Antalya Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı, Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiasıyla bir avukatın tutuklanmasıyla ilgili olarak, "Mevcut siyasi iktidara karşı hiçbir şekilde yöneltilen eleştirilere tahammül olmadığı, tahammülle karşılanmadığını gösteriyor." dedi.

Antalya Baro Başkanı Alper Tunga Bacanlı, Afyonkarahisar Barosu’na kayıtlı Avukat Umut Kılıç'ın, Adalet Bakanlığı’nda girdiği hakim adaylığı mülakat sınavında çıkan tartışma sonrasında, Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmesine tepki gösterdi.

Başkan Bacanlı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yargıtay’ın, siyasi kimliklere yönetilen sözlerin ağır da olsa, incitici de olsa bunlara katlanılması gerektiği yönünde kararları olduğuna dikkat çekti. Avukat Kılıç’ın sarf ettiği iddia edilen sözlerin, ceza hukuku anlamında suç teşkil edip etmediğinin tartışmalı olduğunu belirten Bacanlı; sadece avukat değil, sıradan bir vatandaşın dahi hakaret gibi bir eylemden hemen tutuklama ile karşılaşmasının son derece sakıncalı olduğunu söyledi.

Bunun peşin ceza anlamına geldiğini belirten Bacanlı, “16 yaşında çocuğu da Konya’da aynı suçtan tutuklamışlardı. Yargı uygulamaları maalesef gittikçe yaygınlaşıyor. Demokrasi açısından da bir ilerleme değil bir kayıp olarak görüyorum ben bunu. Bu kararları şöyle algılamak lazım; mevcut siyasi iktidara karşı hiçbir şekilde yöneltilen eleştirilere tahammül olmadığı, tahammülle karşılanmadığını gösteriyor. Gerçekten son derece sıkıntılı. Bugün avukatlara şu ya da bu nedenle yapılan saldırılar aslında vatandaşın hak arama özgürlüğüne, hukuki güvenliğine yapılan saldırılardır. Ceza davası açılabilir, sorgulama yapılabilir ama bunu tutuksuz yapmanın hiçbir zararı yok. Kaldı ki yargılama neticesinde ceza alsa bile bunun paraya ya da yaptırımlara çevrilmesi, ertelenmesi söz konusu. O zaman bu adamın yattığı boşa gitmiş olacak. Belki ceza almayacak. Siz bu adamı cezalandırmış olacaksınız. Bunu bir hakim, savcı yapmış olmasında bunlar tutuklanır mıydı merak ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Alper Tunga Bacanlı, her gün adliyede olan ve kamu görevi ifa eden bir avukatın ,'kaçma şüphesi' gerekçesiyle tutuklanmasının da akla, mantığa, izana ve insafa aykırı olduğunu, yasada öngörülen tutuklama şartlarının mevcut olmadığının altını çizdi.