Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, Türkiye'de son dönemlerde hukuk çiğnendiği ve hukukun üstünlüğü ilkeleri zedelendiği için sosyal ve ekonomik adımlar atılamadığını söyledi. Balkız, hatta bu alanlarda gerilemeler ve geri dönüşler olduğunu kaydetti.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile Manisa Barosu Başkanlığı işbirliğiyle Manisa Adalet Sarayı konferans salonunda düzenlenen meslek içi eğitim seminerinin açılış konuşmasını yapan Balkız, barolar ve avukatların özellikle son dönemde çok dirençli ve donanımlı olmak zorunda olduğunu ifade etti. Balkız, "Neden mi? Çünkü hukuksuzluğun bu kadar arttığı ve hukuktaki temel ilkelerin gözardı edildiği ve temel ilkelere, tarafsızlığa, eşitliğe, demokrasiye, insan haklarına son derece ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde görüyoruz ki demokrasinin, hukukun ve adil yargılamanın tek güvenç kaynağı maalesef avukatlar ve barolar kalmıştır. Şu içinde yaşadığımız dönemi hatırlayacak olursak, ben de geçtiğimiz hafta dört gün Ankara'da kaldım ve bütün yargı birimleriyle temaslarım oldu. Şunu belirtmek isterim ki yüksek mahkeme sıfatı taşıyan veya yüksek hukuk kurumları olarak nitelenen bazı kurumlarımız dahi ülkede şu veya bu sebeple başlamış bir savaş var. 'Burada bazı hatalar yapılabilir, bazı ilkeler çiğnenebilir' anlayışına gelmiş durumda." dedi.

Bir hukukçu olarak işin bu noktaya gelmesini artık derinin kokuşması olarak nitelendirdiğini belirten Baro Başkanı Balkız, "Asla ve asla bir hukukçunun, hukukadamının özellikle hukukun üstünlüğü, adil yargılama, demokrasi, eşitlik ve insan hakları anlamında, bu ilkelerin bir tanesinden dahi taviz verilmesinin mümkün olmayacağı inancını taşıması lazım. Biz ancak o zaman hukuku ayakta tutabiliriz ve hukukun üstünlüğünü sağlayabiliriz. Görüyoruz ki son dönemlerde hukuk çiğnendiği için ve hukukun üstünlüğü ilkeleri zedelendiği için maalesef birtakım sosyal ve ekonomik adımlar da atılamıyor veya bu alanlarda gerilemeler ve geri dönüşler var. Eğer biz demek ki sadece hukuku üstün tutmakla yargıyı kurtarmış olmuyoruz, ülkenin sosyal ve ekonomik hayatını da aynı zamanda ayakta tutmuş ve kalkındırmış oluyoruz. Eğer bir ülkede hukukun üstünlüğü varsa, üstünlerin hukuku ve yargılaması yok ise o ülkede sosyal hayat da, ekonomik hayat da gelişir ve ileri muasır medeniyet seviyesine çıkabiliriz. Diğer türlü bunlar ayaklar altına alınmış ve çiğnenmişse bu ülkeye dış sermaye de gelmez, itibar da gelmez. Dolayısıyla kendi içine büzüşmüşlük her gün bizi geriletir." diye konuştu.