İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Soylu, BDDK/TMSF tarafından polis baskınıyla Bank Asya yönetimine el konulmasını, serbest iktisadi teşebbüs hürriyetinin çiğnenmesi şeklinde değerlendirdi. Yükümlülüklerini yerine getiren Bank Asya yönetimine ‘ortakların evrakları eksik’ bahanesiyle el konulmasını skandal olarak nitelendiren Soylu, “Bu bir akıl tutulmasıdır, bu bir çılgınlıktır. Bu konuda yetkili olanlar bir an evvel bu çılgınlığa dur demeli.” dedi.

Mudilerin alın terleriyle oynandığını belirten Soylu, “Orada vatandaşların alın teri yani birikimleri var. Serbest teşebbüs hürriyetinin olduğu söylenen bir ülkede böylesi bir yönetime el koyma ve bunu sanki bankanın tümüne el koyma şeklinde yansıtma söz konusu olamaz.’’ diye konuştu. Soylu, teşebbüs hürriyeti olmayan bir ülkeye yabancı sermayenin de girmeyeceğini kaydederek, “Dış ticaret açığını azaltılması, istihdama yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi gerekirken yaşananları akılla izah etmek mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

‘MADEN HUKUK VAR NEDEN İŞLEMİYOR?’

Hukuksuz el koymaya, akademisyenlerimizin, hukuk adamlarımızın, sivil toplum örgütlerinin, iş çevrelerinin ve vatandaşlarımızın hukuki çerçevede seslerini yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Soylu şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet Akademisi’nde yaptığı konuşmada, kanun mu hukuk mu sorusuna hukuk demişti çok haklı olarak. Kendisi Bank Asya’ya yapılanları hukukun neresine koyacak? Buradan da anlaşılıyor burada bir samimiyetsizlik var. Burada kirli ve şahsi bir kavganın olduğunu görüyoruz. Madem hukuk diyoruz neden hukuku işletmiyoruz.”

“KİN ALMA BİR ORTAÇAĞ DÜŞÜNCE ÜRÜNÜDÜR”

Dünyada eşi benzeri olmayan Ortaçağ skolastik düşüncenin ürünü bu bir kin alma, korkutma, sindirme operasyonunun başka bir ülkede dünyanın hiçbir yerinde görülmesi mümkün olmadığını belirten Soylu, “Bu iyiye gitmeyiş ülkenin iyi yönetilmemesinden kaynaklanıyor. Yani ekonomik göstergeler son 2 yılda gösteriyor ki ülkemiz bir uçuruma doğru sürükleniyor. Bu Bank Asya’ya yapılan operasyonla bunu hızlandırmış olduk.” dedi.

Soylu, bir ülkenin ekonomisini sırtlayan ekonomisine artı değer sağlayan işsizlik oranlarını azaltan ülkemizin insanlarına işveren bir kurumu sadece kişisel inat ve geleceğine tehdit gördüğü için böyle bir harekette bulunmaları asla kabul edebilecek bir durum olmadığını kaydetti. Soylu, bu durumun daha fazla ülkemize ve insanımıza zarar verilmemesi için duygularla değil aklıselimle hareket etmek gereklini söyledi.