Manisa Barosu Başkanı Ali Arslan, Türkiye’de yargının siyasileştiğini fakat buna rağmen Anayasa Mahkemesi (AYM)’nin, dershanelerin kapatılmasını öngören kanunu oy çokluğuyla iptal ederek doğru bir karar verdiğini söyledi. Arslan, AYM’den böyle bir karar çıkmasını beklemediğini söyledi.

Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili olarak bir yıl kadar önce hükümetin bir kanun çıkardığını hatırlatan Baro Başkanı Arslan, “Bu yasa yürürlüğe girdikten sonraki süreç içerisinde de CHP tarafından, Anayasa'ya aykırıdır gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edilmişti. Aslında bu kararın Anayasa'ya aykırı olduğu baştan itibaren belliydi. Aslında iptal edilen yasa ile birlikte eğitim sisteminde köklü bir değişikliğe gidiliyordu. Bu köklü değişikliği getirirken, dershaneleri kapatırken bunun yerine getirilen eğitim kurumları, dershanelerin boşluğunu doldurmuyordu. Liselerin dönüşmesi, dershanelerden kaynaklanan boşluğu doldurmuyordu. Tabii bu yasanın çıkarılması ile birlikte birçok hak ihlali de söz konusuydu. Dün zaten bu hak ihlalleri de Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilmiş durumda kararla birlikte. Anayasa Mahkemesi, bu tespitlerinde eğitim öğretim hakkının hangi hallerde sınırlanabileceğini, hak ihlallerinin hangi hallerde sınırlanabileceğini Anayasa'nın 13 ve 42. maddeleriyle eğitim ve öğretim hakkının özgünce kullanılmasını, yine Anayasa'nın 48. maddesi ile çalışma özgürlüğü ve girişim hakkıyla ihlali konusundaki maddelere bu yasanın aykırı olduğu kararına vardı. Bu çok doğru bir karar.” dedi.

Dershanelerin Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu söyleyen Ali Arslan, “Eğer dershaneleri kapatmak istiyorsak, o zaman eğitim öğretim sisteminde köklü değişiklikler yapmak gerekiyor. Bu değişiklikleri yapmadan, dershanelerin kapatılması mümkün değil. Zaten eğitim öğretim sistemimizde köklü değişikliler yapılmış olsa, bu arz talep meselesi, dershanelere talep olmadığından kendiliğinden kapanması söz konusu. Böyle kısa bir sürede dershanelerin kapatılması kararı alınmasıyla birlikte birçok öğretmen, buralarda çalışan birçok vatandaş ve bu alana yatırım yapmış olan birçok yatırımcının büyük zararlara uğramasına sebebiyet veriyordu. Aynı zamanda daha iyi okulları kazabilmek amacıyla kendilerine devletin sunmuş olduğu eğitim öğretimdeki eksiklerini kapatmak amacıyla gittikleri dershanelerin kapatılması, aslında o öğrencilerin de gelecekte daha iyi eğitim almalarını engeller konumdaydı. Bu anlamda Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğru bir karar. Bizce aslında geç de kalınmıştı bu kararın alınmasında. Geç de olsa doğru bir kararın alınması, Türkiye’deki zaten kötü durumda olan eğitim ve öğretim sisteminin daha kötüleşmesini engellemiş olacaktır.” diye konuştu.

Son yıllarda yargıda çok siyasi kararlar alınmaya başlandığını iddia eden Baro Başkanı Arslan, “Bu anlamda da Anayasa Mahkemesi’ne zaten raportörün kararı da iptal kararının reddi yönündeydi. Anayasa Mahkemesi’nden beklenen, raportörün kararı doğrultusunda karar vermesi ve CHP’nin iptal talebini reddetmesi konusundaydı ama biz her zaman söylüyoruz, her ne kadar yargı siyasallaşmış da olsa yargıya güvenmemiz gerekiyor. Yargı bir gün doğru kararı buluyor, doğru kararı verebiliyor. Bu, geçen süreçte de verilen birçok kararda görüldü. Burada yargı, sağduyulu olarak doğru kararı verdi aAma böyle bir kararı da beklemiyorduk tabii.” dedi.