddet son bulana kadar devam edecektir. Biz susmayacağız, söz veriyoruz." ifadelerini kullandı. Şiddetle mücadelede kararlı bir devlet politikasına ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Eren, 20 yaşındaki bir canın hunharca katledildiğini vurguladı. "Tek suçu kadın olmaktı, tek suçu insanca yaşamak istemesi ve okuluna gitmesiydi. Okulu bitirince yardımcı olmak istediği kişiler, bunu bile ona çok gördüler. Kadın cinayetlerindeki ve kadına yönelik şiddetteki korkunç artış, bir kişinin annesinin bile diz kapağından dahi tahrik olabileceğini utanmadan söyleyen, hamilelerin sokağa çıkmasının edepsizlik olduğunu ileri süren, '6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmek mümkündür.' diyen zihniyet, kadın üzerinden yürütülen yanlış politikaların sonucudur. Bu olaylar azımsanamaz, küçümsenemez, münferit kabul edilemez." diye konuştu.

Kadının önce insan olduğunu belirten Av. Eren, şöyle devam etti: "Kadınların, dolmuşa bindiğinde şoförün kapıyı kapatıp gaza basarak ıssız bir yere götüreceği korkusuna kapılmadan, bu korku yüzünden tek kalmamak için son inenle birlikte inmek zorunda kalmadan, ıssız bir sokakta iki adımda bir arkasına tedirginlikle bakmadan, arkasından gelen kişinin adımlarının temposuna kulak kesilmeden, yanından geçen birinin kendisini taciz edebileceği endişesi olmadan, evde, sokakta, işyerinde güvenle yaşayabilmesini istiyoruz."

Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınamasını isteyerek, aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için kampanyalar yapılmasını istedi. Ayrıca anne baba eğitim programları başlatılmasını, toplumun en savunmasız kesimi olan kadın ve çocukların yaşam hakkına yönelen suçlarda ceza indirimi uygulanmamasını gerektiğini aktardı.