Manisa’da aralarında eğitimle ilgili olanların da bulunduğu beş derneğe "makul şüphe" kastına dayanarak, anayasal düzene karşı suç işleme iddiasıyla baskın düzenlemesine ve bu sırada yaptığı açıklamayla adeta sıkıyönetim ilan eden İl Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren'e, derneklerin burs vererek okuttuğu öğrencilerden de tepki geldi. Burslarla Manisa Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ)’nde okuyan öğrenciler, bu derneklerin sevgi yuvaları olduğunu söyledi. Üniversite öğrencilerine burs verebilmek çocuklarının harçlıklarından, pazar masraflarından kısan, derneklerde yaptıkları mantı, yufka ve sarmalarla kermes düzenleyip gelir elde edip öğrenci okutan insanlara terör örgütü iftirasında bulunulmasının kendilerini çok üzdüğünü ifade ettiler. Bu derneklerde öğrencilerin eline silah değil, kalem verip okula gönderildiğini kaydettiler.

Manisa Eğitim Gönülleri Derneği (MEGDER)’nin verdiği burs ile CBÜ’de okuyan Sevilay Yerli, bu derneklerin öğrencilere okuyup vatanına, milletine hayırlı birer insan olmaları için burs verdiğini söyledi. MEGDER’den aldığı burs ile okuduğunu dile getiren Yerli, “Burs paralarını, börek yapıp kermeste satarak hazırlıyorlar. Kendi ailelerinin harçlıklarından kısarak burs veriyorlar. Böyle derneklere baskın düzenlemek terör örgütü suçlamasında bulunmak, hangi vicdana sığar? Bu doğru değil. Bu insanların iyilikten başka yaptıkları bir şey yok. Bize burs veriyorlar. Bizim için sarma sarıyorlar, börek açıyorlar, kermeslerde bunları satarak bizlerin burs paralarını ayarlıyorlar. Evinden, çocuklarının harçlıklarından, pazar harçlıklarından kısarak burs veriyorlar. Böyle derneklere terör örgütü suçlamasında bulunmak hangi vicdana sığar? Bu derneklerde yapılan iyilikleri herkes görüyor. Biz bu zamana kadar hiç kötülüklerini görmedik bu insanların. Bizim elimize kalem verip okula gönderiyorlar, silah vermiyorlar. Buralar sevgi yuvası. Bize burada sevgi veriyorlar, sevgiyle okutuyorlar, sevgiyle büyütüyorlar. Bir şeyler öğretiyorlar, öğrenmemizi istiyorlar. Burs veriyorlar. Başka yaptıkları bir şey yok.” dedi.

'BU DERNEKLER İYİLİKTEN BAŞKA BİR ŞEY YAPMIYOR'

Diğer bir öğrenci Nuran Gelen de MEGDER’in burslarıyla okuduklarını söyledi. Bu insanların birilerinin zorlamasıyla öğrencilere burs vermediğini belirten Gelen, "Ne koşullarda ve zorluklarda burs verdikleri ortada. Açılan yufkaların, yapılan mantıların kermeslerde satılmasıyla bizim burslarımızı veriyorlar. Burada zorla bir iş olmuyor, herkes gönüllü görev yapıyor. İnsanlar kendi içlerinden gelerek, vicdanının sesiyle bu bursları veriyor. Böyle insanlara terör örgütü iftirası atılmasını anlayamıyoruz. Bu zamana kadar zaten bu dernekler vardı. Son birkaç yıldır bu burslar verilmiyor, önceden de veriliyordu. Şimdi bu insanlara bu şekilde ithamda bulunulması yanlış. Böyle bir ithamda bulunmaları hangi vicdana sığar? Bu yapılanlar, bu söylenenler vicdanla bağdaşmıyor. Bu zamana kadar terör örgütü suçlamasında bulunulmayan insanlara, şimdi niye terör örgütü iftirası atılıyor. Bu dernekler iyilikten başka ne yapıyor?" dedi.

'MEZUN OLDUKTAN SONRA ONLARA VEFA BORCUMU ÖDEMEYİ ALLAH NASİP ETSİN'

Bu baskın ve iftiraları çok üzücü bulduğunu dile getiren Rümeysa Eser de şunları söyledi: “Çünkü burada çalışan ablalarımız, ağabeylerimiz sadece bizim öğrenci olmamız hasebiyle bizlere gönüllerinden kopanlarla yardımda bulunmaya çalışıyorlar. Bunlar gönülden yapılan şeyler. Zorla olacak olsa buna burs, yardım diyemeyiz. Buralara suçluymuş gibi bir anda her yere baskın yaparak, ortada bir suç unsuru varmış gibi göstermek çok üzücü. Burs verenlere, kurban kesenlere, himmet verenlere, yardım edenlere terör örgütü gözüyle bakılıyor. Ortada zaten bir delil yok. Kalkıp emniyet müdürünün, kendi polisimizin, kendi hukukçularımızın bu hizmet erlerini, gönül insanlarını bu şekilde nitelendirmesi, hatta böyle açıklamalar yapılması zaten doğru değil ki. İnsanlara suçlu ya da suçsuz denmesine sadece hukuk bakıyor. Bir mahkeme kararı olmadan böyle bir şey söylenmesi zaten komik bir durum. Bu insanlar gecelerinden gündüzlerinden fedakarlık yaparak, sürekli çalışarak ki başta kendi ülkelerinde, daha sonra dünyanın dört bir tarafına gözü kapalı gidiyorlar. Ailelerini, vatanlarını, milletlerini bırakıp gidiyorlar. Bu kalkıp herkesin yapabileceği bir iş değil. Uzaktan izlemek evet kolay olabilir ama en azından saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum, Farklı görüşlerde de olsa aynı görüşlerde de olsa ve dünyanın her tarafında hayretle izlenen bu kadar güzelliği, kalkıp biz kendi vatanımızı, milletimizi, kültürümüzü, değerlerimizi sırf Allah’ın rızası için anlatmaya çalışan bu insanlara terör örgütü suçlamasında bulunulmasına şaşırıyoruz. Dünya bu güzellikleri anlamış, hayretle izlerken bu insanlar, birbirine bağlı bu işi yürütüyorlar. Kendi vatanımızda, kendi insanlarımızca, kendi milletimizce anlaşılmaması çok daha üzücü bir durum. Allah, bu insanların hepsinden razı olsun, bize yaşatmak için yaşamayı ve güzellikleri bu kadar güzel gösteren, bu kadar güzel işleyen ağabey ve ablalarımızdan. İnşallah biz de mezun olduktan sonra bir işin ucundan tutup onlara vefa borcumuzu ödemeyi Allah bizlere nasip eylesin.”