Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, seçim sonrasında normalleşmeyi bekleyen Türkiye’de hala parti devleti uygulamalarının devam ettiğini söyledi.

Türkiye’nin farklı illerinde Sulh Ceza Hâkimliklerinin kararı ile dernek ve vakıflara yönelik operasyonlara tepki gösteren Çıtırık, zihniyet değişikliğine gitmek yerine söz konusu girişimleri ‘büyük bir talihsizlik’ olarak değerlendirdi. Çıtırık, “Çeşitli yerlerde yapılan aramalar ile öküzün altında buzağı aramamak lazım.” dedi.

Tansiyonu yüksek 7 Haziran seçimlerinin normal bir şekilde geride kaldığını hatırlatan Çıtırık, bu dönemde ısrarla gerilimden medet uman bir anlayışın hakim kılınmak istendiğini kaydetti. Siyasi partiler arasındaki yarışa ‘kaçak sarayın' sakininin de eklendiğini belirten Çıtırık, 92 yıllık cumhuriyet tarihinde ilk kez bir cumhurbaşkanının köşkten inerek, –Anayasa gereği ilişiği kesilen– siyasi parti için (AK Parti) meydanlarda çalışma yaptığını belirtti.

Cumhurbaşkanı’nın ‘derleyen, birleştiren, bütünleştirmenin’ çok ötesinde toplumu ‘kamplaştıran, ötekileştiren’ bir dil kullandığını vurgulayan Çıtırık, “Artık Türkiye’nin kural ve kurumları ile işleyen bir demokrasi içerisinde olağan, normalleşmesidir. 13 yıllık tek parti iktidarının özelikle son 5 senesini ciddi bir şekilde parti devleti yöntemiyle geçirmiş; olağanüstü dönemlere özgü koşullarla temel hak ve özgürlükleri güvenceye alan Anayasa askıya alınmıştır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kalmadı. İktidar, baskı, talimat ve yönlendirmeler ile yargı âdete bir ‘intikam alma’ aracı olarak kullanıldı. Yargıç güvencesinin kalmadığı bir sürecin içinden geçildi. İlan edilmemiş bir parti devleti ve açık faşizmin çeşitli uygulamaları herkesçe görüldü. Ülke artık bir olağanlaşma sürecine girmesi beklenirken; gerek Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın yaptığı açıklama, gerekse Sulh Ceza Hâkimliklerinin verdiği kararlarla insanlar yine ayrımcılığa tabi tutuluyor. İktidar gibi düşünmeyen insanlara çeşitli muhalif sıfatlar eklenerek, yine olağanüstü dönemleri anımsatan davranışları asla doğru bulmuyoruz. Başsavcının açıklamaları son derece talihsindir. Ebetteki bir suç ihbarından dolayı yargı görevini yapacaktır. Ama çok büyük iddialarla başlayıp, sonra her hangi bir kanıtın bulunamayarak toplumun huzuruna hizmet etmeyecek anlayışlardan yargının çıkartılması lazım.”

Sulh Ceza Hakimliklerinin doğal yargıç güvencesine ‘bal gibi’ aykırı olduğunun altını çizen Çıtırık, şöyle devam etti: “Bu mahkemelerin, daha çok siyasi iktidarın yargıya şekil verebilme, toplumsal muhalefeti sindirebilme doğrultusunda hizmet ettiklerini görüyoruz. Memleketin çeşitli yerlerinde farklı iddialarla soruşturmalar yürütülüyor. Hukukta belge ve kanıtlar konuşur. Maddi gerçeğin ortaya çıkması için de görev yapanların gözlüklerini doğru kullanmaları gerekir. Kimseye bir yaftalama yapılmamalıdır. İnsanların geçmişteki duruşu, eylemi veya çeşitli ilişkilerinden bir günah keçisi çıkartılmamalıdır. Memlekete tek parti dönemi valilerin uygulamaları hep eleştirildi. Artık siyasi iktidarla özdeşleşen valileri kimse istemiyor. Görevini yerine getiren gazeteciler vali tarafından gözaltına aldırılıyor. Normalleşmeyi beklerken hala parti devleti uygulamalarının devam ettiğini gözlemlemekteyiz.” ifadelerini kullandı.