Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dün Sivas’ta dile getirdiği “HDP, şiddet çetesi, terör çetesi.” ifadelerine sert tepki gösterdi. Baluken, “Bütün toplum ve bütün Türkiye tarafından bir yolsuzluk ve hırsızlık çetesi olduğu ortaya çıkmış olan AKP’nin genel başkanı, AKP’nin başbakanı, Türkiye’nin en büyük demokrasi hareketine bu şekilde hakaretlerle söylemlerde bulunabiliyor.” dedi. Baluken, bazı saldırıların devlet içindeki örgütlenmelere yaptırılıp, HDP’ye mal edilebileceği uyarısında bulundu.

HDP Diyarbakır milletvekili adayları basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıya HDP Diyarbakır milletvekili adayları İdris Baluken, Nursel Aydoğan, Nimetullah Erdoğmuş, Feleknas Uca, Altan Tan, Çağlar Demirel, İmam Taşçıer, Sibel Yiğitalp, Adnan Cengiz ve Nesrin Hilel Şanlı’nın yanı sıra HDP, DBP yöneticileri ile merkez ilçe belediye eş başkanları katıldı. Toplantıda konuşan HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 24’üncü dönemde basın özgürlüğü konusunda sayısız defa kanun teklifleri verdiklerini hatırlattı.

Baluken, “Ancak maalesef AKP hükümetinin antidemokratik tutumları ve Meclis gündemini demokratikleşmeden çok antidemokratik güvenlik eksenli yasaları getirmeleri öncelemesinden dolayı hala sizin açınızdan zorlu koşulların olduğu dönemde bu toplantıyı yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

“GAZETECİLER KOMİK GEREKÇELERLE PARMAKLIKLAR ARKASINDA TUTULUYOR”

Sansürün ve yasağın alabildiğince devam ettiğini belirten Baluken, “Cezaevindeki gazetecilerin hala komik gerekçelerle dört parmaklıklar arkasında tutulduğu, en küçük haber yazma özgürlüğünün bile işten atılma tehdidiyle karşı karşıya kaldığı bir dönemde biz sizin ne kadar zorlu çalıştığınızın farkındayız” diye konuştu. Özellikle metropol şehirlerinde ve Kürdistan coğrafyasında ciddi bir seçim havasının oluştuğunu anlatan Baluken, “HDP’nin kitlesinin olduğu ve daha önce de bu kitlenin sahaya indiği bütün illerde büyük coşku yakalanmış durumda. Başka illerde ise bu coşkunun oluşması için ciddi çalışmamız var.” dedi.

“AKP ÜLKEMİZİ BÜYÜK SORUNLARIN EŞİĞİNE GETİRDİ”

Özellikle AKP’nin gerek iç gerekse dış politikada bu kadar büyük yanlışlar yaptığı ve ülkeyi büyük sorunların eşiğine getirdiği bir dönemde bu çalışmaları sadece seçim sonucu üzerinden değerlendirmediklerini belirten Baluken, şöyle devam etti: “Türkiye’deki sorunların egemen iktidar anlayışının yaklaşımı konusunda bilgilenmesi ve bu konuda örgütlü bir yapıyla harekete geçmesini, önümüzdeki dönemde toplumsal muhalefetin harekete geçmesi konusunda da son derece önemli görüyoruz.”

“HALK BAŞKANLIK SİSTEMİYLE İLGİLİ TARTIŞMALARDAN BİLE ENDİŞE DUYUYOR”

AK Parti’nin en hızlı ve en dramatik düşüşünü yaşadığını belirten Baluken, “HDP’nin barajın 2-3 puan bir aşamaya eriştiği ama bunu hala yetersiz gördüğü, bununla ilgili seçimin daha önce devreye konulmuş hilelerini bertaraf etmeye yönelik tedbirlerini almaya çalıştığı bir dönemden geçiyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu seçimin iki ana gündemi olduğunu belirten Baluken, bunlardan birincisinin AKP cephesinde başkanlık sistemi üzerinden yürütülen, ikincisinin ise HDP’nin barajı aşması üzerinden yani Türkiye’nin demokratikleşmesi üzerinden ele alınan gündem olduğunu kaydetti. Baluken, şöyle devam etti: “81 ilde yaptığımız bütün çalışmalarda halk demokrasi, barış, özgürlük ile ilgili gündemden dolayı büyük heyecan duyuyor. Başkanlık sistemi ile ilgili gündemle ilgili ise Türkiye’nin tamamında büyük bir korku havası panik dalgası var. Bunu hem halkımızı hem de son dönemlerdeki veriler anlatıyor. Türkiye halkının yüzde 70’inden fazla başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalardan bile endişe duyduğu yönündedir.”

“SÜREÇ DEVAM ETSEYDİ BUGÜN 40 YILLIK ÇATIŞMA SÜRECİ BİTMİŞ OLACAKTI”

Çözüm sürecini tam da kalıcı bir barış haline getirmeye çalıştıkları bir dönemde, Cumhurbaşkanı ve AKP hükümetinin anketlere bakarak rotayı milliyetçi bir eksene çevirdiğini anlatan Baluken,“ İmralı’da yaptığımız son toplantıda izleme heyetinin kurulması ve resmi işlemlerin başlatılması ve belli konularda bir takım mutabakatların ortaya çıkması ve bunun üzerinden KCK’ya sayın Öcalan’ın Türkiye’ye karşı silahlı mücadelenin yerine demokratik siyasi mücadelenin önceleneceği bir çağrı yapılması konusunda orada bir takım tartışmalar yürüttük, bir takım kararlaşmalar yaptık. Eğer o süreç devam etseydi bugün 40 yıllık çatışma sürecini bitirmiş olarak ve bugüne kadar farklı alanlarda mücadele eden arkadaşlarımızın da önümüzdeki dönemde demokratik siyasi mücadeleye katmış olmanın heyecanını yaşamış olarak buluşmuş olacaktık. Ama maalesef sayın Erdoğan önüne gelen anketlere bakarak gelmiş olduğumuz aşamayı hiçe sayarak izlemeye heyetini doğru bulmadığını ve Kürt sorunu olmadığını söylemlerini ortaya koydu.” diye konuştu. Neler yapılması noktasında geçen hafta hükümet üyeleriyle görüştüklerini anlatan Baluken, çözüm süreciyle ilgili somut adımlar üzerinden gündemleşmesini ifade ettiklerini, şu an hükümetin ortaya koyacağı tutumu ve kendilerine sunacakları geri dönüşleri beklediklerini kaydetti. Baluken, “Çok ümit var değiliz. Bu görüşmelerden sonra hükümetin çözüm sürecini zedeleyen ve HDP’yi mahkum etmeye çalışan provokatif yaklaşımlarda ısrarcı olduğunu görüyoruz.“ diye ekledi.

“YOLSUZLUK VE HIRSIZLIK ÇETESİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKAN AKP’NİN BAŞBAKANI…”

HDP’ye yönelik ırkçı saldırıların devam ettiğini anlatan Baluken, bunun sorumlusunun da hükümetin söylemleri olduğunu kaydetti. Baluken, şöyle devam etti: “İstanbul, Muğla ve Ankara’da HDP’ye yönelik saldırıların olduğunu hepiniz izlediniz. Yine Hükümet ve Başbakan'ın HDP’ye yönelik bu saldırıları teşvik eden söylemleri devam ediyor. Düşünün, Başbakan hala diyaloğu sürdürdüğü, resmi müzakere anlamında muhatap aldığı bir güce, HDP’ye terör çetesi diyor, şiddet çetesi diyebiliyor. Bütün toplum ve bütün Türkiye tarafından bir yolsuzluk ve hırsızlık çetesi olduğu ortaya çıkmış olan AKP’nin genel başkanı, AKP’nin başbakanı, Türkiye’nin en büyük demokrasi hareketine bu şekilde hakaretlerle söylemlerde bulunabiliyor. Bütün bu tutumlar kabul edilemez. Bu tutumların değişmesi gerektiğini, başbakanın seçim havasının oluşturmuş olduğu milliyetçi hezeyanı bir kenara bırakması hala Türkiye’ye hükümet eden bir konumda olduklarını hatırlamaları ve süreçle ilgili de atması gereken somut adımlar noktasında yoğunlaşmalarını temenni ediyoruz.”

“ARTIK YAPILAN GÖRÜŞMELERİN KIYMETİ YOK SOMUT ADIM ATILMASI GEREKİYOR”

Çözüm sürecinde artık çok fazla sözün söyleneceği noktasında olmadıklarını belirten Baluken, Hükümet yetkililerinden zaman zaman ‘görüşmelerimiz devam ediyor’ türünden bazı açıklamalar geldiğini hatırlattı. Baluken, “Bizim açımızdan artık yapılan bu görüşmelerin kıymeti yok. Artık somut adım atılması gerekiyor. Somut adımın neler olduğunu, onlar başından beri son derece iyi biliyor. Söz yerine adım ortaya çıkarsa belki bazı değerlendirmelerde bulunabiliriz.” dedi.

“SALDIRILARI DEVLET İÇİNDEKİ ÖRGÜTLERE YAPTIRIP HDP’YE MAL ETMEK İSTEYEBİLİRLER”

Silahlarla oy almaya çalışan kimlerin olduğunun ortada olduğunu belirten Baluken, şunları söyledi: “Bu operasyonel süreçlerin nasıl şekillendiği, nasıl planlandığı ve nasıl devreye konulduğunu bütün Türkiye biliyor. Ağrı’da da aslında oradaki askerlerin ölmesi üzerinden, batı illerine cenaze gitmesi üzerinden, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın bilgisi dâhilinde yapılmış olan bir planlama var. Silahtan medet umarak oy toplamaya çalışmanın eğer bir tanımlaması yapılacak olunursa, bence Ağrı Diyadin’deki manzara yeterli. AKP hükümeti bu yaklaşımını devam ettiriyor. Silahları konuşturarak ortaya çıkacak manzarayla HDP’yi marjinalize etme ve Türkiye halklarında HDP’ye dönük bazı önyargıları ortaya çıkarmaya çalışıyor. Bu, son derece yanlış bir tutumdur. HDP, bölgeye seçim sürecinde, elinde silah olan 20 bin polis göndermedi. Meclis kapanmadan önce güvenlik yasasını HDP çıkarmadı. Önümüzdeki dönemde ciddi bir takım tedbirler alınmazsa onların söyleminden güç ve cesaret alan ırkçı çete ve yapılanmalar daha şiddetli bazı saldırı ve provokasyonları da devreye koyabilirler. Bu tür saldırıları kendileri de planlayabilirler. Devlet içindeki bir takım örgütlenmelere de yaptırıp, HDP’ye mal etmek isteyebilirler. Bizim tutumumuz nettir. Seçim döneminde çatışmanın ve gerilimin bir tarafı olmayacağız.”